ÖMER FARUK KARABULUT

Konya’da Meram Ziraat Odası Başkanı Murat Yağız, “Çiftçi mazotu ayrı olacak. Uçaklarda, gemilerde nasıl kullanılıyorsa çiftçi mazotu üretene en az yüzde 50 indirimli ayrı bir mazot verilmesi lazım. Maliyetlerin düşürülmesi için” dedi.

Konya Meram Ziraat Odası Başkanı Murat Yağız, tarım politikalarını ANKA Haber Ajansı’na değerlendirdi. Yağız, "Dünyada yaşanan pandemi ülkemizde de hissedildi. Bununla beraber son 4 yılı zor geçen bir çiftçi kurumunun temsilcisi olarak içinden geçtiğimiz bu sürecin atlatılması için alınması gereken önlemler olduğuna inanıyorum" dedi.

"YÜKSEK MALİYETLER ÇİFTÇİNİN BOYNUNU BÜKTÜ"

Konya Meram Ziraat Odası Başkanı Murat Yağız şunları söyledi:

"Yüksek maliyetler çiftçinin boynunu büktü. Tarımda, Avrupa’da birinci dünyada yedinci olan ülkemizin bu politikasını devam ettirmesinin yolu yapılanların yanında eksik kalan kısımlarının bir an önce tamamlanması lazım. Öncelikle gübre, mazot, enerji ve tohum. Bunlar bir sacın 4 ayağı. Bir tanesi olmadığında bu ülke ithalata mahkûm olur. Geçtiğimiz yıllarda yüzde 4,5 büyüyen, Türkiye’nin normal büyümesinden fazla büyüme gösteren bir tarım politikamız vardı. Ancak bu büyüme üreterek değil, dışardan Rusya’dan çeşitli ülkelerden aldığımız ürünleri işleyip pazarlama boyutunda bir büyümeye katkı sağladı. Yani ithal ettiğimiz ürünleri burada işledik, ihraç ettik, ticaret yaptık. Büyüme rakamlarını yükselten buydu. Üreterek büyümedik.

Üreterek büyümemiz için dünya tarımda yedi tane ülkenin o büyük ülkelerin uyguladığı tarım politikalarını uygulamamız lazım. ÖTV’siz mazot ya da yüzde 50 sübvansiyon. Nasıl yapabiliyorsak. Çiftçi mazotu ayrı olacak. Uçaklarda, gemilerde nasıl kullanılıyorsa çiftçi mazotu üretenin hakkı olarak üretene en az yüzde 50 indirimli ayrı bir mazot verilmesi lazım. Maliyetlerin düşürülmesi için bizim başka gördüğümüz bir şey yok. Gübre fiyatlarının da geçmiş yıllarda, 70’li 80’li yıllarda yapılan şekilde gerekirse o da yüzde 50. Bugün Hindistan’ın yaptığı gibi. Rusya’nın Çin’in yaptığı gibi. O da yüzde 50 sübvansiyonlu. Biliyorsunuz enerji 90’lı 2000’li yıllara kadar yeşil hat diye bir hat vardı. O da sübvansiyonlu destekleniyordu. Bunların geri getirilerek, destekleme modelinin tamamen yeniden şekillendirilerek çiftçinin ayakta durması, üretimin devamlılığının sağlanmasını yapmak zorundayız. Artık bunu yapmazsak, çiftçi toprakla karı koca gibidir. Boşandığında bir daha geri getiremeyiz. Bu ülke bizim, bu topraklar bizim.

"TARIM POLİTİKALARI SİYASET ÜSTÜ OLSUN"

Bir çiftçi kuruluşunun temsilcisi olarak şunu istirham ediyorum; iktidarıyla muhalefetiyle tarım politikaları siyaset üstü olsun. 10 yıllık, 20 yıllık, 30 yıllık politikalarımız olsun. Bu ülkeyi kim yönetirse yönetsin o politikanın dışına çıkılmasın. Bir tarım seferberliği başlatılsın. Önümüzü görelim. Bir malı üretirsin, maliyetlerini çıkarırsın satarsın. Üstüne yüzde 20 koyarsın, 25 kâr marjı koyarsın ürünü satarsın. Ama biz çiftçiler ise kendi ürettiğimiz ürünün fiyatını biz belirleyemiyoruz. Bunu da yapamıyorsak bize bir yıl sonra altı ay sonra üreteceğimiz ürünü kaça satacağımızı en azından önceden fiyatlarımız açıklasın. Biz buğdayı ekim ayında ekmişiz. 3 ay sonra hasada başlayacağız. Ama biz kaça satacağımızı bilmiyoruz.

"PANCAR EKİCİSİ BULAMADILAR"

Pancara Sayın Cumhurbaşkanımız bir fiyat açıkladı. 8.25 fiyat açıkladı. Şimdi pancar fabrikaları bu fiyatları güncelledi. Niye, ekici bulamadılar. Bu maliyetlerle o işin içinden çıkılmaz.  Ayçiçeğinde aynı olayı yaşadık geçen yıl. 5 liraya mal olan ayçiçeğini 5 TL’ye almadılar. Ne oldu, kriz çıktı. Bizim çiftçimiz önceden neyi kaça satacağı açıklanırsa, alım garantileri, taban fiyatları açıklanırsa bu çiftçi üretimden kopmaz. O zaman bu ülke ithalata ya da Rusya’dan gemi çıktı Ukrayna’dan çıktı çıkmadı diye böyle bir şey yaşam durumu olmaz. Samimi olarak söylüyorum. Bir gıda krizi yaşanmaz. Ancak önlem almazsak yaşarız, onu da söyleyeyim. Şeker pancarındaki gibi. Bizim maliyetlerimizin bizi kurtarması lazım. Biz para kazanmadığımız işi yapmayız. Kimse yapmaz. Daha doğrusu yapmak istese de yapamaz.

"ŞEKER PANCAR EKİMİNDE EN AZ YÜZDE 40 DÜŞÜŞ OLACAK"

Geçtiğimiz yıllarda şeker pancarında çiftçimiz maliyetlerin altında ezildi. 4,20’ye pancar alındı. Parasını aldığında parası pul oldu. Şeker pancarından yüzde 100 kaçış var. Önceki yıl ekilen pancarın yarısı belki bu yıl ekilmeyecek. Çünkü önünü görmüyordu. Bu yıl açıklanan rakamlardan sonra belki üretim yeterli olur olmaz onu bilemiyorum. Fakat ÇKS boyutunda pancar ekicilerinden sahadan aldığımız bilgilere göre en az yüzde 40 önceki yıla oranla ekimde düşüş olacak. Bu da ne demek? Türkiye’nin kendi ihtiyacını karşılayacak inşallah şekerimiz olacağı kanaatindeyim. Yani bunu fabrikalarımız önlemini alacak. Yeniden rezerve edecekler. Yani planlı üretime geçeceğiz. Bize ne lazımsa ne kadar ekilmesi gerekiyorsa o kadar ektireceksin. Bunu destekleyerek ektireceksin. Fiyatlarını yüksek açıklayacaksın.

"GÜBREDE YÜZDE 400 ARTIŞ YAŞANDI"

Örnek vereyim buğday. Buğday ekimimiz iyi bu yıl. Allah’ın rahmeti de iyi. Son 35 yılın en yüksek yağış miktarlarına ulaştık. Ama bir şey eksikti. Ne eksikti gübre atmamıştık. 17 TL’lere çıkan gübre fiyatlarından dolayı gübre atamadık. Şimdi üst gübrelerini atmak zorundayız. Peki bu üst gübrelerini alabildik mi? Yine alamadık. Hala 13,5 seviyelerinde seyrediyor gübre. Bir yıl önce aynı gübreler 2 TL ile 3 TL arasında iken yüzde 400 artan maliyetler var. Bunlar bizim üretimimizi kısıtlar. Hükümetimiz ne yapabilir gücü nedir, biz orasını bilmeyiz. Biz sorunu söylemekle mükellefiz. Bu eksiklikler giderilirse ülke insanı kazanır, ülkemiz kazanır. Ülkemiz kazanırsa da insanımız refaha ulaşır. Bizim görevimiz de bu eksiklikleri anlatmak.”

 

 

Kaynak: anka