Adana’da ‘Deprem-Moloz-Çevre’ Paneli düzenlendi

 

6 Şubat’ta yaşanan 11 ili kapsayan deprem sonrası artı ve eksilerin masaya yatırıldığı ‘Deprem-Moloz-Çevre’ paneli Adana Büyükşehir Belediyesi tiyatro salonunda gerçekleştirildi.

 Panele Adana Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Selahattin Menteş ve Çukurova Öğretim Elemanları Derneği adına Doç. Dr. Sedat Gündoğdu'nun kolaylaştırıcı olarak, Mimar Sinan Üniversitesi Öğretim Üyesi Aslı Odman, İMO Adana Şube Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Uncu, Hatay Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyon Başkanı Avukat Ecevit Alkan, Adana Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Daire Başkanı Deda Büyüköztürk ve Çukurova Tarım ve Çevre Derneği Başkanı Doç. Dr. Meral İncesu konuşmacı olarak katıldı.

 

UZM. DR. MENTEŞ, “İNSANIN ÖLÜSÜNE SAYGI GÖSTERİLMEYEN BİR COĞRAFYAYA DÖNDÜK”

Panelin açılış konuşmasını yapan Adana Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Selahattin Menteş, hükümetin deprem sonrası tam üç gün hiçbir katkısı olmadığını, insanların canını kurtarmak için kepçe bulunamazken moloz kaldırmada binlerce kepçenin ortaya çıktığını söyledi.

Başkan Uzm. Dr. Selahattin Menteş, “Maalesef sadece dirisine değil, insanın ölüsüne bile saygı gösterilmeyen bir coğrafyaya döndük. Seçimlerden sonra yeni gelenlerin alışılagelmiş bir söylemi vardır “Enkaz devraldık” diye. Bu kez gerçekten enkaz devralacaklar. Geldiğimiz noktada deprem yıkılan bina enkazlarının kaldırılması bilimden yoksun bir yol seyrediliyor. Kepçeler ortalarda dolanıyor ama hiçbir şey bilimsel yolla yapılmıyor. Enkaz kaldırma çalışması yapan insanlar eğitimsiz, ortaya çıkan asbest’in yaratacağı tahribattan haberleri yok. Enkazın tozu ile birlikte insanın ciğerine yapışan asbest kişide Akciğer Kanserine yol açar. Kimse farkında değil. Biz bugün depremi, molozu, çevreyi, insan sağlığına etkilerini tartışmak için toplandık.

Adana Tabip Odası, Adana Barosu, Çukurova tarım ve çevre Derneği, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası, Adana Büyükşehir Belediyesi ve Çukurova öğretim elemanları Derneği ile birlikte sorunları masaya yatırarak çözüm aramak istedik. Bu panelimize destek olan başta Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar olmak üzere tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum. Böyle felaketlerin bir daha yaşanmaması, yaşandığında da sorumluluğu olan kurumların işlerini bilimin ışığında, planlı ve işe yarar bir şekilde yapmalarını diliyorum.” dedi.

 

Doğanın pek çok kez hatırlatmasına rağmen yanlışlara devam edildiğini hatırlatan TMMOB İKK Sekreteri Ahmet Uncu, “Deprem bir afet değildir. Depremi afete dönüştüren, depreme dayanıksız yapılan yapılardır. Yapı üretim sürecinin tüm gerekliliklerine uygun olan bir yapılaşma söz konusu olsaydı, deprem yönetmeliğinin tasarım felsefesine uygun olarak binalar yine hasar alacak, hatta belki bir kısmı ağır hasar alacak, ancak insanların içerisinden çıkmasını sağlayacak davranışı gösterecek, deprem afete dönüşmeyecekti. Depremlerin afete dönüşmesi, ne yazık ki insan eliyle yapılan çarpık kentleşmenin sonucudur. Bu çarpık kentleşmenin sonucu kentlerimizdeki binaların % 60’ı iskansız, kaçak yapılardır. Üstüne üstlük bu kaçak yapılaşmaya karşı önlem alınması, yapıların depreme dirençli hale getirilmesi için çalışmalar yapılması gerekirken (ki biz bunu Oda olarak Şube olarak uyarısını defalarca yaptık) devlet eliyle imar affı çıkartılarak kaçak yapı stoku, dolayısıyla depreme dirençsiz yapılar çoğaltıldı. İmar affı çıkartmak: felakete yol açmaktır.” dedi.

 

BÜYÜKÖZTÜRK, “8.000 BİNANIN YIKILMASI GÜNDEMDE”

Depremde Adana’da yıkılan binaların moloz kaldırma işlemleri hakkında bilgi aktaran Adana Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Daire Başkanı Deda Büyüköztürk, “Yıkılan binaların tümünün molozunu ve  eşyalarını apartman apartman ayırdık. Asbestli olduğunu tespit ettiğimiz molozların suya karışmaması için büyük özen gösterdik. Molozlar için daha önce kullandığımız şartlara uygun hazırlanmış Rüzgarlı Tepe döküm sahamızı kullandık. Şu anda 8.000 binanın yıkılması gündemimizde” diye konuştu.

 

AV. ALKAN, “YAS TUTMAYA SIRA GELMEDİ”

Hatay Barosundan Avukat Ecevit Alkan ise “Deprem sonrası binaların çökmüş olduğunu gördük. Yakınlarımızı kaybettik. Yas tutmaya daha sıra gelmedi. Çünkü öfke aşamasındaydık. Yardım gelmedi. Molozlar ciddi sıkıntı yaşattı. Muhtarlıktan tutun Cumhurbaşkanı'na kadar belediyeler, bakanlıklar, müdürlükler tüm hepsi sınıfta kaldı. Deprem ülkesi olmamıza rağmen hiçbirimizin hiçbir hazırlığı yoktu. Sağ kalan insanlarımızın yemek, su derdi olmadı. Tek derdimiz ailemizden geriye kalanları kurtarmaktı. Yardımda çok geciken yetkililerin molozları biran önce kaldırma heyecanlarına anlam veremedik, anlamakta zorluk çektik.” şeklinde konuştu.

 

Arazilerine El Konan Köylüler İsyan Etti: Bir Köyün Sorununu Çözemezken Oyumuza Talip Oluyorlar Arazilerine El Konan Köylüler İsyan Etti: Bir Köyün Sorununu Çözemezken Oyumuza Talip Oluyorlar

ODMAN, “OLUŞAN ASBEST BİR HALK SAĞLIĞI SORUDUR”

Enkazın biran oluşmadığını, yüzleşilmesi gereken bir durum olduğunu belirten Mimar Sinan Üniversitesi Öğretim Görevlisi Aslı Odman, konuşmasında “Enkaz; bir suç zinciri ile oluştu. Pırıltılı binalar, AVM’ler yapılırken enkaz vardı. Konut arzusu şahlandırılırken bir enkaz vardı. Önce bunun görülmesi lazımdı. Bu moloz değil, hafriyat değil, bunlar afet atığıdır. Bu afet atıklarının nerede depolanacağı çok önemlidir. Çünkü oluşan asbest bir halk sağlığı sorudur. Kanser türleri yüzde yüz oranında asbest kaynaklıdır.”

Çukurova Tarım ve Çevre Derneği Başkanı Doç. Dr. Meral İncesu’nunda molozların tarım alanlarına ve çevreye verdiği zararlara ilişkin yaptığı bilgilendirmenin ardından katılımcıların merak ettiği sorulara yanıt verildi.

Editör: Haber Merkezi