CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, “Geçen yaz ülkemizde İzmir’in 10’da 1’i kadar 118 bin 415 hektar alanımız, ciğerimiz yandı, tarım alanları mahvoldu. İnsanlar can verdi ama bunlar AKP’nin umurunda olmadığı gibi o yanan yeşil alanları nasıl imara açarım, nasıl maden sahası yaparım veya deniz görüyorsa nasıl otel yaparım diye ellerini ovuşturduklarında da eminiz” dedi.
Tarım ve Orman Bakanlığı, CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç’ın 2021 yazında yaşanan orman yangınları ile ilgili önergesini yanıtladı. Bakanlık, 28 Temmuz 2021 tarihinden sonra Türkiye’de bin 171 orman yangını meydana geldiğini, bu orman yangınlarının tamamının söndürüldüğünü ve yangınlarda 118 bin 415 hektarlık ormanlık alanın zarar gördüğünü bildirdi. Bakanlığın yanıtında ayrıca bu yangınlarda ve uçak kazasında 11 yangın söndürmede görevli personel ile 2 kişinin hayatını kaybettiği, 1945 yılında 165 bin, 1946 yılında ise 145 bin hektar orman alanının yangınlarda zarar gördüğü belirtildi.
Bakanlığın cevabını değerlendiren CHP’li Kılıç şunları söyledi:
“20 Mayıs 2021 tarihinde Bekir Pakdemirli’nin yanıtlaması istemiyle vermiş olduğum soru önergesine haziran ayında gelen cevapta ‘Yangın söndürme araçlarımızın sayısı yeterli olmakla birlikte her yıl filonun gençleştirilmesi ve daha da güçlendirilmesi için araçlar alınarak ekiplerimize dağıtımı yapılmaktadır’ cevabını aldım. Temmuz ayında başlayan orman yangınlarıyla birlikte soru önergeme verilen cevabın tamamen yalan olduğu da ortaya çıkmış oldu.
“İZMİR’İN 10’DA 1’İ KADAR, 118 BİN 415 HEKTAR ALANIMIZ”
Türk Hava Kurumu’nun uçaklarının türlü sebeplerle uçurulmaması, bakımlarının dahil yapılmıyor oluşu AKP iktidarının doğaya karşı, doğal afetlere karşı bakış açısını bir kez daha bize gösterdi. O yangınlarda milyonlarca ağacımız, börtü böceğimiz yandı, ekolojik denge bozuldu. Geçen yaz ülkemizde İzmir’in 10’da 1’i kadar 118 bin 415 hektar alanımız, ciğerimiz yandı, tarım alanları mahvoldu. İnsanlar can verdi ama bunlar AKP’nin umurunda olmadığı gibi o yanan yeşil alanları nasıl imara açarım, nasıl maden sahası yaparım veya deniz görüyorsa nasıl otel yaparım diye ellerini ovuşturduklarında da eminiz. Yoksa memleket yanarken ya da selde canını, malını kaybederken insanların kafasına çay fırlatılmasını başka türlü açıklayamayız.”
