POLİTİKA

Ahmet Davutoğlu Grup Toplantısında Konuşuyor!

Son haberler... Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, Gelecek-Saadet ortak grup toplantısında açıklama yapıyor.

Davutoğlu'nun cümlelerinin başlıkları şöyle:

Bir üzüntü içerisindeyiz. Grubumuzda defalarca konuştuk ama bugün konuşurken yüreğimizde derin bir acı, boğazımıza takılan cümleler var...

Hasan Bitmez kardeşimiz; Ahlakı, haysiyeti ve herkese örnek olan asil tavrıyla sadece Meclis'imizin bir üyesi değil, aynı zamanda yüzüne her baktığımızda, her an ve her an sevgisini ve cehaletini gördüğümüz bir kardeşimizdi. istediğin zaman. zaman. .

Ölümünden yaklaşık bir hafta önce, yaklaşık 2 saat boyunca yalnız başınaydı. Üslubunda nezaket ve kararlılık vardı. Ve bu Meclis kürsüsünde konuşurken, Gazze'deki kardeşlerinin çabalarından söz ederken ve son nefesiyle tüm vicdanlı milletvekillerini Allah'ın tarihine ve varlığına tanıklık etmeye çağırırken, birliğin farkına vardı.

O toplantı; Hepimizin son anda diğer hayatlarımıza hayırlı olsun dediği bir kavuşmadır. İnsanın tüm yaşamını özetleyen son nefestir. Bir yandan üzülüyoruz ama bir yandan da kıskanıyoruz. Rabbim bizlere Hasan kardeşimiz gibi mücadele etmeyi, mücadele etmeyi ve son nefesimizde mazlumların hakkını savunmayı nasip etsin.

ALİ FAZIL KASAP'A TEŞEKKÜRLER

Kardeşimiz Hasan Bitmez'in mirasına sahip çıkmak için aramıza katılan Kütahya Milletvekilimiz Ali Fazıl Kasap Bey'e tekrar hoş geldiniz demek istiyorum. Bir gruba sadece milletvekili olarak katılmadı. Tüm değerlerimizle bize ve ailemize katıldı. Bu anlayış, fedakarlık ve demokrasiye katkılarından dolayı hem kendisine hem de Cumhuriyet Halk Partisi'ne şükran borçluyuz.

İktidarda olmak; Bu ancak topluma iyi örnek olmakla yerine getirilebilecek bir görevdir. İktidar olmak bir hak değil, görevdir. Ama ne yazık ki mevcut iktidar, eylemleri ve söylemleri farklı, söz ve eylemleri örtüşmeyen bir tutum sergiliyor.

Bunları tek tek inceleyelim; Karşılaştırmaktan korkmamalıyız. Neden günde 5 defa Rabbimizin huzuruna çıkıyoruz? Ve aramızda kimse yok; Din adamı yok, kilise yok, hiçbir şey yok. Neden boyun eğiyoruz? Kendimizle yüzleşelim. Dua korkmadan, sadece Allah korkusuyla kendimizle yüzleşmenin adıdır.

Gerçeği söyleyelim. Önce 12 şehidimiz...


Hepimizi üzen günler yaşadık. Sadece şehitlerimizin şehadetinden dolayı değil, aralarında Gelecek Partisi Manisa Gençlik Kolu'ndan bir kardeşimiz de vardı. Gençlik politikalarından sorumlu başkan yardımcımız da bizim adımıza cenazedeydi.

Hükümet olarak hepimiz üç konuda ciddi bir sınavdan geçtik ve maalesef başarılı olamadık. Birinci; Bir çocuk şarkısı var: "Milli birlik ve beraberliğin unutulmaması gereken günlerdeyiz." Herkes bunu söylüyor. Ama 12 şehidimiz defnedilirken ortak kader bilincimiz, ortak acı bilincimiz, ortak demokratik bilincimiz aynı anda darbe aldı. Gönül ister; Keşke imzalı bir metinle şunu söyleyebilseydik: "Bu ülkenin çocukları kardeştir ve bu ülkenin birliği için toprağa düşen aziz şehitlerimiz kutsaldır ve onların davalarının yanında olacağız" 5 değil 6 maçtan. Ne yazık ki ortak bir metne ulaşamamak milletimizi derinden yaralamıştır.

Bizler Gelecek ve Mutluluk Partisi grubu olarak o gece grup arkadaşlarımız ve milletvekillerimiz tüm partileri ortak paydada buluşturmak için büyük çaba gösterdik. Çünkü buluştuğumuz zaman; Ağrının meydana geldiği gün buluşamazsak. Maalesef olmadı...

Öncelikle ortak deklarasyonu kabul edeceğiz ve hep birlikte imzalayacağız. Şehitlerimizin aziz ruhları adına. O zaman demokratik vicdanımız devreye girer ve bu şehitlerin neden bu zor şartlarda, kar ve kış ortasında oraya terk edildiğini kendimize sorardık. Ve elbette ortak acılar yaşayacaktık.

Üniversite bitirmenin, lise okumanın zorunlu olmadığı Anadolu'muzdaki Toros dağlarımızda bile, Doğu'da ve Batı'da her yerde iki konuda mutlak fikir birliği vardır. Cenaze olsa her şey unutulur. Kavgalar unutulur, borçlar unutulur, kırgınlıklar unutulur, her şey unutulur ve cenazede sadece tekbir okunur.

Manisa'da cenaze namazı kılındı ​​ve siyasi partiler arasında kavga gibiydi. Ve ne yazık ki, bunca gün milleti birleştirmesi gereken Cumhurbaşkanlığı makamı, adeta cenazeyi ipotek ettirir gibi, "Daha kaç gün göreceksiniz?" tarzı bir tavırla halkı ana muhalefet liderine karşı kışkırttı.