Deprem en yıkıcı ve en korkunç doğal afetler arasında kabul ediliyor. Can kayıplarına, fiziksel alt yapı yıkımlarına neden olan afetin halk sağlığına olan etkileri, yol açtığı yıkımlar kadar alınan önlemlerin yeterliliği ile de yakından ilişkili. Bir afet sırasında bu afetin oluşturduğu koşullara bağlı olarak başka afetler de meydana gelebiliyor. Gerekli halk sağlığı önlemlerinin alınmaması durumunda söz konusu olabilen büyük salgınlara ise “afet zinciri” adı veriliyor. Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Çağatay Güler, “Afetlerde çevre sağlığı önlemlerinin hafife alınması, basit görülmesi, afet zincirinin oluşmasını engellemekteki rolünün kavranamaması en önemli sorundur. Çevre sağlığıyla ilgili önlemler basit, ucuz ancak çok etkilidir. Önlem alınmazsa ikinci afet, oluşumuna neden olan ilk afetten daha kötü sonuçlara yol açabilir” diyor. Deprem gibi doğal afet durumlarına ilk müdahalenin arama ve kurtarma faaliyetleri olduğu belirtiliyor. Öncelik daha sonra, yiyecek ve barınak sağlanmasına; elektrik, su, sanitasyon ve iletişim hizmetlerinin onarılıp yenilenmesine kayıyor. Bunlar istikrara kavuşturulduktan sonra klinik hizmetlerin ve halk sağlığı kapasitelerinin yeniden oluşturulmasına öncelik veriliyor.

Prof. Dr. Çağatay Güler

Prof. Dr. Çağatay Güler

Barınaklarda yaşayanların sağlığının izlenmesi, koruyucu aşılama, toplum sağlığı açısından önem taşıyan hastalıkların artıp artmadığını belirleyerek zamanında müdahale etme amaçlı önlem alınması halk sağlığının sorumluluğuna giriyor. Bu noktada öncelikle sağlık riskinin arttığı alanlara dikkat edilmesi gerekiyor. Bunlar, nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu ve hizmetlerin ciddi şekilde kesintiye uğradığı alanlar olarak sıralanıyor.

GEÇİCİ YERLEŞİM YERLERİNDE ÖLÜMLERİN YÜZDE 50’YE YAKINI SU KAYNAKLI

Depremzedeler için büyük önem taşıyan barınakların, etkilenen nüfusun deprem sürecinden uzak durabileceği ve mümkün olan en kısa sürede olağan yaşamına dönebileceği kısa süreli barınma yerleri olarak düşünülmesi gerekiyor. Bu tür tesisler gerekli temel ihtiyaçları sağlayacak şekilde tasarlanıyor. Prof. Dr. Çağatay Güler, “Bu gibi kamplardaki ölümlerin yüzde 50'ye varan kısmının su kaynaklı hastalıklardan kaynaklandığı bildirilmektedir. Geçici yerleşim yerlerinin seçiminde, kampın güvenilir bir su kaynağına ve diğer çevresel sağlık hizmetlerine erişiminin olmasını sağlamak çok önemlidir. İkinci hedef bölgede insan dışkı ve idrarının zararsız bir şekilde kontrolü ve genel hijyendir. Üçüncü hedef ise genel hijyen uygulamalarının önemi konusunda toplum bilincinin artırılmasıdır” diyor.

YANLIŞ ÇADIR KAMP YERİ SEÇİMİNİN BÜYÜK RİSKLERİ

Depremden sonra çadır kentlerin yer seçimindeki yetersizlikler önemli sağlık ve çevre sorunlarına yol açabiliyor. Aşağıda sıralanan öneriler sorunların giderilmesinde çok önemli görülüyor:

* Seçilen alanda yüzey su akışı kolay olmalı, suyun göllenebileceği çukurluklar bulunmamalı. Kamp yerleşim yerinin 60 metre yakınında küçük birikintiler, bataklıklar oluşmamalı.

*Büyük bataklık alanları ve su birikintileri gibi sivrisinek üreme bölgelerinden uzakta olmalı.

Selçuk İnan, Seçil Erzan'dan şikâyetçi oldu: 1,5 milyon dolar dolandırıldım Selçuk İnan, Seçil Erzan'dan şikâyetçi oldu: 1,5 milyon dolar dolandırıldım

*Kötü koku, sinek, gürültü, trafik, yangın, güvenlik, aşırı kalabalık vb. durumlara yol açmayacak biçimde seçilmeli.

*Kampın kurulacağı alanda moloz yığınları, zehirli bitkiler, zehirli hayvanlar, dikenli bükler, büyümesi kontrol altına alınamayan bitkiler bulunmamalı. (Çayır, çimen, ağaç ve engel yaratmayan çalımsı bitkiler bulunabilir.)

*Seçilen kamp yeri, yerleşim sağlandıktan sonra kampta kalanların ve özellikle çocukların etkinliklerine yeterli alan bırakacak genişlikte olmalı. Kampta kalanlar için kişi başına 30 metrekarelik bir alan hesaplanmalı.

*Hayvan ahırlarından en az 150 metre uzaklıkta olmalı.

*Kamp yerleşim yerleri su baskınlarının etkisi altında kalmamalı, bu bölgelerde olacak sızıntılar içme suyu sistemini olumsuz etkilememeli.

*Kamp yerleşim yerlerinde tuvalet ve atık su sistemleri yeraltı sularını etkilemeyecek biçimde yapılmalı.

*Çadırları çevreleyen alanda atık, moloz, çöp, kâğıt vb. bulunmamalı.

*Ortak pişirme, yeme, uyuma amaçlı kullanılan birimlerde 18 yaşından büyük kişiler için kişi başına en az 10 metrekare, sadece uyuma amaçlı kullanılan birimlerde ise 3, 5 metrekare alan bulunmalı.

*Aile çadırlarında anne babanın uyuduğu bölüm gizliliği etkin biçimde sağlanmalı.

*Ortak kullanılan çadırlarda aileleri birbirinden tam olarak ayıran perdeler olmalı.

*Ortak kullanılan çadırlarda her ailenin kendi çamaşır ve eşyalarını koyacağı düzenlemeler bulunmalı.

*Toplam zemin alanında tavan yüksekliğinin en az 2.1 metre olması sağlanmalı.

*Her çadır biriminin doğrudan dışarı bakan en az bir penceresi veya tavan deliği olmalı. Pencere, kapı ve tepe deliği dâhil alanı kullanılabilir zemin alanının en az yüzde 10’u kadar olmalı. Eğer özel mekanik havalandırma sistemi yoksa bu alanın yüzde 45’inin açılabilir olmalı, pencerelerde tel kafes bulunmalı, kapı kolayca örtülebilmeli, örtüldüğünde aralık kalmamalı.

*Canlı kıranların (pestisit) saklanması, depolanması, karıştırılması, hazırlanması vb. amaçlı kullanılmış hiçbir birim, hangi işleme tabi tutulursa tutulsun yerleşim amaçlı kullanılmamalı.

*Çadırlarda yataklar arasında en az 90 cm. mesafe olmalı, yataklar yerden 30 cm yüksekte bulunmalı.

*Çadırlarda üçlü ranza kullanılmamalı. İkili ranzalarda ranzalar arası mesafe yandan ve uçlardan 120 cm.den, iki ranza arası mesafe de 70’cm den az olmamalı.

*Çadır zemini tahta, asfalt ya da çimento olmalı. Tahta zeminler sıkı birleştirilmeli, hava dolaşımının sağlanması ve nemin önlenmesi için zeminden en az 30 cm. yüksekte bulunmalı.

*Ortak kullanılan çadırlarda her 10 kişiye bir soba ya da her iki aileye bir soba hesaplanmalı.

*Kamp içerisinde ulaşım düzeni, engellilerin kolayca hareket etmesini sağlamalı.

*Kamplarda çocuklar için güvenli oyun alanları ayrılmalı ve araçları önceden belirlenerek hazırlanmalı.

*Elektrikli araçlar ve kablolar standartlara uygun olmalı. Açıktaki elektrik telleri güvenilir bir yükseklikte olmalı, güvenilir kontrol düzeneği yapılmalı, her şey çocukların erişemeyeceği biçimde tasarlanmalı. Bir fırtına ya da kaza anında elektrik tellerinin kamp alanı için sakınca oluşturmaması amacıyla uygun yerlerde açma-kapama anahtarları bulunmalıdır. Elektrik kabloları, gereğinde bir boru içinden geçirilip, yeri özenle seçilip, toprağa gömülebilir. Gaz ve yakıt boruları da güvenli biçimde toprağa gömülmelidir. Elektrik şebekesinin toprağa en az 45 cm. derinlikte gömülmesi uygundur. Elektrik boruları su, kanalizasyon, gaz ve telefon şebekelerinden en az 30 cm. uzakta bulunmalıdır. Açıktan giden elektrik telleri yerden 6 m. yukarıda ve diğer düzenekten 1 m. uzakta olmalı.

*Fuel-oil ve tüpgaz tankları kapalı-güvenilir yerlerde korunmalı, bu tanklarla ocaklar arasındaki bağlantı metal ya da güvenilir hortumlarla sağlanmalı. Gerekli yerlere yangına karşı uyarı yazıları asılmalı. Bu düzeneklerde yapılacak değişiklikleri, onarımları ve eklemeleri deneyimli kişiler yapmalı.

*Kamptaki yangın olasılıkları, itfaiye araçlarının ulaşımı, su gereksiniminin sağlanması vb. durumlar önceden belirlenmeli, gerekli düzeltici önlemler alınmalı. İtfaiye araçlarının erişimini engelleyecek sorunlar çıkarsa yolların açılması, ulaşımın sağlanması gibi konularda gerekli makine alt yapısı hazırlanmalı.

*İtfaiye örgütü, kamplarda çıkabilecek her tür yangına karşı keşif ve gerekli müdahale planını yapmalı.

*Çadır yangınlarında gerekli müdahaleyi sağlayacak donanım bulunmalı.

*Bütün otel, lokanta vb. mekanlardaki kül tablalarının dibinde su olmalı. Kül tablalarında sönmemiş olarak bulunan sigara izmaritlerinin, depremde önemli yangın nedenleri arasında olduğu unutulmamalı.

ÇADIR KAMPLARDA YANGIN ÇIKMAMASI İÇİN BUNLARA DİKKAT!

*Çadırda mum, petrol lambası, tüp lamba yerine el feneri ya da ışıldak kullanılmalı.

*Çadırda sigara içilmemeli.

*Kibrit ve çakmak çocukların ulaşamayacağı yerde tutulmalı.

*Parlayıcı ve patlayıcı hiçbir madde (kuru otlar dahil) çadır içine konulmamalı.

*Petrol yakıtlı hiçbir ocak çadır içinde kullanılmamalı.

*Küçük çadırlarda ocak bulunmamalı.

*Isınma araçlarının tipi itfaiyece belirlenmeli.

*Çadırda yaşayan herkes yangın çıktığında ne yapacaklarını aralarında konuşmuş olmalı.

*40 metrekareden büyük hiçbir çadırda itfaiye denetimi ve izni olmadan barınılmamalı.

*Çadırlar, içten yanmalı motorlar, park etmiş araçlar, binalar, konut bahçe duvarı 6 m’den yakın olmamalı.

*1250 metrekareden büyük hiçbir çadır diğer bir çadıra 15 metreden daha yakın kurulmamalı.

*Mutfak çadırları diğer çadırlara 6 metreden yakın olmamalı.

*Çadır kaçma kurtulma kapıları kapalı olmamalı. Dıştan örtüldüğünde aralık kalmayan itilince açılan ve alevlere dayanıklı perde asılmalı.

*Çadır kaçma kurtulma kapılarının önüne sandalye dâhil hiçbir şey konulup yığılmamalı.

*Isınma araçları ve izin verildiyse ocaklar kaçma kurtulma kapılarından en az 3 metre uzakta olmalı.

*Yanabilir her türlü atık ve süprüntü çadır dışına ve en az 6 metre uzağa taşınmalı.

*Çıkış kapıları itfaiye denetçilerinin gerekli gördüğü sayıda olmalı.

*Çadırda yangın çıktığında söndürmeye çalışılmamalı herkes bir an önce çadır dışına çıkmalı.

*Çadırda yangın çıktığında eşya kurtarmaya çalışılmamalı.

*Süsler, perdeler vb. yangın detektörlerini örtmemeli, çıkış kapıları engellememeli.

*Çadırda kullanılan her türlü dekoratif malzeme yanmaya dayanıklı olmalı.

*İtfaiye özel izin vermedikçe ocak, yanabilir maddeler vb. çadıra 6 metreden daha yakına yerleştirilmemeli.

*Rende talaşı ve hızar tozları çadır içinde tutulacaksa günlük olarak ıslatılmalı.

*Çadırda çadır kapasitesinin üzerinde kişi kalmamalı.

*Elektrik donanımı mutlaka topraklı olmalı, fare gibi hayvanların kemirmesini engelleyecek koruma sağlanmalı.

*Çadırlara uzatma kablosuyla elektrik verilmemeli.

*Çadır kamplarda seçilen kamp yerinde yerleşim sağlandıktan sonra, kampta kalanların mesire etkinliklerine yeterli alan bırakılmalı. (Yaşayanlar için kişi başına 30 metrekarelik bir alan hesaplanmalı.)

*Çadır kamplarda ortak pişirme, yeme, uyuma amaçlı kullanılan birimlerde 18 yaşından büyük kişiler için kişi başına en az 10 metrekare, sadece uyuma amaçlı kullanılan birimlerde ise 3, 5 metrekare alan bulunmalı.

*Toplam zemin alanında tavan yüksekliğinin en az 2.1 metre olması sağlanmalı.

*Her çadır biriminin doğrudan dışarı bakan en az bir penceresi veya tavan deliği bulunmalı.

*Pencere, kapı ve tepe deliği dahil alanı kullanılabilir zemin alanının en az yüzde 10’u kadar olmalı. Eğer özel mekanik havalandırma sistemi yoksa bu alanın yüzde 45’inin açılabilir olması, pencerelerde tel kafes bulunmalı.

*Çadırlarda yataklar arasında en az 90 cm mesafe bulunmalı, yataklar yerden 30 cm yüksekte olmalı.

*Çadırlarda üçlü ranza kullanılmamalı. İkili ranzalarda ranzalar arası mesafe yandan ve uçlardan 120 cm’den, iki ranza arası mesafe 70 cm’den az olmamalı.

*Çadır zemini tahta, asfalt ya da çimento olmalı. Tahta zeminler sıkı birleşmeli, hava dolaşımı sağlanmalı ve nemin önlenmesi için zeminden en az 30 cm. yüksekte bulunmalı.

*Ortak kullanılan çadırlarda her 10 kişiye ya da her 2 aileye yerel itfaiyenin önerdiği bir ısıtıcı hesaplanmalı.

*İki çadır arasında en az iki metre mesafe bulunmalı.

*Yangınların önlenmesi için her 300 metrede 50-75 metre aralık bırakılmalı.

SUYLA İLGİLİ YAPILMASI GEREKENLER

Depremlerden sonra önceden belirlenecek görevlilerin, kentin depremden etkilenmemiş olan bölgelerinden su örnekleri alıp, özellikle bakteriyolojik olarak izlemeye başlamak zorunda oldukları belirtiliyor. Deprem etkisiyle hasar görmüş olan lağım borularından ya da başka kaynaklardan sızmış olan kirletici etkenlerin, diğer bölgelerde tehlikeli salgınlara yol açma olasılığının yüksek olduğuna dikkat çekiliyor. Afetin akut evresi için kişi başına günlük en az su gereksiniminin 5 litre olduğunu söyleyen Prof. Dr. Çağatay Güler, “Bu, sadece içme ve pişirme için gereken miktar olup gerekli hijyeni sağlamaya yeterli değildir. Daha sonraki evrede bu miktar kişi başına günlük 15-20 litreye çıkarılmalıdır. Söz konusu su içme, yemek pişirme, yıkanma ve yıkama gereksinimlerini gidermeye yöneliktir. İklim ve geleneklerin, kişi davranışlarının bu miktarı büyük ölçüde değiştirebileceği unutulmamalı ve miktar mümkün olan en büyük hızla artırılmalıdır” diyor.

SU KAYNAKLARI AFET BÖLGESİNE 30 KM MESAFEDE OLMALI

En elverişli su kaynaklarının afet bölgesine 30 km. mesafedeki kaynaklar olduğuna dikkat çeken Güler, yakında uygun su kaynağı yoksa kitleleri su kaynağına ulaşılabilir yerlerde barındırmak daha akılcıdır. Bu durumda su kaynağının kirlenmemesi için gerekli teknik önlemler alınmalı. Su taşımalarında bir aracın su doldurmak için beklediği süre 2 saati aşmamalı.

*Çadır kampların kurulacağı yerler belirlenmiş olmalı, bu yerlerin yer altı suyu korunmalı. Bu bölgelerde su kuyularının, pompalarının önceden hazırlanmış olmasının etkinliği artıracağı unutulmamalı.

*Su sağlama noktalarında 500-750 kişi için bir tulumba, 200-250 kişi için bir musluk ve bir dağıtım noktası için en fazla 6-8 musluk hesaplanmalı. Musluklardan akan su musluk başına dakikada 5 litrenin altına düşerse su sağlama noktalarının sayısı artırılmalı. Kamplarda her aile birimi başına 40 litre kapasitede bir musluklu bidon bulunmalı. Kova vb. tipi su biriktirme araçları kısa sürede kirlenerek tehlike yaratacağı akılda tutulmalı. Sağlık personeli için not: Kamp bölgesine basınç altında minimum 20 psi, statik koşullarda minimum 15 psi basınçta su sağlanmalıdır.

*Musluğa ulaşım mesafesi en fazla 150 m olmalıdır.

*Çadır kamplarda kullanılacak, dayanıklı, temizlenmesi kolay malzemeden yapılmış su tankları depremden etkilenmeyecek, kolay ulaşılabilecek bölgelerde depolanmalı. Torba biçimindeki 2.15 metreküplük su tankları ile 30 metreküplük esnek çerçeveli su tankları gerek taşıma, gerekse tüketim açısından oldukça yararlı olabileceğinden yeterli miktarda sağlanmalı.

PORTATİF TUVALET YERİNE KAMP TİPİ TUVALET

*Tuvalet çukurları yeraltı sularını, kuyuları ve çevreyi kirletmeyecek şekilde yapılmalı. Mümkünse atık su ve tuvaletler lağım sistemine bağlanmalı.

*Önceden belirlenmiş olan kamp yerlerinde tuvalet çukurları hazırlanmış ve kapatılmış olmalı. (Bu uygulama, sonrasında taşınabilecek miktarda tuvalet kabininin yerleştirilip kısa sürede kullanıma sokulmasını kolaylaştıracaktır.)

*Tuvalet tip ve niteliği ile sayısını tuvalet kültürü ve alışkanlıkları belirler. Acil dönemde yeni kurulan kamp bölgelerinde 50-100 kişi için bir tuvalet kurulmalı, daha sonra 20 kişiye bir kabin olacak biçimde geliştirilmeli. İdeali her aile için bir kabindir. Her kabinde bir musluklu bidon bulunmalı ve kamplarda tuvalet hijyeni yakından izlenmeli.

*Tuvalete uzaklık en fazla 30 metre olmalıdır. Zorunluluk halinde asla 50 metreyi aşmamalı.

*Afetlerde hijyenik olmayan, dar kapasiteli sağlık açısından çok büyük tehlikeler yaratan portatif tuvaletler çok tehlikeli bulunuyor. Prof. Dr. Çağatay Güler; “Bunlar birkaç kişinin kullanımından sonra çabucak dolmakta, temizlenmesi ve dezenfeksiyonu çok güç olduğundan önemli sağlık tehlikeleri yaratmaktadır. Acil durumlarda geçici süre DSÖ tarafından önerilen kamp tipi tuvaletler daha uygundur. Sonrasında uygun çukur tuvalet tiplerinden biri seçilip yapılmalıdır. Bu tip tuvaletler özellikle acil durumlarda çok yararlıdır. Bunun için 25 cm. eninde 75 cm. derinliğinde bir hendek açılır. Hendeğin uzunluğu gereksinime göre artırılabilir. Genellikle kişi başına 75 cm. uzunluk hesaplanır. 5 m. uzunluğundaki iki hendek 100 kişinin birkaç günlük gereksinimini sağlar. Hendeğin iki kenarına uzunlamasına iki tahta yerleştirilir. Amaç üzerine basıldığında kenarların çökmemesidir. Eldeki malzemeden yararlanılarak gizliliği sağlayacak bölmeler yapılır. Hendekten çıkan toprak kenara yığılır ve yanına bir kürek konur. Tuvaleti kullanan kişi çıkarken dışkının üzerine bir kürek toprak atarak sineklerin konmasını ve üremesini engeller. Tuvaletin üst seviyesi 50 cm ye ulaştığında geri kalanı toprakla örtülerek kapatılır” diyor.

Kaynak: www.haberturk.com

Editör: Haber Merkezi