İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kadıköy Belediyesi'nin ev sahipliğinde yapılan 'Uluslararası Sürdürülebilir Kentler Zirvesi’nde, "Kentleri yönetenlerin, bir araya gelip konuştukça savaşı engelleyici bir güce de sahip olacağına inanıyorum. Dolayısıyla 21. yüzyıla yakışmayan savaş ortamını, kesinlikle kınıyorum. Savaşa, kesinlikle ‘hayır’ diyorum. Bir an önce savaşın bitmesini diliyorum. Dünyanın bu tür ortamlarda kötü sınavlarını, özellikle Ortadoğu’da, yakın coğrafyamızda yıllardır yaşıyoruz. Umarım bu sınavı kötü vermez dünya” diye konuştu. 

Kadıköy Belediyesi ve Uluslararası Sürdürülebilir Kentler Birliği (ICLEI) iş birliğinde düzenlenen 'Uluslararası Sürdürülebilir Kentler Zirvesi' Kozyatağı Kültür Merkezi’nde düzenleniyor. Zirve kapsamında bugün yapılan 'Başkanlar Paneli'nin katılımcıları, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Mannheim Belediye Başkanı ve Küresel Belediye Başkanları Parlamentosu Başkanı Peter Kurz, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet ve Bozkurt Belediye Başkanı Birsen Çelik oldu. Finlandiya’nın Turku Belediye Başkanı Minna Arve de gönderdiği bir videoyla panele katıldı.

“Burada sosyal demokrat belediye başkanları bir aradayız” diyen İmamoğlu, panelde iklim krizine ilişkin çalışmalarını anlattı. Almanya ile özellikle Berlin ile sıkı diyaloglarının olduğunu belirten İmamoğlu, şunları söyledi:

SAVAŞA KESİNLİKLE ‘HAYIR’ DİYORUM: “Mayıs ayında çok özel bir toplantıya hazırlık yaptığımızı ifade edeyim. Uluslararası ilişkilere çok önem veriyoruz. Fiziki buluşmaların yoğunlaşmasının bugüne dair en önemli yanı, barışa katkısı. İnsanlar bir araya geldikçe, hele hele kentler üzerinden konuştukça savaşı engelleyici bir güce de sahip olacağına inanıyorum. 21. yüzyıla yakışmayan savaş ortamını kesinlikle kınıyorum. Savaşa kesinlikle ‘hayır’ diyorum. Bir an önce savaşın bitmesini temenni ediyorum. Yüz binlerce insanın göç etmeye çalıştığı bir dönem yaşıyoruz. Hem de Avrupa’nın göbeğinde. Hiç yakışmadı. Ne Avrupa’ya ne de dünyaya. Dünyanın bu tür ortamlarda kötü sınavını yaşıyoruz Ortadoğu’da. Umarım bu sınavı kötü vermez dünya. Müşterek bir sorundur. Çareyi de diyalogla müşterek bir biçimde bulmak zorunluluğumuz var.

TEDBİRLİ DAVRANMAZSAK DÜNYANIN GELECEĞİ ÇOK BÜYÜK TEHLİKEDE: İklime bağlı olarak ciddi risk döneminde bulunuyoruz. Tedbirli davranmazsak gerçekten dünyanın geleceği çok büyük sıkıntıda. Özellikle bilim insanları, dünyadaki sıcaklık artışlarını 1,5-2 derece ile sınırlandırmadığımız takdirde çok büyük felaketlerin kapıda beklediğini bizimle paylaşıyor. Bugün yapılan bilimsel araştırmalarda, dünyanın çok riskli bölüme dayandığını ve bir alarm seviyesine ulaştığını ifade ediyorlar. Küresel ısınma 2 dereceyi aştığı takdirde geri dönülmesi mümkün olmayan bir sürecin başlayacağının da altını çiziyorlar. İstanbul’da yapılan iyi bir hamlenin Mannheim’e, Mannheim’de yapılan iyi bir projenin İstanbul’a fayda vereceğini düşünerek küresel boyuttaki probleme hep birlikte bakabilme becerisini gösterebilme mecburiyetindeyiz.

BİRLİKTE HAREKET ETME RUHUNA SAHİP OLMALIYIZ: Yazın ortasında bir sel oluyor, Batı Karadeniz’de ne yazık ki 82 vatandaşımızı kaybedebiliyoruz. Bir yangın çıkıyor ve günlerce söndüremiyoruz. Akdeniz’de, Ege’de ne yazık ki biz bunu yaşadık. Aynı dönemde, aynı yangınlar bir bakıyoruz Yunanistan’da. Sadece ormanları kaybetmiyoruz, insanları kaybediyoruz. Kuraklığın, susuzluğun hayatı dünyanın birçok yerinde ne kadar derin etkilediğini yaşadığımız bu dönemde birlikte hareket etmek ruhuna sahip olmalıyız… Küresel ısınmanın bütün dünyayı etkisi altına aldığını ve dengesini alt üst ettiğini hepimizin bilmesi lazım. Dünyanın neredeyse yüzde 80’i kentlerde yaşıyor. Çok hayati bir rolümüz var.

İSTANBUL’UN EYLEM PLANI ÖNEMLİ: Göreve geldiğimizin ilk aylarında Kopenhag’da C40 toplantısına katıldım. Daha sonra İstanbul’un iklim eylem planı sürecini başlattık. İstanbul’un dirençliliğini artırmak adına yön verici bir plandır. Tabiri caizse biz, aslında bir iklim anayasası hazırlama gayreti içerisinde olduk. İklim değişikliğiyle ilgili attığımız her adımda ‘yeşil çözüm’ kavramının markasını koyuyoruz. Avrupa’nın en büyük kentiyiz. Aktif nüfusuyla birlikte 20 milyonluk etkin nüfusumuz var. Günde 3 milyon 200 bin tona kadar çıkan su sunuyoruz İstanbullulara. Dolayısıyla böyle bir kentin eylem planı önemli. İstanbul iklim vizyonu, İstanbul Planlama Ajansı tarafından yürütülen 2050 vizyonunun da bir parçası.”

İSTANBUL İKLİM VİZYONU ÇERÇEVESİNDE 5 TEMEL STRATEJİ 

İBB Başkanı İmamoğlu, İstanbul İklim Vizyonu çerçevesinde 5 temel stratejilerini de şöyle sıraladı:

“-Sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim krizine uyum sağlama kapasitesinin artırılması.

-İklim adaletinin sağlanması, sosyal ve ekonomik etkilerinin azaltılması.

-Kurumsal kapasitenin geliştirilmesi.

-Özgün ekolojinin ve doğal kaynakların korunması.

-Yaşam döngüsünün desteklenmesi ve karbon ayak izini azaltılması.”

“10 HATTA BİRDEN METRO YAPIYORUZ”

İklim kriziyle ilgili çalışmalarını da anlatan İmamoğlu, 100 noktada çalışma yaptıklarını söyledi. İmamoğlu, şöyle konuştu:

“Yağmur suyu tünellerini yeniledik. Çiftçilerimiz yanında olduk, fide dağıtımı yaptık. 153 köyümüz var İstanbul’da. Hayvancılıkla uğraşan çiftçilerimizin ürettiği sütle 150 bin çocuğa süt dağıtımı yapıyoruz. Kompost üretim tesislerinin sayısını üçe çıkartmanın başlangıcındayız. Kent içi karbon salınımını azaltmak ve kentsel hareketliliği geliştirmek için İstanbul’da 10 hatta birden metro yapıyoruz. Dünya rekoru bu. Bisiklet yollarını kısa sürede 350 kilometreden 650 kilometreye çıkartıyoruz. En iyilerini yapmak adına kararlı bir heyetiz.”

Kaynak: anka