Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir belediyelerine yapılan kayyum atanmalarını Çağlayan Adliyesi önünde protesto eden avukatlar bugün hâkim karşısına çıktı. Sanık avukat Avni Güçlü Sevimli, “Kayyum atama konusu artık ayrı bir evredir. Burada bir politik haydutluk vardır. Kanun, Anayasa tanımadan seçilen yöneticiler alaşağı edilmektedir. Atanan kişi belediyeden dahi değil. Valinin ilk işi Tayyip Erdoğan’ın resmini, Atatürk’ün resminin yanına asmaktır” dedi.

İstanbul Adalet Sarayı önünde 20 Ağustos 2019 tarihinde, Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir belediyelerine kayyum atamasını protesto için basın açıklaması yapmak isteyen, aralarında İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin’in de bulunduğu 9 avukat hakkında, 'Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet' suçlamasıyla İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın ilk duruşması bugün yapıldı. Duruşmaya sanık olan bazı avukatlar ile tüm sanıkların avukatları katıldı.

ANKA'dan Fahrettin Öztürk'ün haberine göre; Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada söz alan sanık Avukat Kemal Aytaç, “Adliyenin dışında yapılmayan açıklamadan dava açıldı. Bu açıklamalar kendimiz için değil herkes için. Bu davalar bizim için onurdur. Derhal beraat kararı verin, davayı sürüncemede bırakmayın” dedi.

“BURADA TOPLANAN KİŞİLER AVUKATTIR DERHAL BERAAT KARARI VERİLMELİ”
Sanık avukatların vekili Avukat Çiğdem Akbulut ise "Yargıtay’ın, kamu hizmeti görülen binalarda yapılan benzeri toplantı ve açıklamalar bakımından suçun unsurları oluşmadığından verdiği beraat kararları vardır. Burada toplanan kişiler hukukçudur, avukattır. Adliye binası çalışma alanlarıdır. Seslendikleri kitle hukukçulardır. Derhal beraat kararı verilmesi gereken bir durum söz konusudur” diye konuştu.

Mahkeme, derhal beraat kararı taleplerinin reddine karar vererek, duruşmaya devam etti. Savunma yapan sanıklardan Avukat Kemal Aytaç, öncelikle yargılanmalarına neden olan basın açıklamasının yaptırılmadığını belirterek, şunları söyledi:

Biz daha evvelden de burada adalet nöbeti tuttuk. Haksızlığa uğrayanın kim olduğu bu durumu değiştirmez. Burada mesele, basın açıklamasının sebebi olan kayyum meselesidir. Bu konuda bir tahammülsüzlük var. Diğer basın açıklamalarında açılmayan davalar burada açılıyor ise benim aklıma bu geliyor. Toplumun adalete olan güveni azalmıştır. Burada biz kendimiz için değil herkes için adalet istiyoruz. Adliye içinde zaten bir toplantı olmadı. Ben o gün oradaydım. Fakat polisin süpürdüğü arkadaşlar arasında yoktum. Polislerle görüşme halindeyken süpürme başladı. Polisimiz sağ olsun politiktir.

Buradan bize ceza çıkmaz. Bu kararın toplum açısından önemi var. Çoğu kesim adalete güvenmiyor. İnsanın söz söyleme hakkını gasp ederseniz, gaz sıkarsanız, yargılarsanız demokrasi adına bir şey kalmaz. Biz aslında demokrasi mücadelesi veriyoruz. Bu davanın açılmasının nedeni kayyumlardır. Kürtlere karşı farklı bir muamele yapılmaktadır. Bize ‘Dağılın’ diye ikaz olmadı. Daha bizim görüşmelerimiz devam ederken saldırı gerçekleşti.

Sanık avukatlardan Sinan Zincir ise “Türkiye’de Kürt halkının haklarını savunmaya kalkarsanız yargılanırsınız. Kendim Kürt olmasam da yakın çevremde tamamen ve çocukluğumda da Kürtlerin içinde büyüdüm. Kürt gerçekliğini kitaplardan değil bizzat yaşayarak işin içinde öğrendim. Dünyadaki tüm halkların olduğu gibi elbette Kürt halkının da kendi kaderini tayin hakkını savunuyorum. Yaşamın tüm alanındaki kayyumlara, despotlara, diktatörlere karşıyım. Van, Diyarbakır ve Mardin’e atanan kayyumlara karşı olduğumuz gibi Boğaziçi’ne atanan kayyuma da karşıyım" dedi.

“AKP HÜKÜMETİ SEÇİM KAYBETTİĞİNDE HİLE DİYEREK KAYYUM ATIYOR”
Sanık Avukat Avni Güçlü Sevimli ise yaptığı savunmada, "Türkiye’de bir Kürt halkı gerçeği vardır" diyerek şunları söyledi:

Baskı, şiddet, asimilasyon ve imha sadece AKP hükümeti değil, bundan önceki hükümetler tarafından da sürdürülen bir politikadır. Her ne kadar açılım adı altında bir süreç yaşandı ise de mevcut iktidar bu durumu da kendi politikası doğrultusunda kullanmıştır. Kürtler kendi bölgelerinde iradelerini ortaya koyarak bir seçim kazanmışlardır. AKP iktidarı kaybetmiştir. Belediyeye halkın temsilcisi başkan seçilmiştir. Yine AKP iktidarı, kendi kazandığı zaman seçimlere dayandığını belirtmekte. Kaybettiği zaman ya hile oldu demek ya da kayyum atama yoluna gitmektedir.

Kayyum atama konusu artık ayrı bir evredir. Burada bir politik haydutluk vardır. Kanun, Anayasa tanımadan seçilen yöneticiler alaşağı edilmektedir. Atanan kişi belediyeden dahi değil. Valinin ilk işi Tayyip Erdoğan’ın resmini, Atatürk’ün resminin yanına asmaktır. Biz bu durumu hukuki ve doğru bulmadığımızdan protesto için, sesimizi duyurmak için basın açıklaması yapmak istedik. Eğer bir suç varsa suç işleyen polislerdir. Kanunsuz müdahale etmişlerdir.

Görüş açıklayan duruşma savcısı, dosyada müştekilerin polis memuru olduğundan, onlar tarafından düzenlenen görüntü izleme tutanağının yargılama açısından yeterli olmayacağını söyledi. Savcı, görüntülerin duruşmada izlenmesi ya da bilirkişiye gönderilmesini talep etti.

Mahkeme, gelmeyen sanıklara, bir sonraki duruşmaya katılmaları için davetiye gönderilmesi ve sanık avukatlarına delillerini sunmaları için süre verilmesi kararı alarak, duruşmayı 26 Ekim 2022 tarihine erteledi. 

Kaynak: anka