CHPTBMM Genel Kurulu'nda bugün ‘AFAD'ın ve iktidarın 6 Şubat depremi sonrası faaliyetlerinin araştırılması’ amacıyla TBMM Başkanlığı'na verdiği Meclis Araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak Genel Kurul'un bugünkü birleşiminde görüşülmesi için grup önerisi getirdi.

“50 GÜN SONRA BENİM MECLİS'E İLK GELİŞİM”

AKP, MHP ve kayyumdan alınan bazı belediyelerin borç listesini Mahmut Tanal sıraladı AKP, MHP ve kayyumdan alınan bazı belediyelerin borç listesini Mahmut Tanal sıraladı

CHP Grubu adına söz alan Genel Başkan Yardımcısı ve Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, önergeyle ilgili yaptığı konuşmada, deprem bölgesinde çadır ihtiyacının hala devam ettiğine dikkat çekti. Öztunç, “Depremin üzerinden 50 gün geçti. 50 gün sonra benim Meclis'e ilk gelişim. Malum merkez üssü Kahramanmaraş'tı, benim vekil olduğum şehir. Çok büyük acılar, sıkıntılar yaşadık, yaşamaya devam ediyoruz. Çok sıkıntılı günlerden maalesef geçtik. Defalarca uyarmıştık. Ben 2020 yılında bu kürsüde bir konuşma yapmıştım. Demiştim ki ‘Elazığ depreminden sonra Kahramanmaraş deprem bölgesi fay hattı var, her an kırılabilir… Şüphesiz ki buna engel olma şansımız yok ama en azından bir yapı stoku çıkarılabilir, binalara güçlendirme yapılabilir, başka bir şeyler yapılabilir ben uzmanı değilim ama bir şeyler yapmak lazım' diye uyarmıştık. Ama dinlememişti kimse. O dönem hatta Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı demişti ki ‘CHP zihniyeti korkutuyor.' Ama başımıza geldi” diye konuştu.

“DEPREMDE İLK YIKILAN AFAD'IN DEPOSU OLDU”

Öztunç, “Yine o dönem ‘Maraş Necip Fazıl Şehir Hastanesi'nin yapıldığı yer yanlış, fay hattı üzeri, burası olmaz' diye uyarmıştık, dinlemediler, yapıldı, yıkıldı büyük oranda. Yine AFAD binası… ‘AFAD'ın binası deprem fay hattı üzerinde olmaz' demiştim. Yırtınmıştık, yine dinlememişlerdi. Depremde ilk yıkılan AFAD'ın deposu oldu. Bunlar yaşandı, ben suçlamak için söylemiyorum. Bundan ders çıkarmamız gerekiyor ama. Ders çıkartıp önümüzdeki süreçte yanlış yapmamız gerekiyor” dedi.

“ÇINARLI KÖYÜNE 80 BİN KONUT”

Yanlışların sürdüğünü ifade eden Öztunç, şunları söyledi:

* “Görüyorum ki yine yanlışlıklar yapılıyor. Kahramanmaraş merkezde sayın Bakan yardımcısının da olduğu toplantıydı Fatma Varank, ismini yanlış hatırlamıyorsam, AK Parti vekilleri de var. Yeni şehir nereye kurulacak? Mesela bizde Çınarlı köyü diye bir köy vardır. Çınarlı köyüne 80 bin konut. Ya olmaz. Taş üstüne taş kalmadı bu köyde. O köy, fay hattının tam üzerinde. Efendim orada hazine arazisi var. Hazine arazisi olabilir de burası deprem bölgesi. Burada fay hattı var, burada olmaz. Anlatmaya çalışıyoruz, ne kadar dinler hükümet…”

“İKİ AYLIK BEBEĞİ ELLERİMLE ÇIKARDIM ENKAZDAN, ANNESİNİ ÇIKARAMADIM”

Depremin yaşandığı gün Kahramanmaraş'ta olduğunu söyleyen Öztunç, “50 binin üzerinde insan öldü arkadaşlar. Benim çok akrabam öldü. Binlerce komşum, yakınımız, dostumuz rahmetli oldu. 2 aylık bebeği ben ellerimle çıkardım enkazdan. Annesini çıkaramadım. Gözlerimin içine baka baka öldü kadın. Çünkü kimse yoktu. O enkazı kaldıracak gücümüz de yoktu. Vinç lazımdı ama vinç yoktu. İlk iki, üç gün AFAD da yoktu. Belediyeler geldi, AK Partili, CHP'li hepsine teşekkür ediyorum. Hiçbir ayrım yapmadan. Allah'tan belediyeler varmış ki geldiler gıda, yemek verdiler, vinçler, itfaiye personeli geldi. Ama o görevi yapması gereken AFAD yoktu. Vallahi de yoktu billahi de yoktu. Bu da ders çıkarılması gereken bir konu” dedi.

“FERYAT EDİYORUZ, MARAŞ'TA ÇADIR EKSİĞİ VAR, ÇADIR İSTİYORUZ”

Deprem bölgesinde hala çadır ihtiyacı olduğuna dikkat çeken Öztunç, “Kızılay deyince benim aklıma çocukluğumdan bu yana çadır, battaniye, kan gelirdi. Bu deprem bölgesinde Kızılay'dan biz çadır göremedik. Hala çadır ihtiyacı var. Bana gelen her 100 telefonun 95'i vallahi de billahi de çadır. Vatandaş çadır istiyor. Siz bakmayın çadır kentler kurduk, sıkıntı eksik yok denmesine. Feryat ediyoruz, Maraş'ta çadır eksiği var, çadır istiyoruz. Allah aşkına elinizi vicdanınıza koyun, vicdanlı davranın, Maraş'a, 3 bin, 5 bin çadır gönderin” çağrısı yaptı.

“MÜSLÜMANLARIMIZ YA CUMA'DAN YA DA CUMA HUTBESİ'Nİ DİNLEMEDEN CAMİDEN ÇIKIP GİDİYOR”

İYİ Parti adına söz alan Ankara Milletvekili İbrahim Halil Oral da Diyanet'i, “Sizin bu çarpık politikalarınız yüzünden inançlı, samimi Müslümanlarımız ya Cuma'dan ya da Cuma Hutbesi'ni dinlemeden camiden çıkıp gidiyor” sözleriyle eleştirdi.

“AFAD'I DA YANDAŞLARINIZIN KADROLAŞTIĞI YER HALİNE”

Oral, şöyle konuştu:

“1999'daki depremin üzerinden tam 24 yıl geçti. Bu süreçte sizler ne yaptınız? Depreme hazırlık yapıp tecrübe kazanmak yerine her kurumda yaptığımız gibi afete müdahale için 2009 yılında kurduğunuz AFAD'ı da yandaşlarınızın kadrolaştığı yer haline getirdiniz. 14 yıl geçmesine rağmen hala uzman personel, donanım ve cihaz eksikliği ve standartlaşmış bir müdahale planı eksik olur mu?”

“DEVLETİMİZ DEPREMİN İLK ANLARINDAN İTİBAREN DEPREMZEDELERE KOŞABİLMEK İÇİN BÜYÜK BİR MÜCADELE GELİŞTİRDİ”

AKP Milletvekili Tekirdağ Milletvekili Mustafa Yel ise “Hükümetimiz, AFAD ve diğer tüm STK'larla beraber devletimiz depremin ilk anlarından itibaren depremzedelere koşabilmek için büyük bir mücadele geliştirdi” dedi.

Yapılan görüşmelerin ardından CHP'nin grup önerisi AKP ve MHP'li vekillerin oylarıyla reddedildi.

“YAŞANAN DEPREM İHMALLERLE BİR FELAKETE DÖNÜŞTÜ”

İYİ Parti'nin Hatay'daki hastanelerin yıkılmasına neden olan ihmaller ve sorumluların tespit edilmesine yönelik genel görüşme önergesinin gündemin önüne çekilerek TBMM Genel Kurulu'nda bugün görüşülmesine ilişkin grup önerisi, AKP ve MHP'li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Önerinin gerekçesini açıklayan İYİ Parti Isparta Milletvekili Aylin Cesur şunları söyledi:

* “Kahramanmaraş merkezli depremlerde daha önce depreme dayanıksız olduğu açıkça tespit edilen Hatay Devlet Hastanesi, Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi ek binası ve İskenderun Devlet Hastanesi yıkılarak çok sayıda vatandaşımızın can kaybına neden oldu. Yaşanan deprem ihmallerle bir felakete dönüştü. İdarecilere defalarca uyarılar gelmesine rağmen, AFAD'ın düzenli toplantılarında ne görüşüldü ve hangi sebeple önlem alınmadı? Bu ihmalin sorumluları neden hala görevdeler?

* Deprem için gerekli önlemleri alma, raporları sümen altı et sonra yağ gibi o koltuklarda otur. İnsanda biraz sıkılma olur. İddialar var. 2010 yılında fay hatları üzerinde Hatay Devlet Hastanesi'nin yapılmasına izin verilmiş, yetmemiş ‘çürük' denmiş çalışmaya devam etmiş. ‘Hatay Devlet Hastanesi projesi fay hattı üzerinde' diye sivil toplum örgütleri birçok kez uyarmış, görmezden gelinmiş.

* Hastane daha açılmadan Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu 25 Ekim 2011'de bu projenin, fay hattının göbeğinde olduğunu gündeme getirmiş, depremde hastanenin şifa mı yoksa felaket mi dağıtacağı da sorulmuş. Bu Konfederasyonun Hatay İl Başkanı projenin savaş kadar felaket ve can kaybı oluşturacağını dile getirmiş.

“2 BİNADA 152'DEN FAZLA SAĞLIK ÇALIŞANI VE HASTA CAN VERDİ”

* Türk ve Japon üniversitelerinin hastane yapılacak yere ilişkin deprem riski ve zemin etüdü raporu dönemin valisine aktarılmış ancak vali müdahale etmemiş. Hastane ek binasının güçlendirme projelerinin hazırlığı için Hatay İl Özel İdaresi tarafından 2011'de ihale yapılmış, bu güçlendirme bugüne kadar bir türlü gerçekleştirilmemiş. Hastane Başhekimi, İl Sağlık Müdürü'ne 5 kez resmi yazı yazmış, sonuç alamamış.

* İddiaya göre İl Sağlık Müdürü de bu duruma ‘Tepki çeker, burada esnaf var, siyasetçiler var, kapatırsak sıkıntı olur' demiş ve felaket bağıra bağıra gelmiş. 2 binada 152'den fazla sağlık çalışanı ve hasta can verdi, sorumlu Vali ve İl Sağlık Müdürü ne yaptı biliyor musunuz? Onlar siyasete atılmaya karar verdi ve milletvekili aday adayı oldular.

“İSKENDERUN DEVLET HASTANESİ A BLOĞU, 2012'DE DEPREME DAYANIKSIZ RAPORUNA RAĞMEN ÇALIŞTIRILMIŞ”

* İskenderun Devlet Hastanesi A Bloğu var, 2012'de depreme dayanıksız raporuna rağmen çalıştırılmış. Hatay İskenderun İnşaat Mühendisleri Odası Temsilci Yardımcısı depreme dayanıksız raporunu bizzat kendisinin verdiğini de açıkladı. Yüzde 100 yıkılabilir raporuna rağmen bu hastane o günden bugüne çalıştırılmış ve en az 70 vatandaşımıza mezar oldu. Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi, şehirdeki en yeni sağlık kuruluşu ve ana binası ağır hasarlı olan bu hastanenin iki fayın ortasında ve göl havzasında inşa edilmesine sendikalar karşı çıkmış.

* Su baskını riski nedeniyle projenin eksi 2'nci katı iptal edilmiş, su baskınlarında enerji kesintileri yaşanması nedeniyle bu suyu boşaltmak için dalgıç pompası yerleştirilmiş, bu pompada elektrik olduğu için kullanılamamış. Hatay İl Sağlık Müdürlüğü, TOKİ ve Sağlık Bakanlığı'na 2019'da bir resmî yazı yazmış ve hattın riskli olduğunu belirtmiş ama hiç önlem alınmamış. Depremde elektrik kesilmiş, elektrik kesintisinde jeneratörün devreye girmemesi nedeniyle ve oksijen sisteminin de çalıştıramaması nedeniyle hasta yatağında yardıma ve bakıma muhtaç onlarca hasta, en az 80 hasta ağır ihmallerle can verdi.

“BİRÇOK VATANDAŞIMIZ İLK MÜDAHALE YAPILAMADIĞI İÇİN HAYATINI KAYBETTİ”

* Hatay'da depremde hiçbir devlet hastanesi hizmet veremediği için bütün bu ihmallerle birçok vatandaşımız ilk müdahale yapılamadığı için hayatını kaybetti. Neden afetti ve ihmallerle felaket oldu, şimdi anlıyor musunuz? Neden ihmal ettiniz, neyi ihmal ettiniz? Kimin ihmali bu? Kim hükümetse onun ihmali hiç öyle kaçmayın. Sebebi ne bu ihmallerin?

* Depremden sonra yaralarımız hala tazeyken, üzerine sel felaketi yaşanmışken bu ülkenin Tarım ve Orman Bakanı çıktı ‘15 canımızı aldı sel ama toprak da suya kavuştu' dedi. İşte bu anlayıştır bu ihmallerin nedeni ve ardından ‘Selde belediye olarak sorumluluğumuz yok' diyen Şanlıurfa Belediye Başkanı'nın anlayışıdır işte bu ihmallerin sorumluluğu ve kendi dükkânlarına çevirdikleri Kızılay'ın çadır stoklayıp tüccarlığa soyunduğu rezalete rağmen hala susanların vicdanlarındaki boşluk ve anlayıştır bunun sorumluluğu.”

“GİDEBİLECEK TAM TEŞEKKÜLLÜ HİZMET VEREBİLECEK HİÇBİR HASTANE YOKTU”

CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker ise şunları söyledi:

* “Depremden hemen sonra gittiğimizde yıkılmış, virane olmuş bir şehir gördük. Bu şehirden yaralı kurtulmayı başarabilenler gidebilecekleri bir hastane aradıklarında eğitim araştırma hastanesinin ek binasının yıkılmış olduğunu gördü. Gidebilecek tam teşekküllü hizmet verebilecek hiçbir hastane yoktu. Enkazdan çıkardığımız hastaları Mustafa Kemal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürdüğümüzde gördük ki yerlerde hasta dolu ve maalesef birçoğunu kaybettik.

* Şehir hastanesi adını verdikleri bir hastane yapmışlardı. Bataklığın üzerine yapmışlardı bu hastaneyi ve bu hastane çökmüştü, hiç kimseye hizmet veremez haldeydi. O reklamını yaptıkları şehir hastanelerinden bir tanesi TOKİ eliyle yapılmıştı ve şehrin dışına, ovaya, kurutulan gölün ortasına yapılmıştı. İki nehrin birleştiği yerin tam ortasına da stadyum yapmışlardı. Yapılan iş şehre hastane yapmak değil, hastaneye şehir yapmak. Hastaneyi ovanın ortasına yapıyorlar onun etrafına bir şehir inşa ediyorlar. Rant anlayışı bir kere daha öldürdü. Bizlere şehir hastanesi değil insanların yaşadığı yerde hastane lazım.

“CANINI ENKAZDAN KURTARANLAR ADANA'YA GİTMEK ZORUNDA KALDI”

* Bu konuda senelerdir uyarıyoruz. Şişli Etfal Hastanesi başka bir yere taşındı. Şehrin merkezinde insanların gidebileceği doğru düzgün bir hastane kalmadı. Kayseri Şehir Hastanesi'ne bundan 5 yıl önce CHP heyeti olarak gidip yerinde inceleme yaptık. Bize, ‘Bu hastane bataklığın ortasına yapıldı. Altındaki sudan dolayı kurutamıyoruz' dediler. Aynı şekilde Maraş'taki hastanede yine bataklığa yapılmıştı. Bu hastaneler maalesef bir bir yıkıldı o felakette canını enkazdan kurtaranlar Adana'ya gitmek zorunda kaldı. Birçoğu yolda maalesef hayatını kaybetti.” ANKA

Kaynak: www.sozcu.com.tr

Editör: Haber Merkezi