Cumhurbaşkanı adayı veCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Youtube üzerinden yayın yapan Karar TV'nin canlı yayınında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu Alevi başlığı ile yayınladığı videosuna gelen tepkilere ilişkin, "Alevi olmak suç değil. Samimi bir Müslümanım, Allah'a inanıyorum, Peygambere inanıyorum, Kur'an'a inanıyorum" yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öneçıkanlar:
- Diyanet İşleri Başkanlığını kuran zaten CHP, niye kaldırsın? İlk imam hatip okullarını açan CHP'dir, niye kapatsın? İlk ilahiyat fakültelerini açan CHP, niye oraları kapatsın? Diyanet İşleri Başkanlığı bu ülkenin temel kurumlarından birisidir. Atatürk, Diyanet İşleri Başkanlığıyla, Genel Kurmay Başkanlığını kurmak için aynı gün iki ayrı kanunu çıkarmıştır parlamentodan. Hiç kimsenin gücü Diyanet İşleri Başkanlığını kapatmaya yetmez.
- Centilmence bir yarış oluyor mu? Hayır. Ben bugüne kadar seçim meydanlarında hiçbir zaman Sayın Erdoğan adını telaffuz dahi etmedim. Yani oturdum kendi düşüncelerimizi, neler yapacağımızı bunları anlatmaya çalıştım ağırlık bu. Ama karşı taraftan benim aklımın almayacağı o kadar çok suçlamalar var ki şaşırdım kaldım. Bu suçlamalara zaman ayırmak, o noktaya bizi çekmek istiyor.
- Ana misyon şu, şimdi devletin temel kurumlarını, kolonlarını tahrip ettiler. Ciddi bir kırılma var oralarda. Adalete bakıyorsunuz öyle, parlamentoya bakıyorsunuz öyle. Yürütme organı diye bir şey yok. Bir kişinin iradesi var orada. Medyaya bakıyorsunuz felaket durumda. Tam bir kamplaşma. Topluma bakıyorsunuz, herkes neredeyse birbirini suçlar hale geldi. Benim bütün amacım, bu devletin kolonlarını yeniden inşa etmek.
- Şimdi, Türk Silahlı Kuvvetlerinin gemisi, iktidar partisinin seçim otobüsüne döndü. Akıl alacak şey değil. Savunma sanayi milli bir şeydir. Adı üstünde, Milli Eğitim Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, diğerlerinde 'milli' kelimesi yok. Milli Savunma Bakanlığı bizim hepimizin. Hangi görüşten, hangi kimlikten olursak olalım bu ülkenin savunmaya ihtiyacı var.
- 27,5 yılımı bütçe nasıl yapılır? Para nasıl toplanır, tasarruf nasıl yapılır? Bunları ayırdım. Şimdi devlette müthiş bir savurganlık var. Bizim, Allah nasip ederse çıkaracağımız 1 numaralı kararname 'savurganlıkları önleme ve tasarruf' kararnamesi' olacak. Biz çok büyük bir parayı tasarruf edebileceğimize inanıyoruz. Devletin bakanlıkları kiralarda olur mu? Genel müdürlükleri kiralarda olur mu? Çıkacağız Çankaya'ya, buraya devletin bütün bakanlıkları 'buyurun kardeşim gidin orada yer var oralara', kiradan kurtaracağız.
- Medeni insanlar olarak bir araya gelmeliyiz. Kurmaylarımız olmalı, oturmalıyız, tartışmalıyız. Ben sorunu nasıl çözeceğim? Karşı ekip, sorunu nasıl çözecek? Oturmalıyız. Zaten demokrasilerde hakem halktır.
- Biz üçe ayırdık. Bir, seçim öncesi. İki, seçim gecesi. Üç, seçim sonrası. Seçim öncesi, şu anda çalışıyor. Sandık güvenliği. Yüksek Seçim Kurulu'na güvenmiyoruz biz. İstanbul seçimlerinde bu çok net bir şekilde ortaya çıktı. Çünkü başka bir yerden talimat alıp karar veren bir otoriteye, yargı kurumuna sizin güvenme şansınız yoktur. Her bir sandıkta mutlaka bizim bir temsilcimizin olması lazım ve biz bunun için tam 1,5 yıldır çalışıyoruz. Önce kimler görevli? O görevlileri alıyoruz, eğitiyoruz. Bir sıkıntımız oldu, deprem dolayısıyla deprem bölgesinde yeniden sıfırdan, yeniden ele alıp değerlendirmek zorunda kaldık. Seçim gecesi, sandıklar açıldıktan sonra oradaki temsilcimiz baştan imzalamayacak. Açıldıktan sonra asla dışarı çıkmayacak. Sayımlar yapılacak. Tutanaklar imzalandıktan sonra cep telefonuyla fotoğrafını çekip genel merkeze gönderecek. Biz ondan sonra rahat olacağız. Seçim gecesi de her gelen bilgiyi süratli bir şekilde değerlendireceğiz. Onunla ilgili de bütün teknik altyapı oluşturuldu. Dışarıdan hackerların yapacakları saldırılara karşı da bütün güvenlik önlemleri alındı.
- Merkez Bankası Başkanı, Merkez Bankası kültürünü çok iyi bilen, atandığı zaman hem iç piyasalarda hem dış finans çevrelerinde güven veren birisinin olması lazım. Artı, Merkez Bankası Başkanı'nın gerçekten bağımsız olması lazım. Yani bankacılık neyi öngörüyorsa onu yapması lazım. Aklımda bazı isimler var ama tabii şimdi telaffuz etmek doğru olmaz.
- Alevilik kapalı kapılar ardında kötü bir şeymiş gibi anlatılıyor. Alevi olmak suç olmak suç değil. Samimi bir Müslüman'ım. Allah'a, peygambere ve Kur'an'a inanıyorum. Ben de çıkıp dedim ki 'Ben böyle birisiyim, samimi bir Müslümanım'. Haram yemem, kul hakkı yemem. Bütün bunların hepsine dikkat ederim. Düşüncemi aktardım. Kapalı kapılar ardında bu artık söylenmez. Bana oy verecek kişiler, beni bütün ayrıntılarıyla bilmeli. Ben toplumun önünde cam gibi olmalıyım.
- Bana öğretilen, kimin inançlı olup olmadığını sadece yüce Yaradan bilebilir. Dolayısıyla kimse benim inancımı sorgulayamaz, böyle bir hak yok. Bizim, bunu da topluma anlatmamız lazım. Böyle bakıldığı zaman en büyük günah kul hakkı yemekse, boğazımızdan aşağı inmedi.
Kaynak: gazeteoksijen.com
Editör: Haber Merkezi