banner5

banner4

banner18

13.08.2021, 14:57

CUMHURBAŞKANIM ÜLKEMİZİN ÇIKARLARI VE GÜVENLİĞİ İLE ÇELİŞİYOR

Güneyde ve batıda ormanlarımız cayır cayır yanıyor, söndürmek için üzerine su atamıyoruz. Kuzeyde, Karadeniz’de ise sel felaketine maruz kalıyor, sudan zarar görüyoruz, yerleşim bölgelerimiz tahrip oluyor ve can kaybı yaşıyoruz.

Ülkemiz orman yangınlarının yaz aylarında sıkça yaşandığı bir coğrafyada bulunmasına, geçmiş yıllardan bu konuda epeyce yangınlı ve acılı deneyime sahip olmasına, son yıllarda küresel ısınmanın da etkisiyle Akdeniz bölgesinde orman yangınlarında artış olmasına rağmen; 2021 yazına orman yangınlarına karşı son derece hazırlıksız ve donanımsız girdi. Türkiye’nin yüzölçümü olarak altıda biri büyüklüğünde olan Yunanistan’ın bile 39 uçağı varken, bizim hiç uçağımız yoktu!

Yangınların da Selin de Sorumlusu İktidardır

İktidar, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türk Hava Kurumu (THK) gibi eldeki imkânları da kullanmadı veya kullanamadı. Yangına karşı organize olamadı. Üzerine beceriksizlik, nitelik ve liyakat sorunu da ilave olunca yaşadığımız acı tablo ortaya çıktı. Demem o ki; bu yangınlardan bu kadar çok zarar görmemizin nedeni siyasi iktidardır. Tek yapabildikleri şey sorumluluğu başkasının üstüne atmaktır. Bu arada yangınları fırsat bilip Akdeniz ve Ege’de -iktidarın söylemi ile- bazı kupon yerlerin imara, otel yapımına yönelik olarak yakıldığını da duyuyoruz.

Karadeniz’de meydana gelen selde de görülen zararın sorumlusu yine siyasi iktidardır. Doğal çevreyi, ekolojik dengeyi yok sayan, dere yataklarına yapılaşma izni veren ve hatta özendiren, yaylalarımızı mahveden, yeşil alanları tahrip eden, derelerin üzerine tüm bilimsel itirazlara rağmen HES’leri diken, her tarafı betonlaştıran iktidar, yaşanan sel felaketinin de baş sorumlusudur.

Kanal İstanbul da Aynı Kapsamdadır

Kanal İstanbul girişimi de sonuçları itibarıyla Türkiye’nin egemenliğine ve güvenliğine vereceği zararın yanında İstanbul, Trakya ve Marmara’nın ekolojik dengesini, doğal çevresini, su kaynaklarını, iklimsel görünümünü ve doğal afetlere karşı direncini yerle bir edecektir. Bu sonuçlar; iktidarın çağdışı ideolojisi, rant odaklı politikaları ve sorgulayıcı aklı ve pozitif bilimi yok sayan “Çatlasanız da patlasanız da yapacağız” yaklaşımlarının ürünleridir.

Bugün Türkiye, emperyalist projelerin ürünü olan Beşinci Nesil Savaş’ın bir operasyonu olarak planlanan kitlesel göç tehdidi ile karşı karşıyadır ve bu kitlesel göç şu anda ülkemizin açık ara bir numaralı dış ve iç tehdididir. İktidar, bu tehdide karşı Türkiye’yi korumak yerine, bu tehdidi uzun soluklu ulusal stratejik hedefleri ve planları için bölgeye ve Türkiye’ye yönelten ABD’ye teslim olmuş durumdadır.

Askerlerimizi Ateşe Atıyorlar!

Kitlesel göçü tetikleyen iradenin gerekçeleri; bölgeyi istikrarsızlaştırmak, Türkiye de dâhil olmak üzere kitlesel göçe maruz bırakılan ülkelerin demografik ve toplumsal yapılarını tahrip edip ulus kimliklerine son vererek ulus devlet yapılarını aşındırmak, küçültmek ve bu yolla küreselleşmenin önündeki en önemli direnç odakları olan ulus devletleri yok etmektir.

Tüm NATO ülkeleri ve ABD Afganistan’dan çekilirken Mehmetçiği Afganistan’da bırakmak ve Kabil Havalimanı’nın bekçiliğini hiçbir ulusal çıkarımız ve güvenlik ihtiyacımız olmadığı halde yaptırmak çok ama çok yanlıştır. Bu askerlerimizi, yani çocuklarımızı ateşe atmak ve Taliban’ın insafına bırakmaktır. Aynen İdlib’de olduğu gibi!

Yanlışta Israr Bedel Ödetir!

Geçtiğimiz yıl, İdlib’e askerlerimiz gönderilmeden hemen önce ekranlardan uyarmıştım; “Yakın hava desteği olmadan İdlib’e asker göndermek, askerlerimizi bile bile ölüme göndermektir” diye. Çünkü Ruslar hava sahasını bize açmıyordu ve o harekâtı yapmamızı istemiyordu. İktidar uyarımızı dinlemedi, harp prensiplerini yok saydı ve sonunda resmi rakamlara göre 36 şehit verdik. Esasında askerlerimizi Ruslar şehit etmişti, iktidara balans ayarı vermek için! Bu çok yanlıştı ve büyük bedel ödendi. Şimdi de aynı yanlış Afganistan’da yapılmak üzere.

Gerek Afganistan’a Mehmetçiği göndermek ve Kabil Havalimanı bekçiliği yaptırmak, gerekse Afganistan’dan gelen kitlesel göçe sınırlarımızı açmak ABD’nin fikri, planı ve direktifiydi. Bunu muhtemelen 14 Haziran 2021’de, Brüksel’de Erdoğan’dan istediler. Bu durum bilindiği için Erdoğan’ın yanına diplomat, bu konularda uzman bir kişi veya şahit olabilecek bir devlet görevlisi alınmadı.

Demir-Çelik ve Tarıma Büyük Darbe Vurur

Daha dün akşam şahit olduk. Önceden çanak soruların verilmesine ve önceden hazırlanan Prompter’a cevapların yazılmasına rağmen hala sufle verilmesine ihtiyaç duyulduysa 14 Haziran’da daha fazlasına ihtiyaç vardı. Brüksel’de yanında ben olsaydım; “Sayın Cumhurbaşkanım Biden’in teklifini kabul etmeyelim, ülkemizin çıkarları ve güvenliği ile çelişiyor” derdim.

Türkiye iktidarla adeta bir felakete koşuyor, aynen Osmanlı dönemindeki gibi. Şimdi de Ukrayna ile Serbest Ticaret Anlaşması (STA) yapmak yeni hedefleri. Ukrayna ağırlıklı olarak güçlü olduğu iki sektörün bu kapsama alınmasını istiyor; Demir-Çelik ve Tarım. Bu iki sektörde gümrük vergileri sıfırlanacak. Türkiye’de her iki sektör de STA kapsamına girmek istemiyor. İktidar harıl harıl Demir-Çelik ve Tarım sektörünü ikna etmeye çalışıyor ve baskı yapıyor. STA imzalandığı takdirde Türkiye’de Demir-Çelik sektörü büyük darbe alır, rekabet ve yatırım yapma imkânını kaybeder. Zaten can çekişen Tarım Sektörü ise iyice yok olur. STA kapsamında sıfır gümrükle Türkiye’ye gelecek Ukrayna buğdayı, arpası, yulafı, soyası ve mısırı ile Anadolu rekabet edemez ve biter.

Konuşmamız Gereken Erken Seçimdir

Türkiye ile Ukrayna arasında Serbest Ticaret Anlaşması yapılması fikri ABD’nin ve Biden’ın ricaları arasında. Amaç; Ukrayna’yı ekonomik yönden güçlendirmek, Rusya’ya karşı direnç noktası haline getirmek, AB’ye aldırmak ve NATO’ya alarak Rusya’yı aynen Sovyetler Birliği’ne yaptığı gibi çevreleyip ve etrafını istikrarsızlaştırarak kaynaklarını tükettirecek şekilde silahlanma yarışına sokmak. Biz; “ABD çok istiyorsa Ukrayna’yı güçlendirmek adına bunun faturasını kendi çiftçisine ve kendi demir-çelik sektörüne ödetsin, bize değil” diyoruz ama bu toprakların sesi olmayan, kendi çıkarları için Türkiye’nin ve halkının güvenliğini ve çıkarlarını yok sayan bir iktidarla faturayı hep biz öderiz ve ödüyoruz da!

Sonuç olarak; bu iktidarla Türkiye’nin gün yüzü görmesine, huzur bulabilmesine, ekonomik kaynaklarımızın hakça bölüşülmesinin önünün açılabilmesine, iç barışımızın yeniden tesisine imkân yoktur. Bugün konuşmamız gereken tek şey; adil ve dürüst bir seçime olan ihtiyaçtır.

Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 25 60
2. Fenerbahçe 24 54
3. Beşiktaş 25 49
4. A.Demirspor 25 45
5. Trabzonspor 25 44
6. Başakşehir 24 41
7. Kayserispor 25 38
8. Konyaspor 25 34
9. Karagümrük 24 31
10. Antalyaspor 25 28
11. Alanyaspor 25 28
12. Sivasspor 25 27
13. Kasımpaşa 25 26
14. Gaziantep FK 25 25
15. Ankaragücü 24 25
16. İstanbulspor 24 24
17. Giresunspor 24 23
18. Hatayspor 24 23
19. Ümraniye 25 22
Takımlar O P
1. Samsunspor 26 54
2. Eyüpspor 26 53
3. Pendikspor 26 47
4. Rizespor 25 46
5. Keçiörengücü 26 46
6. Sakaryaspor 26 46
7. Bodrumspor 26 41
8. Manisa FK 25 39
9. Boluspor 25 38
10. Bandırmaspor 25 37
11. Göztepe 25 35
12. Tuzlaspor 26 28
13. Altay 26 25
14. Adanaspor 26 25
15. Erzurumspor 25 24
16. Altınordu 25 20
17. Gençlerbirliği 25 17
18. Denizlispor 26 17
19. Yeni Malatyaspor 26 16
Takımlar O P
1. Arsenal 28 69
2. M.City 27 61
3. M. United 26 50
4. Tottenham 28 49
5. Newcastle 26 47
6. Liverpool 26 42
7. Brighton 25 42
8. Brentford 27 42
9. Fulham 27 39
10. Chelsea 27 38
11. Aston Villa 27 38
12. Crystal Palace 28 27
13. Wolves 28 27
14. Leeds United 27 26
15. Everton 28 26
16. Nottingham Forest 27 26
17. Leicester City 27 25
18. West Ham United 26 24
19. Bournemouth 27 24
20. Southampton 28 23
Takımlar O P
1. Barcelona 26 68
2. Real Madrid 26 56
3. Atletico Madrid 26 51
4. Real Sociedad 26 48
5. Real Betis 26 45
6. Villarreal 26 41
7. Athletic Bilbao 26 36
8. Rayo Vallecano 26 36
9. Osasuna 26 34
10. Celta Vigo 26 34
11. Mallorca 26 32
12. Girona 26 31
13. Getafe 26 29
14. Sevilla 26 28
15. Cadiz 26 28
16. Real Valladolid 26 28
17. Espanyol 26 27
18. Valencia 26 26
19. Almeria 26 26
20. Elche 26 13