İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu.

Akşener, “Bir tarafta, seçim kazanmak uğruna kadınlara, şiddeti, ölümü, tacizi, tecavüzü reva görenler var. Diğer tarafta ise, kadınların, çocukların, gençlerin, Hakkını, hukukunu, koruyup, iyileştirmek isteyenler var” dedi.  Akşener özetle şunları söyledi:

Bir tarafta “Ne Mutlu Türküm Diyene” demekten, rahatsız. Atatürkümüze, cumhuriyet değerlerimize de, düpedüz gıcık olanlar var. Diğer tarafta ise her 10 Kasım’da hüzünlenenler,“Varlığım Türk Varlığına Armağan Olsun” diye and içenler var! Bir tarafta hırslarının gölgesindeki kararlarla ekonomiden eğitime, hukuktan sağlığa, hemen her alanda, ülkemizi krizler yumağına sokan, beceriksizlik abideleri var. Diğer tarafta ise aklın ve bilimin ışığında krizleri gizlemeye değil, çözmeye talip olan, işinin ehli, liyakatli kadrolar var. Bir tarafta başkentin göbeğinde yaşanan, alçak bir cinayete Sinan Ateş’in katillerine göz yumanlar var. Diğer tarafta ise Sinan Ateş’i unutmayacak, unutturmayacak ve katillerinden de teker teker hesap soracak olanlar var! Bir tarafta gücünü  rant şebekelerinden, simsarlardan, mafyalardan alanlar var. Diğer tarafta ise gücünü  yalnızca ve yalnızca milletin kutlu iradesinden alanlar var. Ez cümle bir tarafta düşman karşısında birlikte kan döküp kardeş olmuş bir büyük millete çok uluslu bir parçalanmışlık vadeden genişletilmiş Cumhur İttifakı var. Diğer tarafta ise Türkiye’nin birliğini ve beraberliğini, demokrasi ile taçlandırmayı vadeden Millet İttifakı var.

"İstifa etsinler, öyle aday olsunlar!"

Daha dün Millet İttifakı’nı bakanlık dağıtmakla suçlayanlar bugün atanmış bakanlarını milletvekili yapabilmenin telaşındalar. Seçimi kaybedeceklerinin farkına varanlar hiç olmazsa milletvekili olabilmenin peşindeler. Gerçekten ibretlik. Ben de buradan sormak istiyorum. Şimdi bu atanmış bakanlar, arkalarında devletin gücüyle seçime girip bir de buna adil ve dürüst bir seçim mi diyecekler?  Seçim sürecinde devletin kaynaklarını diledikleri gibi kullanıp sonra da buna demokrasi mi diyecekler?  Böyle bir ilkesizliği, böyle bir ciddiyetsizliği kabul etmiyoruz. Madem tüm kabine üyeleri, ani bir aydınlanmayla vekil adayı olmaya karar verdiler o zaman buyursunlar hodri meydan! İstifa etsinler, öyle aday olsunlar!

"Koltuktan bir kalkarsa,bir daha oturamayacağını biliyor"

Mesela bir Nebati Bakan vardı hatırlıyor musunuz? Sahi ne oldu ona bileniniz var mı? O ışıltılı gözleri göreniniz var mı? Son zamanlarda,çıkıp da alışılmış absürtlüğüyle açıklamalar yaptığını duyanınız var mı? Memlekette ekonomi perişan, esnaf kan ağlıyorken, çiftçi, tarlasına yaşlı gözlerle bakıyorken kayıp bakan Nemo’nun, neden ortalıkta olmadığını, bileniniz var mı? Ben söyleyeyim. Çünkü şu sıralar o koltuktan bir kalkarsa,bir daha oturamayacağını en iyi kendisi biliyor da ondan. Ama yanlış olmasın. Kendisi bir tek Sayın Erdoğan’ın, basın açıklamaları olunca aniden ortalıkla beliriveriyor. O da, açıklama yapmak için değil kameralar önünde spot yer kapabilmek için. Bu arkadaşlar artık, fotoğraf çekilirken bile rant kovalıyor yani. Ama onu da maalesef beceremiyorlar. Birbirlerini omuzlayıp rezil oluyorlar.

"En hafif tabiriyle emekli vatandaşlarımıza hakarettir"

Biliyorsunuz, geçtiğimiz hafta emeklilerimize verilecek bayram ikramiyesi 2 bin lira, emekli maaşlarının aylığı da en düşük, 7500 lira olarak belirlendi. Ancak 7501 lira alan, bir emeklinin maaşında,herhangi bir artış yaşanmayacak.  Her ne kadar,Sayın Erdoğan, bu artışların,bir lütuf olduğunu düşünse de, gerçekler maalesef öyle değil. Çünkü asgari ücretin 8 bin 506 lira olduğu bir ülkede, 7500 lira emekli maaşı vermek en hafif tabiriyle emekli vatandaşlarımıza hakarettir.  

"Hastane temeli atıyoruz” diye Türkiye’ye yutturmaya kalktılar"

Geçtiğimiz hafta, bu iktidarın gerçek yüzünü çarpıcı bir şekilde ortaya koyan çok acı bir örnek daha yaşadık. Ülkemiz adına bir kez daha üzüldük. iktidar adına da bir kez daha utandık. Artık her şeyiyle göstermelik hale gelmiş bir iktidarın günü kurtarmaktan başka hedefi kalmamış bir hükümetin ucuz, utanmaz ve ahlaktan yoksun, bir yönetim anlayışının acınası haline şahit olduk. Evet, şu sahte temel atma töreninden bahsediyorum. Yıllarca, büyük büyük konuşup, “Ben, temel atma törenlerine katılmam,  ben biten işin, açılışını yaparım” diyecek kadar şişmiş bir egonun, balon gibi öterek sönüşünün ibretlik vesikasından bahsediyorum. Bu fevkalade parlak, bir o kadar da cüretkar arkadaşlarımız boş araziye beton döküp“Hastane temeli atıyoruz” diye Türkiye’ye yutturmaya kalktılar. Evet yanlış duymadınız. Boş araziye, bir demir kafes koymuşlar. Görseniz, çocuk havuzu kadar. Üstüne de mikserden beton döktüler. Saray medyasının, köpürteceği kadar da görüntü alıp, servis ettiler. Alın size, AK Parti usulü, temel atma töreni!

"Şu nobranlığa bir bakar mısınız?"

Nitekim Sayın Erdoğan’ın Hatay ziyaretindeki, tek rezalet, temel atma töreninden ibaret değildi. Kendisi önce, kürsüye çıkıp dedi ki;“Burası “CE-HA-PE’li” demedik. Bunlar da, vatandaşımız dedik” Yaaa…“Bunlar da” vatandaşıymış. Şu edepsizliğe bir bakar mısınız? Şu nobranlığa bir bakar mısınız? Şu bilinç altına bir bakar mısınız? Şaka gibi ama gerçek…Üstelik işine gelince, “Milletin adamıyım” diye, ortalıkta gezinen, bu zat bu sözleri, depremzede vatandaşlarımıza söyledi. Bu sözleri acılı annelere, babalara, çocuklara söyledi ve bu sözleri bir cumhurbaşkanı olarak söyledi. Kendine gel Sayın Erdoğan. Ağzından çıkanı kulağın duysun!

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Esenyurt'ta Yapılan Halk Buluşmasında Konuştu CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Esenyurt'ta Yapılan Halk Buluşmasında Konuştu

Independent Türkçe 

Editör: Haber Merkezi