Sevgili Okurlar;

Akla zarar bir dönemden geçtiğimiz yetmiyormuş gibi akla zarar bir seçim süreci ve yine pek akıllıca olduğunu söyleyemeyeceğim bir seçim sonrası yaşıyoruz.

Genel olarak hepimiz – ben dahil - balık hafızasına yakın bir hafızaya sahip olduğumuz için söylenen, yapılan ve yaşananları çabucak unutuyoruz.

Kendime yaptığım hatırlatmaları not aldım. Herhangi bir sistem veya sıralama kuralı yok. Aklıma geldikçe…

“Verin bu kardeşinize yetkiyi bakın faizle dolarla nasıl mücadele ediliyormuş”  dendi. 

Bu dönem içinde tüketicinin faizi %15-17’den %40’lara dayandı. Dolar sadece bugün %5 arttı. Daha da artıyor.

“Faiz sebep, enflasyon sonuç. Ben ekonomistim” dendi. Bu ekonomi derinliğinde !!! hep birlikte eksileri gördük.

Bir yandan ihracat ve gelirlerimizin artacağı ve cari fazla vereceğimiz için kurun yükselmesinin önemi olmadığı söylendi.  Ama diğer taraftan kurun korunması için piyasaya Merkez Bankasının swapları ( daha sonra geri ödenmek üzere borç olarak verilen dolarlar) eksiye düşecek şekilde dolar satıldı.

Önceki Merkez başkanlarımızdan Naci Ağbal bu işin peşine düşünce hemen görevden alındı.

Göç politikası uygulandı. Sayısını hükümetin bile bilmediği resmi gayrıresmi milyonlarca yabancı ülkemize doluştu.

Vatandaşlık kriterlerini sağlamayan yüzbinlerce kişiye, 250.000 USD değerli ev satın almaları karşılığında  vatandaşlık verildi. Bunlara oy kullandırıldı.

Sonra bu kişilerin önemli bir kısmının ekspertiz oyunları ile çok daha ucuz değere sahip  ev aldıkları ve bu şekilde vatandaş oldukları anlaşıldı.

Seçim sürecine girildi.

Rusya’dan doğalgazın veresiye alınması ile ilgili anlaşma yapıldı.

Botaş;  Merkez Bankasında para olmayınca ödemeler için serbest piyasadan yüksek kur ile  arabalı sandıkları kullanarak dolar almak zorunda kaldı.

Karadeniz’de Filyos’un 170 km. açıklarında doğalgaz bulunduğu müjdesi verildi. Hemen çalışmalara başlandı ve yaza girerken doğal gaz faturalarından ücret alınmayacağı söylendi. Vatandaş çok sevindi.

Ama enflasyon hesabında doğalgaz fiyatındaki artış, enflasyon hesabına katılmadı. Bu da enflasyona göre yapılacak maaş zam oranlarının düşmesini sağladı. Vatandaş bunu anlamaya çalıştı. Ama henüz anlayamadı.

Hatta ilk 6 aylık zam oranının düşük olması nedeniyle  bunun daha  sonra yapılacak maaş zamlarının da bu oranda düşük hesaplanmasına  neden olacağından, hükümetimiz bu alışverişten kara bile geçti. Boşuna beklemeyin, vatandaşın bunu anlamasına daha çok var.

Bu ara vatandaşa bedava verilen doğalgazın Karadeniz’de bulduğumuz doğalgaz olmadığı anlaşıldı.

Ayrıca doğalgazın Filyos’un 170 km. açığında bulunduğu söylendi ama hiç kimse Rusya’dan gelen Güney Akım Doğalgaz boru hattının da yaklaşık Filyos’un 170 km. açıklarından geçtiğine dikkat çekmedi.

Montaj videolar çıktı. “ama montaj, ama şu. ama bu” diye videoların montaj olduğu  itiraf edildi. Üstelik bunu ülkemizin Cumhurbaşkanı yaptı. Danışmanları savundu. Kahvede arkadaşına yapsan karakolda bitecek bu olayın vahameti anlaşılamadı.

Bakanlar milletvekili adayı oldular ama görevlerinden istifa etmediler.

Seçimler yapıldı, milletvekili oldular görevlerinden yine istifa etmediler.

Tüm seçim kampanyalarını bakanlık bütçesinden, yani bizim cebimizden yaptılar. Oy vermeyeceğimiz adama paramızı vermiş duruma düştük.

Seçim yapıldı. Seçim zaferi Suriye,Irak Afganistan ve Suudi Arabistan bayrakları ile meydanlarda kutlandı. Zannedersin ki seçim Türkiye’de yapılmadı.

Seçim sonucu geriye gönderilmeyeceğini anlayan sığınmacılar, özellikle seçim sonrası cüretkar ve tehditkar tavırlara büründü.

Dün ABD’den ithal ekonomik danışman getirilmesine etmediği laf kalmayanlar; bugün iki ithal bakan ve Merkez Bankası Başkanı getirilmesine alkış kıyamet kopardılar.

Dün Halk Bankasında yolsuzluk yaptığı için görevden alınan bakanı bugün kurtarıcı diye yeniden göreve getirdiler. Belçika vatandaşı olup yine bu ülkede milletvekilliği yapmış bir hanımefendiyi bakan olarak atadılar.

Son olarak Emniyet Genel Müdürlüğünden yapılan açıklama dahilinde Sayın Cumhurbaşkanımızı korumak için sadece mayıs ayı içinde günde 10 milyon TL.sından fazla harcama yapıldığı da öğrenildi.

Seçmenimiz de bir enteresan.

Adayın biri sevgi ve umuttan bahsederken seçmen, bu adayın “ bizim gözümüzü oyacakmış , başörtümüzü indirecekmiş, camileri kapatacakmış ve kendilerini  PKK’ya teslim edecekmiş ” dediğini kendi kulakları ile duyduklarını söylediler. Yetmedi, üstüne yemin de ettiler.

İyi de; bu yazdıklarımın yazı başlığı ile ne ilgisi var diyorsanız.

Şöyle söyleyeyim.

Yukarıda yazdıklarımın hangisine rasyonel diyebiliyorsunuz?

Buradan da yazı başlığına bağlanalım.

Yeni Maliye ve Hazine Bakanımız, Bakanlığın devir töreninde bundan sonra uygulanacak ekonomik model ile ilgili olarak aynen: Türkiye'nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır" dedi.

Yani “Rasyonel” kelimesini cümle içinde kullandı.

Bence son 5 yılda yaşadıklarımız dahilinde bu bile başlı başına büyük bir gelişme.