İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz, yeni emniyet atama ve yer değiştirme yönetmeliğine tepki gösterdi. Poyraz, "Yönetmeliğin, siyasi getiri umudu ile lehe olan hükümlerinin hemen yürürlüğe girmesi, aleyhe olan hükümlerinin ise 2024 yılına bırakılması ise; devlet aklının yerine seçim odaklı siyasi hesapların konumlandığının açık göstergesidir" değerlendirmesini yaptı. Polislerin şark görev sürelerin düşmesi ve atamalardaki yeni düzenlemeleri içeren 'Emniyet Hizmetleri Sınıfı Mensupları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde Değişiklik'i geçen çarşamba günü Resmi Gazete'de yayımlandı. Yönetmelikle; Emniyet Teşkilatı'nda bölge sistemi getirilirken, illerin ve ilçelerin görev süreleri yeniden belirlendi. ‘Şark görevi’ olarak bilinen 2’nci bölge illerindeki hizmet süreleri düşürüldü, bazı bölgelerde ise görev süresi artırıldı. Yönetmeliğe bir tepki de İYİ Parti'den geldi. İYİ Partili Poyraz'ın yaptığı yazılı açıklama şöyle: “DEVLET AKLININ YERİNE SEÇİM ODAKLI SİYASİ HESAPLARIN KONUMLANDIĞININ AÇIK GÖSTERGESİ: Bilindiği üzere; 'Emniyet Hizmetleri Sınıfı Mensupları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik' 17 Mart 2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Her ne koşulda olursa olsun, yapılan her düzenlemeye; muhalefet etmek yerine farkındalığı yüksek tespit ve önerilerimiz ile ortaya çıkması muhtemel sorunların da paylaşılması sorumlu siyaset anlayışımızın gereğidir. Bu prensiplerimiz çerçevesinde; Yönetmeliğin, siyasi getiri umudu ile lehe olan hükümlerinin hemen yürürlüğe girmesi, aleyhe olan hükümlerinin ise 2024 yılına bırakılması ise; devlet aklının yerine seçim odaklı siyasi hesapların konumlandığının açık göstergesidir. SİYASİ GÜCÜN HUKUKSUZ TALEPLERİNE HUKUK VE ADALET YETENEKLERİ İLE DURUŞ SERGİLEMEYE ÇALIŞMAKTA: 17/25 Aralık öncesi FETÖ’nün hakim güç olduğu, 17/25 Aralık sonrası ise iktidarın tövbesinin kabul olduğu geri kalan herkesin FETÖ’cü ilan edildiği dönemlerde; içinde yaşadığı ve parçası olduğu toplumun gerçekleri ile baş başa kalan emniyet mensuplarımız; düne kadar FETÖ’nün ortağı, yediği içtiği ayrı gitmeyen iktidarın saltanat tutkunları ve dirsek temasındaki her dönem elitlerinin şımarık talep ve ithamlarının yerine getirilmesi için araç olmamak için hukuk ve kurallara sığındıkça siyasi gücün acımasız, duyarsız, arsız, keyfi ve hukuksuz taleplerine vicdan, hukuk ve adalet yetenekleri ile duruş sergilemeye çalışmaktadır. GERÇEK SORUNLARIN TESPİTİ VE ORTADAN KALDIRILMASI İÇİN: FETÖ sonrasında; 'Emniyet Müdürleri Kararnamelerinin', terfi mülakatlarının, tayinlerin kendilerini FETÖ’nün yerine ikame etmeye çalışan cemaat ve tarikatların savaş alanına döndüğü ve halen de devam eden zamanlarda; suça bulaşmadan, adaletten ayrılmadan, birilerini adamı olmadan görevlerini yapmaya çalışan emniyet mensuplarımız için yönetmelikle değil daha yapısal ve kalıcı düzenlemeler ile gerçek sorunlarının tespiti ve ortadan kaldırılması için mücadele verilmelidir. BU YÖNETMELİK NE GETİRMEKTEDİR: İstanbul ilinde ortalama bir kira 5-6 bin TL’dir. 9500 TL maaş alan bir polis memuru için bu kirayı ödeyebilmek mümkün değildir. Haftada 40 saatin çok üzerinde çalışan, bayram-hafta sonu çalışması sebebi ile fazla mesaisi olmayan, tek maaş ile büyükşehirlerde artık yaşayamayan emniyet mensuplarımız için bir diğer kronikleşmiş sorun da; özellikle emekliliklerinde adeta hayati bir konuma gelmiş olan ve 2007 yılından beri söz verilip hala tutulmayan 3600 ek göstergedir. Her biri şehit adayı olan, ömrü namlu ucunda geçen, her sabah eşleri tarafından dualar ile uğurlanıp dualar ile beklenen, devamlı değişen ve hiçbir meslek grubunun tabi olmadığı uzun çalışma saatleri ile evlatlarına hasret kalan emniyet mensupları için bu yönetmelik ne getirmektedir, hangi şartları iyileştirmektedir? Liyakat yerine, siyasi referans temelli polisliğe yapılan alımlar kaldırılıyor mu? Harp Okulu, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi hiç kapanmamışken, kapatılan Polis Akademisi açılıyor mu? Polis merkezlerindeki yetersiz eleman ve araç sorunu çözülüyor mu? Bir rütbeli personel 4 yılda yetişirken, 6 ayda hızlandırılmış komiser yardımcısı rütbesi verilerek aidiyet duygusu oluşmayan, mesleği benimseyemeyen personel uygulaması devam edecek mi? FETÖ’nün yıllarca oluşturduğu istihbarat kayıtları, gizli siciller ve disiplin cezaları halen emniyet mensuplarımızın mesleki kariyerinde günümüz karar vericilerinin başvurduğu kayıtlar oldukça; emniyet mensuplarımıza, bizim millet olarak vereceğimiz bir güvence kalmamış demektir. Siyasi iktidarın hata, tenezzül, söylem ve duyarsızlığının faturasını, yine siyasi iktidarın il ve ilçe teşkilatlarından başvuranlara öncelik tanınarak oluşturulan yeni yargının adaletten uzak hukuk bilmez soruşturmalarının, yargılamalarının ve talimatlarının rahatlıkla fatura edildiği emniyet teşkilatımızın, siyasi iktidarın paranoyaklığından, mutlak güç olma hırsından ve bu uğurda rahatlıkla alabildiği veballerden arındırmak milletimizin farkındalığı ile siyasetin önceliği olmalıdır. HER TAYİN BERABERİNDE YE SORUNLAR: Mevcut uygulamada illerimiz, doğu ve batı olarak 2 bölgeye ayrılmış iken, doğu illeri ve batı illeri kendi içerisinde de 2’şer bölgeye ayrılarak toplamda 4 bölge oluşturulmuştur. Böylece, doğudakiler için batıda, batıdakiler için doğudaki görev süreleri de zımni olarak uzatılmıştır. Meslek hayatları boyunca 4 defa mecburi tayine tabi tutulacak olan emniyet mensupları için her tayin beraberinde yeni sorunları da getirecektir. EVLERİ SIRTLARINDA GEZECEK OLAN EMNİYET MENSUPLARI İÇİN ZATEN ZOR OLAN ŞARTLARI DAHA DA ZORLAŞTIRILMAKTADIR: Meslek hayatı boyunca her tayin beraberinde; sınırlı lojman için minnet altına girme, ev arama-bulma, emlakçı komisyonu, güvence bedeli, ev toplama, yükleme, nakliye, yerleşme, çocukların okulu, çalışan eş ise çalışan eşin tayini, eş özel sektörde ise şehir değişikliği sebebi ile iş bulma gibi sorunları da beraberinde getirmektedir. Evleri sırtlarında gezecek olan emniyet mensupları için meslek hayatlarının zaten zor olan şartları duyarsızca daha da zorlaştırılmaktadır. Özellikle doğuda lojman konusu adeta kanayan yara olmuştur. Kritik bölgelerdeki görev ve nöbetlere giden kahraman emniyet mensuplarımız şehit edilmiştir. Sadece kendilerinin değil, eşlerinin, çocuklarının, kardeşlerinin, anne ve babalarının hepsinin bu vatan için ortaya koydukları fedakarlık için millet olarak şehit olduklarında değil yaşarken minnetimizi göstermeliyiz. İPKA UYGULAMASI, İKTİDARIN ADAM KAYIRMACI VE NEPOTİST TAVRININ ACIMASIZCA SÜRMESİNİ SAĞLAMAKTADIR: Bugüne kadar atama sisteminin kanayan yarası olan ipka (polis memurunun tayini çıktığı halde, bulunduğu görev yerinde idari kararla görevine devam etmesi) sisteminin adil ve objektif bir şekilde düzenlenmesine yönelik olarak, yeni yönetmelikte herhangi bir düzenleme yapılmadığını, üzüntüyle görmekteyiz. Mevcut halde, söz konusu ipka uygulaması; iktidarın, adam kayırmacı ve nepotist tavrının, acımasızca sürmesini sağlamaktadır. Ülkenin ihtiyaç duyulan her bölgesinde, fedakarca görev yapan Emniyet güçlerimizin büyük çoğunluğunun yanında, iktidarın karar vericilerinin ve bir takım kapalı ve anti demokratik grupların, iktidara akredite olmuş cemaat ve tarikatların koruması altındaki küçük ve seçkin bir grup Emniyet mensubunun; bu uygulama ile mevzuatı delerek, özellikle batı illerimizdeki büyük şehirlerimizde, meslek hayatına başladıkları ve meslek hayatlarını tamamladıkları inkar edilemez bir gerçektir. Yönetmelikte 'ipka' 2 defa ile sınırlanmış ancak yine 2 tane daha imkan tanınmıştır. Bu ipkaların da hangi şartlarla verileceği emniyet mensuplarımızın ve hepimizin malumudur. AÇIK, ŞEFFAF VE HESAP VEREBİLİR YÖNETİM ANLAYIŞINDAN UZAKLAŞAN YÖNETİM SİSTEMLERİ KOKUŞMAYA MAHKUMDUR: Özellikle teknik bilgi, yeterlilik, deneyim gerektiren bazı birimlerde çalışan emniyet mensuplarının sıklıkla tayin edilmesi, başta örgütlü suçlarla mücadele olmak üzere birçok suçla mücadelede zafiyet yaratacağı öngörülmesi gereken bir husustur. Unutulmamalıdır ki; açık, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim anlayışından uzaklaşan yönetim sistemleri, bozulmaya ve kokuşmaya mahkumdur. İşte ısrarla ve kararlılıkla üzerinde durduğumuz Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem dahilinde, kamuoyu ile paylaştığımız temel ilkeler, bahse konu hatalı ve ilkel uygulamaların çözümüne yönelik, köklü ve sürdürülebilir ilke ve yaklaşımları getirecek, tek çözümdür.”