İnsan hiç görmediği birini özler mi? Özler. Özlenen özgürlükse, hürriyetse, vatansa öyle bir özler
ki insan.
Atatürk özgürlüktür. Atatürk hürriyettir. Vatandır Atatürk.
Öyle özledim ki sizi Atatürk’üm. Özleminiz her geçen gün kat be kat artıyor. Özledikçe sizi,
resminize bakıyorum odamın başköşesinde duran. Konuşuyorum resminizle. Memleketi anlatıyorum,
gençleri ve o çok sevdiğiniz çocuklarınızı. Ama artık yüzünüze bakmadan konuşuyorum Atatürk’üm.
Utanıyorum yüzünüze bakamıyorum. Size layık evlatlar olamadık. Ne Cumhuriyet’i ne de emanetiniz
gençleri koruyabildik. Ant içmiştik oysa. Andımıza sağdık kalamadık. Açtığınız yolda, gösterdiğiniz
hedefe ilerleyemedik.
Siz “Ey Türk kadını, sen yerlerde sürünmeye değil, göklerde yükselmeye layıksın” dediniz. Biz
kadını yer ile yeksan ettik, koruyamadık.
Siz “Geleceğin bir gülü ve ikbal ışığı çocuklarımızdır” dediniz. Biz geleceğimizi, çocuklarımızı
tarikatların, cemaatlerin kucağına attık, koruyamadık.
Siz “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” dediniz. Biz ne ilimi ne de ilim insanını koruyabildik.
Siz “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” dediniz. Biz milleti “ümmet” yapmak isteyenlerden
koruyamadık.
Siz “Cumhuriyet fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister” dediniz. Biz Cumhuriyeti de
koruyamadık. Fikrimiz tutsak, vicdanımız tutsak Atatürk’üm.
Ne mi yaptık? 10 Kasımlarda yas tuttuk, karalar bağladık. 29 Ekimlerde bayrak salladık, nutuk
attık. Bizi bir torba kömüre, bir paket makarnaya muhtaç edenlere özgürlüğümüzü sattık. Doların
yeşilini doğanın yeşiline tercih ettik. Kanlarınızla suladığın vatan topraklarının parsel parsel satılışına
göz yumduk.
Kayıtsız, şartsız bize verdiğin egemenliği yine tek adama verdik. Fazla geldi bize özgürlük, fazla
geldi bize demokrasi, hazmedemedik.
Gençlerin hayallerini, çocukların geleceğini çaldık. Geleceği bırakın kahkahasını çaldık çocukların.
O yüzden bakamıyorum yüzüne Atatürk’üm utanıyorum.
Ancak size söz veriyorum Atam. Yine, yeniden kurtaracağız milleti esaretten, yokluktan,
yoksulluktan. Hürriyet yine dolaşacak memleketimizde göğsünü gere gere.
Gençler sokaklarda “Eyy, özgürlük” diye haykıracak avaz avaz.
Çocuklarımız şen kahkahalar atacak. Duyacaksınız ta Anıtkabir’den.
İşte o zaman bakabileceğim yüzünüze Atatürk’üm, utanmadan ve büyük bir gururla…