Suriye kökenli iki saldırı. İlki Mersin’de polise yönelik kadın militanlar tarafından gerçekleştirildi. Saldırı şekli, baskındı, daha çok “dağ kadrosu”nun yöntemlerini anımsatıyordu. Polisin hedef alınması nedeniyle doğrudan devlet hedef alınmıştı. İstiklal’de yapılan saldırıda da yine kadın militan kullanıldı, saldırı tamamen sivil insanları hedef aldı. Bu eylemle bir bütün olarak Türkiye hedefe kondu. Her iki il de terör örgütünün aktif taban bulmakta, barınma-saklanmada noktasında sorun yaşayacağını düşünmediği bölgeler.

TAKİPTEN KAÇANLAR

Son yıllarda Türkiye içinde ve sınıra yakın bölgelerde örgütün alan hâkimiyeti tamamen kırılmış durumda. Suriye ve Irak’ta örgütün kadroları takip altında tutulmaya çalışılıyor.

Antakya’da konteyner kentte yangın Antakya’da konteyner kentte yangın

Ancak Suriye’de müdahale edilemeyen alanlar Türkiye için en önemli güvenlik sorunu olacak gibi görünüyor. Örgütün bütün bağlantıları, elemanlarının yakından izlendiğini tahmin etmek zor değil. İstiklal saldırısında eylemcinin ve patlayıcının İstanbul’a kadar bir engele takılmadan getirilmesi farklı olasılıkları gündeme getiriyor. Takipteki örgütün bunu yapması olanaklı değil. Bu durumda devreye başka istihbarat servislerinin girme olasılığı gündeme geliyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın ilk açıklamasında bu konuya dikkat çekmesi, Türk yetkililerin, olayın olduğu ilk andan itibaren saldırı ve arkasındaki destekçilerini çözdüğünü gösteriyor. Türkiye, kendisini hedef aldığını düşündüğü çevrelere yanıtını, failleri olayın üzerinden 24 saat geçmeden yakalayarak verdi.

SALDIRININ YANSIMALARI

İstiklal saldırısının, güvenlik ve istihbarat kurumlarını alarma geçirmesi beklenebilir. Ancak son iki eylem, Türkiye’yi hedef alan örgütün Irak’tan Suriye’ye kayacağı, kontrolü altındaki bölgeleri bu amaçla karargâh olarak kullanacağı düşüncesini haklı çıkaracak gibi görünüyor. Bu nedenle Türkiye, Suriye’nin kuzeyinde YPG’ye kol kanat geren ABD ile gerilebilir. Bölgeye yönelik Ankara’nın tahammül sınırı yeniden deneniyor. Türkiye’nin sertleşeceğini tahmin etmek de zor değil.

Ayrıca seçim nedeniyle kritik bir sürece giren Türkiye’de, seçim döneminde saldırılar olabileceği iddiaları çok önceden dile getirilmişti. Terör örgütünün bu saldırıları nedeniyle siyasi aktörlerin birbirlerine yaklaşımlarında değişiklik gündeme gelebilir. Ülke üzerindeki terör tehdidi, HDP’yi hedefe koyabilir ve bunun da siyasete etkisi kaçınılmaz olur.

Kaynak: www.cumhuriyet.com.tr

Editör: Haber Merkezi