İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Uluslararası Sürdürülebilir Kentler Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, iklim kriziyle ilgili “Hiçbir belediye başkanı ya da hiçbir ülke, buradaki global zorlukların üstesinden tek başına gelemez” dedi.

Kadıköy Belediyesi ve Uluslararası Sürdürülebilir Kentler Birliği (ICLEI) iş birliğinde düzenlenen Kadıköy Sürdürülebilir Kentler Zirvesi bugün gerçekleştiriliyor. Kozyatağı Kültür Merkezi’nde düzenlenen zirvede konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, konuşmasına; zirveyi düzenleyen Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı’na teşekkür ederek başladı.

Bu zirve sayesinde finansal konuları daha iyi anlayabileceklerini belirten Soyer, “Hiçbir belediye başkanı ya da hiçbir ülke, buradaki global zorlukların üstesinden tek başına gelemez” dedi.

“Bizler global anlamdaki çabalara da liderlik yapıyor olacağız” diyen Soyer, iklim kriziyle mücadelenin hiçbir zaman bitmeyen bir süreç olduğunu vurguladı.

“ÖNEMLİ BİR DÖNÜŞÜM GÜCÜNE SAHİBİZ”

Çok önemli bir potansiyelleri olduğuna dikkat çeken Soyer, “Aksiyon planları düzenliyoruz. Bağlantılarımızı hem kırsal hem de şehir topluluklarıyla bir araya gelerek yapıyoruz. Çok önemli bir dönüşüm gücüne sahibiz ve bu bağlamda da İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak çeşitli sözler verdik. Öncelikle sera gazı emisyonlarını azaltmak istiyoruz. Yeni gıda stratejileri belirleyerek iklim değişikliği konusuna destek vermek istiyoruz. Fiziksel, ekonomik ve en önemlisi de kültürel bir yaklaşım oluşturmak istiyoruz hem kırsal hem şehirsel alanlar arasında. Bunu yaptığımızda İzmir’i kültürel bir döngüsel bir kültür ile yönetebiliyoruz ve bu kültürün içinde ekonomiyi, ekolojiyi ve aynı zamanda değişimi birlikte yönetebildiğimiz sistem oluşturabiliyoruz” diye konuştu.

“GELECEĞİ DİZAYN EDERKEN GEÇMİŞİ ANLAMADAN BİLMEK MÜMKÜN DEĞİL”

“Doğayla uyum içerisinde olmak demek, buradaki kırsal ve şehir hayatını bir araya getirebilmek demek” diyen Soyer, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu döngünün ikinci katmanına baktığımızda birbirimizle olan uyumu görüyoruz. Sosyal demokrasinin doğaya ve doğa haklarına verdiğimiz önemle katmanlandığını görüyoruz. Üçüncü katman da geçmişle uyum demek. Burada geleceği dizayn ederken geçmişi anlamadan bilmek mümkün değil. Dördüncü katmana baktığımızda da değişimle olan uyum. Bunu yaptığımız zaman kültürü inovasyonla entegre edebiliyoruz. Kendi çağımıza ve geleceğimize uydurabiliyoruz. İzmir’de yeni bir şehir modeli oluşturduk. Bu dört katman temelini hazırlıyor. Döngüsel kültürü ekosistemin bir parçası olarak görüyoruz.”

 

Kaynak: anka