Ateş sadece düştüğü yeri mi yakar? Herkesin bildiği bir atasözü olmasına rağmen biliriz ki ateş nereye düşerse düşsün bazen bizi de yakar… Öyle ki günlerdir ülkemizin güneyinde yaşanan can sıkıcı yangınlar sadece ormanları değil, hepimizin içini de yakıyor.   

Devam eden orman yangınları sadece ağaçları değil, orada yaşayan hayvanları, böcekleri, karıncaları, otları ve birçok bitkiyle birlikte bir ekosistemi de yok ediyor. Doğaya yarar sağlamaktan başka bir amacı olmayan canlıların acı çekişlerine şahit olurken çaresizlik ve belirsizlik gibi iki yoğun duyguyla da mücadele etmeye devam ediyoruz. Hem üzülüyoruz, hem yanıyoruz, hem de faydasız tartışmalarla uğraşıyoruz.

Ormanlarımız, ciğerlerimiz, nefes kaynaklarımız ve doğanın asıl sahipleri cayır cayır yanıyor. Kimi sabotaj diyor, kimi iklim değişikliği. Herkes kendine göre yangınların çıkış sebebi üzerine fikir yürütüyor. Fikir yürütüyor diyorum çünkü henüz yargının orman yangınlarının çıkış sebebine ilişkin ulaştığı net veya somut bir bilgi bulunmuyor. Buna rağmen bazılarımız sebep olarak yangını çıkaran kişilerin olduğunu, bazılarımız ise iklim değişikliğini öne sürüyor ve enerjisini bu iddiasını ispatlamaya çalışarak harcıyor. Ancak farkında olmamız gereken tek gerçek şudur ki; yaklaşık bir haftadır devam eden yangınların sabotaj veya iklim değişikliğinden kaynaklanmasının hiçbir önemi yok. Bugün itibariyle tartışma konusu yapmamız gereken şey yangınların çıkış sebebi değil, söndürülemeyiş sebebi…

Orman yangınlarının söndürülmesi için tedaviyi bir an önce uygulamak ve sonrasında bu yangınların çıkış sebepleri üzerine konuşmak gerekirken kendi sorumluluklarımızdan kurtulmak adına başkalarını suçlamaya devam ediyoruz. Ülkemizin güneyinde başlayarak ciğerlerimizi yakmaya devam eden yangının çıkış kaynağını tartışmanın da faydalı olmadığını halen devam eden yangınlar bize gösteriyor. Tedavi uygulamaktansa teşhis koymak işe yarasaydı, bugün o yangınlar tamamen söndürülmüş olurdu.

Acılardan kurtulup, belirsizlik ve çaresizlik hali üzerimizden kalkıp tüm hayat normale döndüğünde yargının yapacağı soruşturmalar neticesinde ormanların yanmasından sorumlu olan kişiler varsa ortaya çıkarılacaktır. Ancak henüz buna ilişkin net veya kamuoyuna yansıyan kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte, bu yangınlar gerçekten iklim değişikliğinden kaynaklanan sıcaklık artışından dolayı çıkmış olabilir. Bunun tespiti bugün değil, günlerdir süren yangınların söndürülmesinden sonra yapılmalıdır. Yapılacak tespit neticesinde de bu yangınların tekrar yaşanmaması adına ciddi önlemler alınarak aynı acıların tekrar yaşanmasının önüne geçilmelidir.

Bugün tek ortak amacımız yangınların söndürülmesi için uğraşmak olmalı. Ne yazık ki bizler bu konuda dahi birliğimizi sağlayamıyoruz. Bir kesim sosyal medya üzerinden yurtdışı haber merkezlerine fotoğraflar ve bilgiler göndererek yangınların söndürülmesi için yardım çağrısı yapıyor, başka bir kesim ise bu yardım çağrısı yapanları ihanetle suçluyor. Ormanlar bir ülkenin sınırları içerisinde olsa da tüm dünya ekosistemi açısından önemlidir. Ayrıca ormanlara salt ağaç olarak bakmak çok basit bir bakış açısı olacaktır. Ormanda yaşayan hayvanlar, böcekler, karıncalar, otlar, ağaçlar, bitkiler bir düzen içerisinde hareket ediyorlar ve doğaya katkı sunuyorlar. Bunun farkında olarak, bu yangınların söndürülememesi sadece ülkemizin değil tüm dünyanın ortak sorunudur.

Ormanları evi yapmış canlıların bugünlerde hem kendileri hem de evleri yanıyor. Dünyayı birlikte paylaştığımız dostlarımızın yuvalarına düşen yangınlar onları evsiz bırakırken bizi de nefesimizden mahrum ediyor. Bugünlerde yanan yalnızca ormanlar değil, aynı zamanda geleceğimiz… Ateş düştüğü yeri değil, geleceğimizi yakıyor…

Memleket isterim

Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;

Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.

Memleket isterim

Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;

Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

Memleket isterim

Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;

Kış günü herkesin evi barkı olsun.

Memleket isterim

Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;

Olursa bir şikayet ölümden olsun.*

*Cahit Sıtkı Tarancı’nın ‘Memleket İsterim’ şiiri.