İranlı Nobel Barış Ödülü sahibi insan hakları savunucusu Şirin İbadi, 22 yaşındaki Kürt kadın Mahsa Amini'nin polis gözaltısında ölümünün "rejimin çöküşüne yol açacak, geri dönüşü olmayan bir devrimci süreci" tetiklediğini söyledi.

İnsan hakları alanındaki faaliyetlerinden ötürü 2003 yılında Nobel Barış Ödülü'nü kazanan ve 2009'dan bu yana Londra'da sürgünde yaşayan İbadi, "Devrim süreci, nihai hedefine ulaşıncaya kadar durmayacak bir tren gibi." ifadesini kullandı.

Reuters'a mülakat veren İbadi, devletin ölümcül şiddet kullanmasının sıradan İranlıların din adamlarına karşı duyduğu öfkeyi daha da derinleştireceğini zira taleplerinin giderilmediğini söyledi.

İbadi, "Protestolar farklı bir şekil aldı ama sona ermedi." değerlendirmesinde bulundu.

Mevcut yönetimin "iktidardan uzaklaştırılması" için Batı'nın Tahran'daki büyükelçilerini geri çekerek İran'la siyasi bağlarını azaltmak gibi "pratik adımlar" atması gerektiğini belirten yazar, avukat ve hak savunucusu İbadi, ilaveten nükleer anlaşma dahil yönetimle herhangi bir anlaşmaya varmaktan kaçınılması gerektiğini sözlerine ekledi. 

Ülkede 1979'da gerçekleştirilen İslam Devrimi'nden bu yana ülkeyi yöneten din adamlarını sert bir dille eleştiren İbadi, hükümet karşıtı gösterilerin en güçlü ve açık sözlü destekçilerinden biri olarak öne çıktı.

Ayrıca İbadi, "mevcut protesto dalgasının müesses nizamın meşruiyetine karşı şimdiye kadarki en cesur meydan okuma olduğuna inandığını" dile getirdi.

İranlı ünlü yönetmen Penahi cezaevinde açlık grevine başladı

Bu arada İran'da tutuklu ünlü yönetmen, senarist ve yapımcı Cafer Penahi açlık grevine başladı. İran İnsan Hakları Aktivistleri Ajansına (HRANA) göre, başkent Tahran'daki Evin Cezaevi'nde tutuklu bulunan Penahi, Yargıtay kararına rağmen yetkililerin tutukluluk süresini uzatması ve geçici serbestlikten faydalanamaması nedeniyle açlık grevine başladığını duyurdu. Penahi, İran'da protestoculara karşı güç kullanımını eleştiren bildiriyi imzaladığı gerekçesiyle geçen yıl temmuzda tutuklanmıştı.

Ünlü yönetmen 2010'da da bir yıl önceki cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra çıkan olaylara destek verdiği gerekçesiyle 6 yıl hapis cezasına çarptırılmış, ayrıca 20 yıl boyunca film yapımcılığı, medyaya röportaj vermesi ve yurt dışına çıkışı yasaklanmıştı. Uluslararası festivallerden birçok ödül kazanan Penahi, filmlerinde İran toplumunda sınıflar arasındaki farkları çarpıcı şekilde anlatmasıyla biliniyor.

Mahsa Amini gösterileri

Mahsa Amini'nin "uygunsuz kıyafet" giydiği gerekçesiyle tutuklanması ve 16 Eylül'de hayatını kaybettiğinin açıklanmasının ardından patlak veren protestolar, yerini rejim karşıtı eylemlere bıraktı.

Tahran yönetimi, Amini'nin ölümünü daha önceden var olan sağlık sorunlarına bağladı ve ABD ile diğer düşmanlarını, "dini müesses nizamı istikrarsızlaştırmak için huzursuzluğu körüklemekle" suçladı.

Ülkenin sertlik yanlısı yöneticileri, son kırk yıldaki diğer protestolar karşısında geçmişte yaptıkları gibi, bu eylemleri de yine aşırı güç kullanarak bastırdı.

Yetkililer, protestolara katılan onlarca kişiye idam cezası verdi ve en az dört kişi idam edildi.

HRANA'dan yapılan açıklamada, çarşamba günü itibariyle 71'i çocuk olmak üzere 527 göstericinin olaylar sırasında öldürüldüğü bildirildi. Grup, 19 bin 262 protestocunun da tutuklandığına inanıldığını belirtti.

Solingen'de Yine Aynı Facia: 4 Türk Hayatını Kaybetti Solingen'de Yine Aynı Facia: 4 Türk Hayatını Kaybetti

Ayrıca 70 güvenlik personelinin hayatını kaybettiği belirtildi.

İbadi dahil birçok insan hakları savunucusu infazların eylemcileri sindirmeyi ve sokaklardan uzak tutmayı amaçladığını belirtiyor.

Enflasyonun yüzde 50'nin üzerine çıkarak son on yılların en yüksek seviyesine ulaştığı İran'da İstatistik Merkezi'nin verilerine göre, halkın yüzde 50'den fazlası yoksulluk sınırının altında kalırken genç nüfus arasındaki işsizlik oranları da yüksek seviyede seyretmeye devam ediyor.

Kaynak: tr.euronews.com
Editör: Haber Merkezi