Adıyaman'da, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremlerde yıkılan, 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Oteli'ne ilişkin yargılama başladı. 

3. Ağır Ceza Mahkemesince konferans salonda görülen duruşmaya, sanıklar SEGBİS ile bağlandı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden  sporcu, öğretmen ve tur rehberinin de bulunduğu 72 kişinin hayatını kaybettiği otelin davası sebebiyle  adliyede geniş güvenlik önlemi alındı.

"DAVA SONUÇLANANA KADAR ADIYAMAN'DAYIZ

Duruşmaya, KKTC Başbakanı Ünal Üstel, hayatını kaybeden sporcuların aileleri ile taraf avukatları katıldı. "Başbakan Üstel, adliye önündeki gazetecilere, "Acımız büyük  100 kişilik heyetle Adıyaman'a geldik.  Dava bizim için çok önemlidir. İsias Oteli davası, depreme ilişkin davalardan biridir. Dolayısıyla dava görüşülecek ve çıkacak netice hem Türkiye açısından diğer davalara emsal açısından önemlidir, hem de KKTC için çok önemlidir. Çünkü İsias davası bizim de davamızdır. Biz Türkiye Cumhuriyetinin yüce Türk adaletine güveniyoruz. Kanunlar çerçevesinde yargılama sürecinde suçluların alacakları cezalar diğer davalarda emsal olacaktır. Bundan dolayı önemlidir. O yüzden acılarımız büyüktür ve paylaşıyoruz. Dava sonuçlanana kadar Adıyaman'da kalacağız. Adaletin tecelli edeceğine inancım tamdır."

Şampiyon Melekler Derneği Başkanı Ruşen Karakaya ise  tüm deprem davalarınısahiplendiklerini belirterek ,"Deprem bu ülkenin bir gerçeğidir. Aktif fay hatlarında deprem olması kaçınılmazdır. Tarih yüzyıllarca bu coğrafyada depremlere tanık olmuştur ama binlerce masumun canlarını alan bizleri de diri diri öldüren depremler değildir adete toplu mezar inşa eden ve bunlara katkı sağlayan ve göz yumanlardır. İsias Oteli'ni yaratan her birey suçludur. Deprem sanıklarının tümü cinayetle yargılanmalıdır." dedi.

Şarkıcı Haluk Levent de  davanın takipçisi olacağını söyledi.

Turist Rehberleri Birliği Başkanı Hakan Eğinlioğlu da suçluların cezalandırılmasını istediğini söyledi

OTEL SAHİBİNİN SAVUNMASI

Duruşmada dinlenen otel sahibi tutuklu sanık Ahmet B, otelin arsasının ticari konut olarak imara açıldığını,  belediyeden kendisine buranın 9 kat imarlı olduğu belirtildiğini fakat  sonrasında 12 kata çıkarılacağı ve projenin de buna göre hazırlanması gerektiğinin söylendiğini iddia etti.

Şehrin  4.derece deprem bölgesi olduğunu bildiğini buna rağmen projeyi 1-2'inci dereceye göre hazırladıklarını ileri süren Ahmet B, "1992 yılında projeyle başvurdum, 14 kata göre hazırlayalım dedim. 14 katın statik, deprem, güçlendirme hesaplarının tamamı yapıldı. Belediyenin mimar bürosuna gittiğimde 9 kata izin olduğunu, 'ilerde kat yüksekliğini arttırırsak çıkarsınız' dediler, hesapları bozmadan 9 katın üstündekiler çizildi, not düşüldü. Kat yüksekliği olduğunda bu projenin geçerli olacağı yönünde not düşüldü. Statik ve mimari çalışması 14 kata göre yapılmış."

İnşaat için nervürlü demir kullanılması gerektiğinin söylendiğini yalnız Adıyaman'daki tüccarlarda ve çevre illerde bunu bulamadığını, İskenderun Demir Çelik Fabrikası'nda özel olarak yaptırdığını söyleyen Ahmet B, müteahhitlik konusunda uzman olmadığından  Adıyaman'ın en iyi ustalarını araştırdığını, hafriyata başladıklarını, ustaların özel olarak yaptırdığı demiri görünce istedikleri fiyat farkını bile kabul ettiğini anlattı.

İnşaatın bitiminde  ölümlü bir kaza olduğunu, bu nedenle üzüldüğü için inşaatı durdurduğunu söyleyen Ahmet B, 2001 yılında komşuların inşaata madde kullananların geldiğini ve çevreyi rahatsız etmelerinden şikayetçi olunca inşaatı tamamlamaya karar verdiğini anlattı.

Tutuklu Ahmet B, statik hesaplarda tüm değerlerin fazlasıyla karşılandığını, çok sağlam bir bina yaptırdığını ve malzemeden kaçınılmadığını belirterek , "2003 yılında inşaatı bitirdik. Adıyaman teşvikten yararlanıyor. Alan ticari alan olduğu için otele dönüşmesi yasalarda mevcut ben de bu hakkımı kullandım. O zaman her ne kadar iş hanı için ruhsat alsak da otele dönüştürmek istedim." diye konuştu.

"KESİNLİKLE KAT FAZLASI YOK"

Birçok denetimden geçtiklerini söyleyensanık Ahmet B, "fazla kat çıkılmış", "yan tarafa ek yapılmış"  iddialarının doğru olmadığını söyledi.

Ahmet B, 2011 yılında ısı yalıtımı olmayan binaların enerji tasarrufuna ilişkin çıkan yasa değişikliğinden yararlandığını belirterek, "2016 yılında bana bir ofis lazımdı, merdiven ve asansör kuleleri arasındaki boşluğa kendime bir ofis yaptım, otelin terasını da kullanıyordum. Yağışlardan dolayı en üst kattaki restorana sızıntıları engelleyemedik. Fazla kat diye iddia edilen yer kat değil aslında, o akıntıların ortadan kalkması için pergoleden yaptığımız yer, beton kesinlikle kullanmadım, yanları da cam olarak kapanmıştı. Ticari olarak kullanmadım, bana ait olan bir yerdir. Binanın güçlü olduğunu bilmeme rağmen hiç beton kullanmadım. 2017 yılında yasa çıktı. Bilgisayar kullanamadığım için oğlum benim adıma yaptı. Kesinlikle kat fazlası yok." dedi.

Sanık, 2018 yılında da denetimlerin yapıldığını ve krediyle otelde yenilenme yapıldığını söyleyerek, otelin anonim şirket olması için diğer sanıklar eşini ve çocuklarını şirkette ortak gösterdiğini ,onların hiçbir yetkileri olmadığını ifade etti.

Ahmet B, "Suç varsa suçlu benim, sadece benim cezaevinde olmam lazım. Bana da çocuklarıma da iftira atıldı. 2 oğlumla birlikte tutukluyum, onların hiçbir yetkileri yok. Atılan iftiraların hiçbirini kabul etmiyorum." ifadelerini kullandı. "

BÜTÜN SORUMLU BENİM

" Depremin şiddetinin çok yüksek olduğunu aktaran sanık Ahmet B, şunları söyledi: "32 yıllık bina, her sene bir deprem olsa 32 deprem olur. Komşu illerde her deprem olduğunda aileme yakınlarıma gidin otele sığının en sağlam bina orası derim. Samsat ilçemiz yerle bir oldu, şehir merkezinde de ilçelerde de hasar gören binalar oldu. Otelin bitişiğindeki 4 binada hasar meydana geldi. Benim otelimde bir sıva çatlağı bile olmadı. Ben müteahhit değilim, inşaatçı da değilim ama iş insanıyım. Torunlarıma miras bırakmak için yaptım burayı. Bu şiddetli bir deprem olmasıydı, benim otelim yine ayakta kalırdı ama depremin şiddeti çok ağır olduğu için yıkıldı. Bütün sorumlu benim, mimarlarım, mühendislerim doğru olanı yaptı ben de en doğru şekilde yaptım ama asrın felaketi yaşandı, 850 bin bina nasıl yıkıldıysa benim otelimde o şekilde yıkıldı."

Sanık, demir ya da kolon kesildiği iddialarının iftira olduğunu kaydetti. Bir avukatın sanığın pişmanlık göstermediğini söylemesi üzerine Ahmet B, "Suçlu değilim, suçlu insan pişmanlığını ortaya koyar 52 bin can gitmiş, otelimdeki misafirler gitmiş, sadece çok üzüntülüyüm, kahroluyorum. Eğer suçlu olsaydım ben gider enkazın başında hayatıma son verirdim." dedi.

Tokat'ta evde tüp patlaması: 1 yaralı Tokat'ta evde tüp patlaması: 1 yaralı

İnşaat sırasındaki ölümlü iş kazasından beraat ettiğini anatan Ahmet B, yapı denetiminde Hasan A'nın isminin görüldüğü ancak bu kişinin savunmasında "imzanın kendisine ait olmadığını" söylediğinin anımsatılması üzerine yapı denetimcisinin kim olduğunu anımsamadığını söyledi.

Binanın kullanım amacının değişmesinden kaynaklı hesaplamalarda da değişikliğe ihtiyaç duyulduğuna dair bilirkişi raporunun hatırlatılması üzerine Ahmet B, binanın yapısında bir değişiklik olmadığı için tekrardan  ruhsat almadıklarını, işlevin değişmesi noktasında belediyeye başvurduklarını kaydetti.

KOLON İNCELTİLMESİ İDDİALARI SORULDU

Ahmet B, eski tarihli yapı ruhsatında asma kat olduğunu ama sonraki yapı ruhsatında asma kat olmadığı yönündeki soruya da binanın yapılıp yıkıldığı tarihe kadar asma kat olduğu cevabını verdi.

Sanık, kolonların yukarıya doğru inceldiği yönündeki bilirkişi raporunun sorulması karşısında konunun teknik bir mesele olduğunu ve bilmediğini söyledi.

Mahkeme başkanı, deprem sebebiyle yaralanan ve duruşma salonunda olan 4 müştekinin kati raporu için adli tıp kurumuna sevk edileceğini belirterek duruşmaya ara verdi.

Kaynak: habertürk