Biz insanlar bir toplum olarak bazı evrelerden geçtik. Bunları günümüzde numaralandırarak tanımlıyoruz. Bir sonraki evremiz ise bir süredir Toplum 5.0 olarak olarak isimlendiriliyor. İlk olarak 2016 yılında Japonya’da süper akıllı toplum sloganı ile ortaya atılan fikir, günümüzde bir çok ülke tarafından benimsenmiş gibi gözüküyor. Bu yazımızda Toplum 5.0’ın ne olduğunu anlamaya çalışalım. Ancak öncelikle bugüne nasıl geldiğimize bakalım.

Toplumsal Olarak Bugüne Nasıl Geldik?

İnsanlığın tarihsel gelişim seyri içinde, yaşanan teknolojik gelişmeler ile her defasında kendine yeni bir yetkinlik kazandırarak bir sonraki toplumsal düzeye geçmiştir.

Toplum 1.0 düzeyindeki insanlar, yaşamlarını sürdürürken bazı bitkilerin ehlileştirilmesi, sulama kanallarının inşa edilmesi ve tarım tekniklerinin gelişmesini sağladı. Sürecin devamında yerleşik hayata geçiş yapan avcı toplumu, toplayıcı yaşantısını terk ederek tarım toplumu (Toplum 2.0) hâline geldi. Bu süreç aslına oldukça uzun bir süre devam etti.

MEB'den Büyük Değişiklik: Ortak Sınavlarda Test Dönemi Sonlandı, Yeni Değerlendirme Yöntemi Geliyor MEB'den Büyük Değişiklik: Ortak Sınavlarda Test Dönemi Sonlandı, Yeni Değerlendirme Yöntemi Geliyor

1760’lara geldiğimizde de Endüstri toplumu (Toplum 3.0) ortaya çıkacaktı. Bu dönemde yüksek verim artışına rağmen makineler iş gücüne ihtiyaç duyuyordu. Zaman içinde elektrik enerjisinin verimli kullanılması sonucunda gerekli insan gücünün minimuma düşürülmesini hedefleyen seri üretim hatları kurulacaktı. Tüm bu değişimler, yeni iş alanlarının ortaya çıkmasını, insanların çalışma ve yaşam şekillerinin değişmesine neden oldu.

Bu dönemde artan fabrika sayıları ile makine kullanımını sağlayacak insan gücüne tekrar ihtiyaç duyulacaktı. Bu aslında yeni bir endüstriyel gelişimi tetikleyecekti. 90’lı yıllarda, bilişim teknolojileri ışığı altında yaşanan gelişmeler, insanları internet adı verilen bir iletişim ağı ile tanıştırdı. İnternet, haberleşmede diğer kitle iletişim araçlarından farklı olarak kullanıcılarına interaktif bir deneyim sundu. Endüstri toplumunu etkileyen bu yenilikçi teknoloji, beraberinde bilişim dünyası aracılığı ile bilginin dağıtımını kolaylaştırdı. O günden bugüne yaşanan tüm gelişmeler Toplum 4.0’ın yani Bilgi toplumunun ortaya çıkmasını sağlayacaktı.

Toplum 5.0 Fikri Nasıl Ortaya Çıktı?

İlk olarak 2011 Hannover Fuarı’nda tanıtılan “Endüstri 4.0” fikri, Almanya tarafından resmi olarak tanıtılmıştı. Endüstriyel devrimleri kademelendiren ilk yaklaşımda su ve buhar gücüne dayalı makineleşme birinci endüstri devrimi olarak görülüyor. Sonrasında Henry Ford’un geliştirdiği üretim bandıyla hızlanan seri üretim geliyor. Devamında elektrik ile ikinci, bilgisayarların hayatımıza girmesiyle de üçüncü endüstri devriminin gerçekleştiğini biliyoruz.

Sonrasında bilgisayar ağlarının geliştirilerek üretim aşamasına katılmasıyla ortaya çıkan dördüncü endüstri devrimi geliyor. Bu dönem en basit ifadeyle üretimin akıllı sistemlere devredilmesi olarak tanımlanıyor. Bu aşamada nesnelerin interneti, bulut depolama sistemleri, bilişsel yazılımlar ve benzerleri ile işleyen akıllı üretim sistemleri öne çıkıyor.

Yukarıdaki sınıflandırmadan da anlayacağınız gibi toplumsal dönüşümler Endüstri devrimleri ile birlikte geldi. Sonucunda tüm bunlar insanlar için hayatı kolaylaştırmak ve hızlandırmak amacını taşıyor. Ancak odağına insanları koymuyor. Aslına bakarsanız Toplum 5.0 fikri buna bir cevap olarak doğmuştur. Bunun nedeni Toplum 5.0’ın odağında sosyal refah ve bireylerin mutluluğunun olmasıdır.

Toplum 5.0 Nedir?

Toplum 5.0, süper akıllı yapay zeka veri sistemleriyle toplumun sorunlarını çözmek için ekonomik ve teknolojik ilerlemeyi dengeleyen insan merkezli bir toplumdur. İnsanların, doğanın ve teknolojinin verilerle güçlendirilmiş sürdürülebilir bir denge oluşturduğu daha akıllı bir toplum için yeni bir vizyonu temsil etmektedir. Başka bir deyişle teknolojik aklı insan aklının hizmetine sunarak bir anlamda süper akıllı toplumlar oluşturmayı hedeflemektedir.

Japonya yaşlanan nüfus, azalan doğum oranı ve bozulan altyapı gibi sorunlar ile karşı karşıya olan ülkelerden birisidir. Japonya tüm bu sorunların çözümünün Toplum 5.0’a dönüşmek olduğunu ileri sürmüştür. Toplum 5.0, önceki dört toplumdan izler taşımakla beraber, kazanımları açısından bilgi toplumundan oluşacaktır. Ancak bu toplumun merkezinde “insan” ve “insanın yaşam kalitesi” yer alacaktır.

Japonya’nın Eğitim, Kültür, Spor, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı, ilkokuldan üniversite düzeyine kadar Toplum 5.0’ın ihtiyaç ve değerlerini karşılamak için eğitim sisteminin nasıl ayarlanacağını dikkatle değerlendiriyor. 2017’de bakanlık, konuyla ilgili bir komite kurdu. Uzun tartışma ve münakaşalardan sonra komite genel bir sonuca vardı.

Japonya Öğrencilerini Toplum 5.0’a Nasıl Hazırlıyor?

Öğrencileri hızlı teknolojik değişime hazırlamak için anahtar, insan gücüne odaklanmaktır. Bunun gerçekleşmesi için Japonya, kritik olabilecek iki radikal değişikliği düşünüyor. Başarılı olursa bu Japonya’yı, yüksek teknoloji çağında öğretim için bir rol model olarak konumlandıracaktır.

İlk fikir, sınıf ilerlemesini daha esnek hale getirmektir. Bu, her yıl tamamen başarısız olmak veya tamamen geçmek yerine, anlayışta boşluk olmamasını sağlamak için daha fazla destek sınıfı sağlanacağı anlamına gelir. Örneğin, bir öğrenci beşinci sınıfa geçtiği halde matematikte başarılı olamadıysa, beceriler tamamen öğrenilene ve anlaşılana kadar beşinci sınıf dersini tekrar almak zorunda kalacaktır.

Yetkililer bu kararın arkasındaki fikri şu şekilde tanımlıyor. “Temel becerilerin mükemmelleştirilmesi gereken zaman beşinci, altıncı ve yedinci sınıftır. Bunlar her şeyin temelidir. Sonuçta okuma beceriniz yoksa ve tarih, fizik veya kimya öğrenmeye çalışırsanız tanımları anlamazsınız ve kaybolursunuz.”

Yetkililer bu bakış açısı ile konular ve disiplinler arasındaki engellerin kaldırılmasını planlıyor. Bunun gelecek neslin süper akıllı geleceğe hazırlanması için yapılması gereken ilk adım olduğu düşünülüyor. Bugün dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi Japonya’da da üniversite giriş sınavlarına giren öğrenciler iki gruba ayrılıyor. Ülkemizde de olduğu gibi bir grup ağırlıklı olarak sosyal bilimler okurken, diğer bir grup ise matematik ve fen bilimlerini okuyor.

Ancak yetkililer, teknolojinin entegre olduğu bir dünyada, bu yaklaşımın artık pratik olmayacağını düşünüyor. Bu nedenle, gelecekte matematik, veri bilimi ve programlama gibi konuların yanı sıra felsefe ve dil eğitimi gibi konuların da temel gereksinimler olduğu bir eğitim sistemi oluşturmayı planlıyor.

Sonuç Olarak;

Yukarıda okuduğumuz süreçler olumlu gözükse de elbette uygulanabilirlik açısından bir çok sorunu da beraberinde getiriyor. Gelecek 10-15 yıl içerisinde Toplum 5.0 kapsamında bahsedilen teknolojilerin yaygınlaşacağı düşünülürse, ülkemizdeki her bir sektörün bu anlamda adımlar atması gerekiyor. Ülkemiz, gençlerinin, sadece teknolojiyi kullanan değil geleceğin teknolojilerini tasarlayan ve üreten olacak biçimde eğitilmesi gerekiyor. Ne yazık ki bu konuda hala çok yavaş ilerliyoruz. Oysa ki gelecekte var olmak istiyorsak doğru adımların atılması gereken zaman şimdidir.

Kaynaklar ve ileri okumalar

  • What is ‘Society 5.0’ at the G20 summit? Yayınlanma tarihi: 28 Haziran 2019; Bağlantı: https://news.cgtn.com/news/
  • How Japan is Preparing its Students for Society 5.0; Bağlantı: https://foreignpolicy.com/
  • Fahrettin ÖZTÜRK; İnsanlık Yararına Teknolojik Dönüşüm: Toplum: 5.0; Bilim ve Teknik Mart 2021

Kaynak: www.matematiksel.org

Editör: Haber Merkezi