Pandemi ve ardından gelen Rusya-Ukrayna savaşı ile birlikte global ekonomideki çeşitli sorunların yaşandığı bir dünyada sanayiciye yeni bakış açıları oluşturmak amacıyla düzenlenen “Dış Ticarette Yeni Ufuklar” buluşmaları Sertrans Logistics’in katkılarıyla Bursa’da DOSABSİAD’ın ev sahipliğinde gerçekleşti.

Programın açılış konuşmasını yapan DOSABSİAD Başkanı ve TÜGİAD Genel Başkanı Nilüfer Çevikel, “Hemen hemen her birimiz her hafta bir ülkedeyiz. Dünyayı inceliyoruz ve dış ticarette şu an sadece bizim yaşadığımız sorunlar değil, dünyadaki ham madde, enerji maliyetleri gibi problemler nedeniyle bir hız kaybı söz konusu. Ama biz endişelenmek ve sorunlara odaklanmak yerine bunların çözüm önerilerine odaklanmayı tercih etmeliyiz. Ürün yelpazemizi genişletiyoruz. Yeni pazarlar arıyoruz. Artık önümüzde bir konu daha var. Şu anda birçoğumuz sürdürülebilir bir ihracat için, sürdürülebilir bir istikrar için yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmak yeşil üretim yapmak için çalışıyor” dedi.

“Haksız rekabetle karşı karşıya kalıyoruz”

Sanayicinin bir yandan maliyetlerle boğuşurken diğer yandan da sürdürülebilirliği sağlamak yatırımları da yapması gerektiğinin altını çizen Çevikel, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Çoğu zaman aslında bu konuda elde imkan varsa başarılı oluyoruz. İstihdamın ne kadar önemli olduğunu biliyorsunuz. Halbuki pandemide herkesin beklentisi ‘fabrikalar kapanır’ yönündeydi. Her yer dururken bu gördüğünüz bölge dahil olmak üzere ihracatta tam tersi bir ivme kazanarak biz o arayı aştık. Ama son dönemde gene maliyetlerden dolayı birçok firmamızın yavaş yavaş yurt dışına kaçmaya başladığını, üretimlerini yurt dışına çıkarmaya başladığını eleman çıkarmaya başladığını görüyoruz. Bunun önüne nasıl geçeriz? Enerji maliyetleri, ham madde maliyetleri kaçmalarına sebep oluyor. Ama önemli olan burada bu ürünü yapıp dış ticareti bir an önce arttırmak ve cari açığı azaltmak. O sebeple hem yeşil dönüşüme uygun standartların sağlanması gerekiyor. Özellikle bunu söylüyorum çünkü bir şey Türkiye’de uygulanacaksa ilk önce organize sanayi bölgesindekilere uygulanıyor. Ve biz dünyayla rekabet etmeye çalışırken bir yandan da merdiven altı iş yapan ve herhangi bir kategoriye giremeyen herhangi bir uygulamaya tabi olmayan insanlarla rekabet yapmak zorunda kalıyoruz”.

“Teşvikler devam etmeli”

Piri Reis Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu’nun da ekonomideki global ve yerel gelişmeler üzerine kapsamlı bir sunum yaptığı panel, EKONOMİ Gazetesi Yayın Koordinatörü Vahap Munyar moderatörlüğünde gerçekleştirildi.

Panelde konuşan Valeo Türkiye CEO’su ve OİB yönetim kurulu üyesi Tuna Arıncı, “Bütün herkes dursa otomotiv durmaz. Çünkü bayilerde araç yok. Yatırım kısmında da buraya bir eğilim oldu. Birçok sektöre karşı daha iyi durumdayız. Bu sene başında sektör olarak koyduğumuz hedef 34 milyar dolarlık ihracat. Otomotiv Türkiye ihracatında önemli bir pay alırken, çok uzun süre sonra birinci basamaktan indi. Otomotivin bu seneki avantajı geçen sene çip krizi nedeniyle oluşan araç kaybının bu yıl bize talep olarak dönmesi görülebiliyor. Beklentiler pozitife dönerken ihracat pazarlarındaki sorunlar da aşılabilecek gibi görünüyor. Tedarik sanayi kısmında rekorlar kırıldı. 13 milyar dolara ulaştı ve orada da yüzde 10’oranında artış gerçekleşti” dedi.

Yazılımcılar artık tahmin yapmıyor! Yazılımcılar artık tahmin yapmıyor!

Valeo olarak da yeni yatırıma gideceklerini belirten Arıncı, “Türkiye’de halihazırda olan yabancı şirketler yatırımlara devam ediyor ama ilk defa ülkemize geleceklerde çeşitli çekinceler var. Bizler bu konuda üzerimize düşeni yapıp gerekli görüşmelerle durumun böyle olmadığını, ülkede ciddi teşvikler olduğunu anlatıyoruz. Yüzde 80’in üzerinde teşvikler alınabiliyor. Mesela Valeo olarak resmi gazetede de yayımlandı elektrikli araçlarla ilgili üretim için önemli bir teşvik aldık. Biz önümüzdeki 5 senede 2,5 kat büyüyeceğiz. Teşviklerin yanı sıra enerji, istihdam, Ar-Ge destekleri olursa yabancılar çok daha rahat Türkiye’ye yatırım yapacaktır” diye konuştu.

“UzakDoğu yeniden pazara girdi”

Türkiye’nin her ülkeyi hedef Pazar olarak görmesi gerektiğinin altını çizen EKONOMİ Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ, “Bu ülke üretip rekabetçi bir ortamda ürünlerini satmak zorunda. Biraz önce Ahmet Bey yaşadıklarını anlattı. Mesela 2022’de dünya ticareti 32 trilyon dolar civarında. Ayakkabı ticareti 145 milyar dolardan 170 milyar dolar çıktı. Yani yüzde, 17, 18 bir artış var. Ayakkabı ihracatımız da 1,2 milyar dolara çıktı. Orada da yüzde 20 artış var. Yani dünya trendleriyle bu yola gidiyoruz. Birçok sektörde karlılık yüzde 3’lere kadar düştü. Bu da çok bıçak sırtı bir konu. İhracatta fiyatı tutturdukça ki Avrupalılar yüzde 20’ye kadar çok sıkıntı çıkarmıyor. Bu da Türkiye’ye ihracat olarak yansıyor onları da zorlamıyor. Ama işte navlun böyle aşağıya inince UzakDoğu tekrar ciddi şekilde piyasaya girdi. Bizde de işçilik ve enerji gibi maliyet kalemleri arttı. Uzak doğu ile fiyat farkımız yüzde 40’lara dayandı. Böyle olunca Avrupa yine Uzakdoğu’ya yöneldi. Bizim bu dönemi doğru gözlem ve start-up gibi düşünerek geçirmemiz gerekli” ifadelerini kullandı.

“E-TİCARETTE İVMELENME YÜKSEK”

Sertrans Logistics Yönetim Kurulu Başkanı Nilgün Keleş, “İhracat artarken navlun fiyatları da düşme eğilimine girdi. Pandemi dönemindeki navlun fiyatlarını önümüzdeki süreçte göremeyiz ki görmemiz de sağlıklı olmaz. İthalat tarafındaki artışı da biz lojistik sektörü olarak görüyoruz. Otomotivde bir toparlanma söz konusu, tekstilde de geçen yıl ile paralel bir hareketlilik söz konusu. İşin bir de e-ticaret boyutu var. İlginç ola şu ki bu yıl e-ticaret konusunda bütün rakamlarda patlama yaşandı. Black Friday’de rekor kırarken rakamlar diğer zamanlarda bile o dönemi aştı. Bunda Rusya-Ukrayna savaşının da etkisi oldu. Orada yapılamayan satışlar ülkemize kaydı ve bir anda ihracata dönüştü" dedi.

"Katma değerli ürünler üretmeliyiz"

J Club Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Polat da sektöre giriş hikayesini katılımcılarla paylaşırken, “Yaptığın işi dinleyecek birileri varsa doğru yoldasın demektir. Bazen sektörün ihtiyaçlarını dinlemek onun için mücadele etmek gerekir. Asıl mottom vazgeçmemek oldu ve işi bu noktaya getirdik. Şu anda 35 ülkeye ihracat yapıyoruz. Sektöre geldiğimizde ise şu anda fiyatları tutturamıyoruz ve bazı firmalar ithalat daha ucuza geldiği için siparişleri iptal edip “dolar kuru yükselirse tekrar kalan siparişi veririz” tarzında söylemler oluyor. Maliyetler arttığı için fiyatlara zam yapmak zorunda kalıyoruz. Dolar bazındaki zammı reel sektörde anlatamıyoruz. İhracatı artırma konusunda mutlaka katma değerli ürünler üretmemiz lazım. Biz aşağı yukarı 85 dolar/birim ihracat yapıyoruz. Bütün sektörlerde yüksek rakamları yakalayabilmeliyiz” ifadelerini kullandı.

Editör: Haber Merkezi