Didem ERYAR ÜNLÜ

“Cumhuriyetçi, bağımsız ve zengin bir başkan, büyük ekonomik sıkıntılar ve siyasi şiddet korkuları arasında göreve geldikten bir dönem sonra görevden alınır. Gözetim altında olduğuna ya da tutuklanmak üzere olduğuna dair söylentiler vardır. Acımasız, öfkeli ve Demokrat halefi karşısında dehşete düşmüş bir halde Manhattan’daki şık süitinde bir sonraki hamlesini planlamaktadır. Ancak orası Trump Tower değil Waldorf-Astoria’dır ve eski başkan da Herbert Hoover’dır.”

Time dergisinin eski yazarı ve genel yayın yönetmenlerinden Nancy Gibbs’in, ‘Donald Trump’ın Tarihi -ve Tamamen Öngörülebilir- İddianamesi’ başlıklı yazısı bu sözlerle başlıyor. Yazının devamı da oldukça ilgi çekici. Gibbs'in yazısı şöyle devam ediyor:

“Bu durumda tarih tekerrür etmiş olmuyor; çünkü Hoover ABD başkanlığı görevine sadece saygı duymakla kalmadı, aynı zamanda başkanlığı sonrasında da bu görevi onurlandırdı. Franklin Roosevelt göreve başlamasının hemen ardından bankaları tatil ilan ettiğinde, Hoover ‘Her vatandaşın desteğini alması gerektiğini’ dile getirdi.

On yıl sonra, Avrupa’da 100 milyon insan açlıktan ölme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığında, Harry Truman savaş sonrası yardımları yönetmek için Hoover’dan yardım istedi. Truman ve Hoover, 20. yüzyılın en çok hayat kurtaran iki ismi oldular. Eski başkanların çoğu Oval Ofis sonrası yaşamlarına yara izleri ve pişmanlıklarla girerler. Bazıları resim yapmaya başlar; bazıları da kefaret ödemeye yönelir. Kütüphaneler, vakıflar, hayır kurumları ve hatta anılar da kefaret işlevi görür.”

ABD’NİN AZİL SORUŞTURMALARI

Biraz geçmişe dönüp hatırlayalım: ABD Senatosu’nda yargılanan ilk ABD Başkanı Andrew Johnson oldu. Kongre’nin kararının aksine davranarak dönemin savaş bakanını görevden almakla suçlanan Başkan Johnson 1868’de bir oyla aklandı.

Hakkında azil soruşturması açılan başkanlardan bir diğeri Richard Nixon’du. Kongre Watergate skandalı nedeniyle yargılanması için harekete geçince Nixon istifa etmek zorunda kaldı. Nixon böylece, Amerikan tarihinde istifa eden ilk ve tek ABD Başkanı unvanına sahip oldu.

ABD Başkanı Bill Clinton da, ABD’de azledilmek üzere yargılanan başkanlardan biri. Clinton stajyeri Monica Lewinsky skandalı nedeniyle kendini ABD Senatosu’nun önünde buldu. Azil dosyası 1999’da Senato’nun gündemine geldi ancak oylamadan azil kararı çıkmadı. Eski ABD Başkanı Donald Trump ise, yetişkin filmleri yıldızı Stormy Daniels ile girdiği ilişki sonrası ‘sus payı’ ödediği suçlamasıyla ilgili hakim karşısına çıktı. Trump, kendisine yöneltilen 34 suçlamayı da reddederek mahkemeden ayrıldı. Yargıç ise mahkemede Trump’ı toplumsal huzursuzluğa yol açabilecek söylemlerden kaçınması konusunda uyardı.

Yöneltilen suçlamaları seçim müdahalesi olarak yorumlayan Trump, “Böyle bir şeyin Amerika’da olabileceğini asla düşünemezdim. Bu sahte dava sadece yaklaşan 2024 seçimlerine müdahale etmek için açıldı ve derhal düşürülmelidir” yorumlarını yaptı. İddianameye göre Trump, iki kadına sessiz kalmaları için toplam 280 bin dolar ödedi. Davanın bir sonraki duruşması 4 Aralık’ta görülecek.

“HARAÇ KESME VE EGO OKŞAMA PLATFORMU”

Time, durumu, “benzeri olmayan” ifadesi ile tanımlıyor.

“Trump’ın başkanlık görevini kamu yararına hizmet etmek için bir fırsat olarak görmesi ihtimali hiçbir zaman yüksek olmadı, zira başkanlığı bu şekilde görmedi” diyen Nancy Gibbs’e göre, başkanlık Trump için daha çok bir “kar merkezi, haraç kesme ve ego okşama platformuydu.”

ABD’de Gibbs gibi düşünenlerin sayısı az değil. Birçok kişi, Trump’ın ABD’ye zarar verdiğini, düşünüyor. Fakat diğer tarafta, Trump’a son derece güçlü bir şekilde destek verenler de var. ABD’li sosyal bilimcilere göre, bu insanlar, aynı Trump gibi, normların dışında hareket etmeyi, ‘adalet’, ‘hukukun üstünlüğü’ gibi değerleri hiçe saymayı tercih ediyor. Öyle ki, Trump’ın seçim kampanyasına tutuklandığı ilk 24 saat içinde 4 milyon dolar aktığı ifade ediliyor.

İsveçli şarkıcı Eurovision'a Filistin kefiyesiyle çıktı İsveçli şarkıcı Eurovision'a Filistin kefiyesiyle çıktı

Bu noktada, Gibbs’in sözleri ile sonlandıralım: “İnsanların kurumlara, mahkemelere, hakimlere, savcılara ve herkes için eşit adalete olan inancını kaybetmesinin bir sonucu olarak yaşanan tüm bu gösteri, ‘bir suç mahalli’ olarak değerlendirilmeli. Başkanlar, yasalara uyacaklarına dair yemin ederler. Eski başkanlar verdikleri hizmetlerin sonucu olarak koruma ve ayrıcalıklara sahip olurlar. Bazı başkanlar, sahip oldukları gücü iyilik yapmak için kullanır. Donald Trump ise iyilik yapmak için kullanabileceği bu gücü, insanları bölmek ve kontrol altına almak için kullandı.”

Bahsi geçen ikinci kadın: Karen McDougal

Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın yargılandığı ceza davasının merkezinde, eski porno yıldızı Stormy Daniels olsa da, davanın şaşırtan gelişmelerinden biri ise savcının başka bir kadından daha söz etmesi oldu.

Mahkemede Trump adına “Kadın- 1 e de ödeme yapıldı’’ bilgilerinin yer alması akıllara ‘Kadın-1 kim?’ sorularını getirdi. Bulgular ise bu kadının Karen McDougal olduğuna işaret ediyor. Eski bir Playboy modeli olan McDougal, Daniels gibi geçmişte Trump ile ilişkisi olduğunu söylüyor. McDougal, Trump’la ilişkisinin 10 ay sürdüğünü öne sürse de Trump bu söylemleri kesin bir dille reddediyor.

1971’te Indiana eyaletinde doğan McDougal, 20’li yaşlarının başında mayo ve bikini yarışmalarında modellik yapmaya başladı. Ardından Playboy dergisine geçen McDougal, 1998’de ‘Yılın Playmate’i’ oldu. Playboy okuyucuları tarafından Pamela Anderson’ın ardından ‘90’ların en seksi ikinci Playmate’i”’seçildi.

İddiaların medya kuruluşlarında gündeme gelmesiyle birlikte New Yorker dergisi McDougal ile Trump’ın 2006’da Los Angeles’taki bir Playboy kulübünde tanıştığını söyledi. McDougal, Trump’ın kendisini görür görmez beğendiğini belirterek “Benimle konuşmaya başladı ve ne kadar güzel olduğumu söyledi” dedi.

TRUMP’LA İLİŞKİMİZ 10 AY SÜRDÜ, AYDA 5 KEZ GÖRÜŞTÜK

Trump ile ilişkisi boyunca ayda en az 5 kez görüştüğünü belirten McDougal, yaşanılan ilişkiyi “Sevgiye ve rızaya dayalı” diye tanımladı. Mc- Dougal, ABD’de 2016’da yapılan başkanlık seçimleri öncesi bulvar gazetesi National Enquirer ile hikayesini anlatmak için 150 bin dolarlık bir anlaşma imzaladı. Sözleşmesi uyarınca, Trump’la yaşadığını söylediği ilişkisi hakkında başka hiçbir yerde konuşmaması en önemli konuydu. National Enquirer’ın anlatılanların hiçbirini yayınlamaması Karen McDougal’ı kızdırmış olacak ki kendisi yapılanı susması için düşürülen bir tuzak olarak yorumladı. Hikayesinin “örtbas edilmek için satın alındığını” söyleyen McDougal’a göre National Enquirer, seçimlerden önce Trump hakkında olumsuz haberler yayılmasını önlemek için bunu yaptı.

ABD Federal Seçim Komisyonu 2021 yılında Enquirer Dergisi’nin yayıncısının para ödediği hikayeyi yayımlamayarak seçim yasalarını ihlal etiği sonucuna vardı. 2016’da seçimi kampanyası sürecinde McDougal’a ödenen para “yasa dışı kampanya katkısı” olarak değerlendirildi ve gazete 187 bin 500 dolar para cezasına çarptırıldı.

McDougal, 2018’de Trump’ın eşi Melania Trump ’tan, eski ABD Başkanı ile yaşadığını iddia ettiği ilişkisi için kamuoyu önünde özür diledi, “Üzgünüm. Bana bunun yapılmasını istemezdim. Geriye dönüp baktığımda bunun yanlış olduğunu görüyorum” dedi. Trump’ın ise McDougal’la hiçbir zaman ilişki yaşamadığını söylemesi iddiaları daha da alevlendirecek gibi görünüyor.

5 soruda hukuki süreç

1-Tam olarak ne ile suçlanıyor?

Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın 2016 yılında porno yıldızı Stormy Daniels ile ilişki yaşadı iddiası dünya gündemine bomba gibi düşerken yargıyı harekete geçirdi. Trump bir ilişki yaşanmadığını söylüyor olsa da Stormy Daniels iddiaların arkasında durmakta son derece kararlı.

2016 yılında farklı medya kuruluşlarını arayarak Trump ile yaşadığını iddia ettiği ilişkinin görüntülerini satmayı teklif eden Stormy Daniels’a Trump’ın avukatı Michael Cohen tarafından ‘sus payı’ verilerek 130 bin dolar ödendiği ortaya çıktı. Ödemenin yasa dışı olmaması kayda yasal ödeme olarak geçirildi. Dava ile ilgili bazı savcılar bu durumun ‘sahtecilik’ adı altında suç olacağını belirtiyor.

2-Gerçekten seçim yasasına aykırı mı?

Peki tüm bu yaşananlar seçim yasasına aykırı mı? Dava ile ilgili savcıların aykırı olabileceği görüşleri mevcut. Trump ise tüm suçlamaları reddediyor ve kendisine siyasi amaçla dava açıldığını savunuyor.

3-Ne kadar ceza alabilir?

Davada tahmin edilen sonucun Trump’a para cezası verilebilecek olduğunu söylemeden geçmeyelim. Ancak küçük bir ihtimal olsa da ağır suçlamaların devam edilmesiyle Trump 4 yıla kadar hapis cezası da alabilir.

4-Hakkında başka soruşturma açılmış mıydı?

Trump’a ABD Başkanı olduğu sırada da Kongre, Trump hakkında iki büyük azil soruşturması açmıştı. Trump, “Ukrayna’dan rakibi Joe Biden ve oğluyla ilgili soruşturma başlatmasını talep ederek kanunları çiğnemekle” ve “destekçilerini ABD Kongresi’ne saldırmaya teşvik etmekle” suçlanmıştı. Ancak ABD Senatosu, Trump’ı iki soruşturmada da aklamıştı. Artık başkan olmadığı için Trump’ın bu şekilde Senato’da yargılanması mümkün değil. Bunun için ancak hakkında ceza davası açılabiliyor.

5-Başkanlık seçimine katılabilir mi?

Trump’ın seçimlere gidip yeniden ABD Başkanlığına oynama hayalinin önünde bir engel yok. Hiçbir suçlama ya da yargılandığı hüküm giymesi, Trump’ın istediği takdirde başkanlık yarışına girmesini engelleyemez gibi gözüküyor. ABD yasalarına göre suçlu bulunan bir adayın hapishanedeyken bile başkanlık kampanyası yürütmesi ve başkan olarak görev yapması mümkün.Trump’ın ABD tarihinde hakkında ceza davası açılan ilk eski başkan oluşunu hatırlatmakta fayda var.

Melania neden konuşmuyor?

Donald Trump’ın Mar-a-Lago’daki açıklamasında eşinin yanında yer almayan Melania Trump, günün konusu oldu. Melania’nın sessizliği bir strateji mi yoksa ayrılık yakın mı?

Melania'nın, eşinin Mar-ALago’da yaptığı açıklama sırasında Trump’ın yanında olmaması, çiftin evliliğinin sona geldiği yönündeki spekülasyonları da beraberinde getirdi. Trump’ın konuşmasında tek tek isim vererek, tüm aile bireylerinin desteğinden bahsederken Melania’nın adını pas geçmesi bu iddiaları destekler yönde… Asıl soru, bu derin sessizliğin ardında gizli bir strateji olabilir mi?

New York Post gazetesi, Melania’nın eski danışmanı ve en yakın arkadaşı Stephanie Winston Wolkoff’a bir söyleşi gerçekleştirerek durumu değerlendirmesini istedi. Wolkoff’un görüşleri, Melania’nın sessizliğinin kasıtlı olduğunu ve onun için bir silah olduğunu söylüyor:

“Kendisi fildişinden yapılmış bir inkar kulesinde yaşıyor. Sessizliğini de koruyucu bir zırh olarak kullanıyor. Tabii ki Donald’ın tüm ihanetlerinden haberi vardı. Ancak sessizliğini korumak, onun için şu anda haysiyetini koruma anlamına geliyor. Bence bu süreçte de eşinin yanında olacak, her zaman olduğu gibi. Ancak şu an fazlasıyla öfkeli, o yüzden kamuoyundan uzak durmayı seçiyor. ”

Wolkoff, Melania Trump ’ın asla eşinden boşanmayı düşünmediğini de açıklamış:

“Melania onunla evlendiğinde ne tarz bir adam olduğunu gayet iyi biliyordu. Her zaman ‘bu tip’ bir billiktelikleri vardı. Evlilikleri de bir tür iş anlaşması gibi. Her zaman olduğu gibi bir ihanet yokmuş gibi davranacak. Kendisini herhangi bir şekilde izah etmeyi de gereksiz buluyor…”

Meraklısına küçük bir hatırlatma: Melania Trump ve Stephanie Winston Wolkoff 2003-2018 yılları arasında en iyi dostlardı. Trump’ın seçim kampanyası sırasında yaşanan bir bağış krizi, ikilinin arasının açılmasına neden oldu.

Editör: Haber Merkezi