Asgari ücret yüzde 54,5 arttı ama özel okullarda çalışan öğretmenler kaygılı. Çünkü patronlar sözleşmeyi bahane ederek öğretmenlerin hesabına yatan 8 bin 500 TL’nin 3 bin TL’sini elden geri alabilir.

Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Başkanı Eren Edebali, öğretmenler tarafından sendikaya ihbarlar gelmeye başladığını söyledi.

Konuştuğumuz bir öğretmense şöyle isyan etti: “Zaten enflasyon ortada. Zaten geçinemiyorduk. Şimdi asgari ücretteki artışla beraber enflasyon daha da artacak ama bizim maaşlarımız asgari ücret kadar bile olmayacak. Borçla ayı kapatmaya çalışıyorum. Bir kartımdan çekip diğer kredi kartıma yatırıyorum. Her ay daha da açılarak borçlanıyorum. Yetkililer bu duruma artık el atsın.”

Fotoğraf: AA

3 bin TL elden geri alınacak

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 2023’te asgari ücretin 8 bin 500 lira olacağını açıkladı. Böylelikle temmuzda 5 bin 500 liraya çıkan asgari ücret, yüzde 54,5 zamlanmış oldu.

Ama bu zam özel okullarda çalışan öğretmenlerin maaşına yansımayibilir. Çünkü özel okul sahipleri sözleşmeyi bahane ederek öğretmenlerin hesaplarına yatan parayı elden geri alabilir.

Edebali sistemi şöyle anlattı: “Bu öğretmenler süreli sözleşmeli çalışıyor. Bir sonraki senenin sözleşme koşulları nisan ve mayısta belirleniyor. Eğer bir zam oranı varsa bu ekimde yansıyor. Bu sene anlaşılacak aylık ücret ekimde maaşlara yansıyacak.

KKM'de büyük çözülme: TL mevduat payı artıyor KKM'de büyük çözülme: TL mevduat payı artıyor

Şöyle düşünün; asgari ücret bugüne kadar 5 bin 500 TL’ydi. 8 bin 500 TL oldu. Şöyle diyorlar ‘Biz sizinle bir sözleşme yaptık ve sözleşmede yazan ücret 5 bin 500 TL. Biz bunu bir senelik sözleşme olarak yaptık. Sizin ekime kadar alacağınız ücret belli. Biz size 8 bin 500 TL yatıracağız, 3 bin TL’sini elden geri alacağız.’

Bu yasal değil ama denetim yok. Özel okul sahipleri de bu denetimsizlikten faydalanıyor.

‘Öğretmen işsiz kalmamak için mecbur kabul ediyor’

Şöye devam etti Edebali: “Öğretmen de mecbur hissediyor. Çünkü işsiz kalmak istemiyor. Onun için bunu kabul edip parayı geri de verebiliyor ne yazık ki. Öğretmen kendini yalnız hissediyor. Bir dayatmayla karşı karşıya. İşsiz kalmak istemiyor. Bir sonraki sene için sözleşme yapmak istiyor. Borçları var. Zorunluluk üzerinden şekillendiriyor adımlarını ve kabul etmek durumunda kalıyor.”

Zaten borç içinde kalan öğretmenler şimdi de ekime kadar 5 bin 500 TL’yle ayı nasıl tamamlayacağını düşünüyor.

DİSK’e bağlı Birleşik Metal İş Sendikası Araştırma Merkezi’nin (BİSAM) araştırmasına göre açlık sınırı 7 bin 818 lira, yoksulluk sınırıysa 27 bin 41 lira.

‘Borçla ayı kapatmaya çalışıyorum’

İsmini vermek istemeyen bir öğretmen şunları söyledi: “Bana diyecekler ki ekime kadar hesabına yatan parayı elden geri ver. Geçen yıl yaşadık bunu. Asgari ücret arttı diye fiyatlar da artacak. Diğerleri enflasyon altında bir ezilirken ben iki ezileceğim. Çünkü 8 bin 500 TL benim cebime girmeyecek. Zaten enflasyon ortada. Zaten geçinemiyorduk. Şimdi asgari ücretteki artışla beraber enflasyon daha da artacak ama bizim maaşlarımız asgari ücret kadar bile olmayacak. Borçla ayı kapatmaya çalışıyorum. Bir kartımdan çekip diğer kredi kartıma yatırıyorum. Her ay daha da açılarak borçlanıyorum. Yetkililer bu duruma artık el atsın.”

Sektörün yüzde 80’i asgari ücretli

Edebali bütün özel okul öğretmenlerinin aynı durumda olduğunu söyledi: “Şu anda borçlu bir şekilde yaşıyor. Kredi kartlarını kullanıyorlar. Avans hesaplarını kullananlar var. Asgari ücret zaten sektörün yüzde 80’ini kapsıyor. Özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenlerin yüzde 80’i asgari ücretli çalışıyor. Biz bunun böyle olmaması gerektiğini, düşük ücret almaması gerektiğini, 2014 öncesi bulunan taban maaş hakkının hayata geçirilmesi gerektiğini savunurken bir de üstüne asgari ücretin artmasına rağmen sadece sözleşmede yatan ücretin verilmesi, geri kalan kısmın da elden geri alınması sorunuyla karşılaşıyorlar. Bu eğitim politikasının bir ayıbı aslında.”

Kayıt ücretlerine yüzde 200 zam, öğretmene yok

Sendika başkanına göre bu sistemden yararlanan sadece patronlar: “Özel kurumlar bunu da fırsata çeviriyorlar. Kendileri şu an kayıt ücretlerini yüzde 200 artırarak alıyorlar. Ama öğretmene bu yansımıyor. Öğretmen yine düşük ücretlerle yoğun mesai çalıştırılıyor. Asgari ücret 8 bin 500 TL oldu. Sendikaya ihbarlar gelmeye başladı. Ne yapacağız sorusu geliyor. Biz bu asgari ücret düzenini kabul etmiyoruz. Asgari ücretim altında ücret verilmesi suçtur. Bu suça bulaşan patronları da özel öğretim kurumu sahiplerini de gerekli yasal olan neyse onu yapmaya zorlayacağız. Gerekli yerlere denetim için şikayetleri oluşturacağız.”

Denetimsizlik özel kurumların elini rahatlatıyor.

‘Paraları başka iş kollarına yatırıyorlar’

Büyük kentlerde yaşayan öğretmenler için durum daha da zor. Asgari ücret artışıyla beraber kira ve yol fiyatları da artacak: “Temel ihtiyaçları bu maaşla karşılamak imkansız. Özel kurumlardaki öğretmenler insani koşullarda çalışmak istiyor. Eğitim denen yerler patronlara teslim edilemez. Eğer okul açmak istiyorsa bir kişi, mutlaka bakanlığa bir hibe göstermesi lazım ki, bu kriz dönemlerinde başka bahanelere sığınmamalı. ‘Ben zarar ediyorum ben kazanamıyorum’ gibi bir bahaneye sığınıp öğretmeni mağdur etmesin. Öğretmene maaşı ödemeyen, aksatan kurumlar var. Küçük küçük tekstil atölyesi işletir gibi özel okul işletiyorlar. Kursiyerleri işletiyorlar. Paraları alıp başka iş kollarına yatırıyorlar. Gayrimenkule, inşaata yatırıyorlar. Eldeki paralarını böyle döndürüyorlar. Öğretmenin maaşına konu gelince de mızmızlanıyorlar.”

Kaynak: www.diken.com.tr

Editör: Haber Merkezi