Kamuoyu yoklamaları gösteriyor ki AKP’nin oyları yüzde 30’un altına sarktı. Tek destekçisi MHP de kesinlikle baraja takılıyor. Cumhur İttifakı yeni bir seçimde TBMM’de çoğunluğu elde edemeyecek. İktidar için daha da riskli olanı, AKP Lideri Erdoğan’ın yüzde 50 artı 1’i asla bulamayacak olması.

İşte bu yüzden Erdoğan iktidarının büyük bir umutsuzluk içinde olduğunu anlıyoruz. 19 yıldaki yaptıklarının hesabının sorulacağı korkusu, AKP Lideri Erdoğan’ı “Neye mal olursa olsun ben başta kalmalıyım!” saplantısına itiyor. Hızla yükselen iktidarı bastırmak için yargıyı, güvenlik güçlerini kullanıyor; yetmiyor. Sonunda da sokak, yani Mafya devreye giriyor.

TÜRKİYE’NİN BAĞIRSAKLARI

Son dönemde ortaya saçılan Sedat Peker videoları gösterdi ki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bazı akrabalar üzerinden Sedat Peker ile ilişkili duruma gelmiş. Suç örgütü Lideri Peker, Bakan Soylu’ya, “Sana 20 yıl yatırım yaptım! Sayemde DYP’nin başına geçtin!” diyebiliyor. Yetmiyor, 2015’te AKP’li bir milletvekilinin isteği üzerine Hürriyet Gazetesi bastırdığını söylüyor. Bu baskında saldırganlara AKP İstanbul Milletvekili ve partinin Gençlik Kolları Başkanı Abdurrahim Boynukalın öncülük ediyor. İlişkiye bakar mısınız?

Bakan Soylu, “Sedat Peker’in bir milletvekiline her ay 10 bin dolar para verdiğini iddia ediyor. Ama adını vermem” diyor. Suçu gizlemiş oluyor. Bu iddiaların daha hafifi ortaya çıktığında eskiden bakanlar istifa etmişken şimdi Sayın Soylu muhalefete hakaretler yağdırarak işini sürdürüyor.

Sadece o da değil. Türkiye’nin en meşhur mafya babası sayılan Alaattin Çakıcı, özel yasa ile hapishaneden çıkartıldı. Çıkar çıkmaz da CHP Lideri’ni ölümle tehdit etti. Cepheye bakın: Bu kişi, bir zamanlar mafyatik ilişkilerinden dolayı 5 yıl hapis cezası alan Mehmet Ağar ile buluşup poz verdi.

Mehmet Ağar; Azeri işadamı Mübariz Mansimov’un malı olan Bodrum-Yalıkavak’taki ünlü marinaya, Peker’in deyişiyle, çöküyor. AKP Lideri Erdoğan ile çok samimi olduğu fotoğraflardan anlaşılan Mehmet Bey’in mahdumu, AKP’den milletvekili yapılıyor. Milletvekili Tolga Ağar’ın yabancı uyruklu bir kadınla ilişkiye girdiği, bu kadının öldürtüldüğü iddiaları duymazlıktan geliniyor.

KILIÇDAROĞLU’NU ÖLDÜRMEK İSTEYENLER

Sedat Peker, Alaattin Çakıcı ve öbür mafya babaları, güçlerini, örgütleyip sokağa saldıkları adamlarından alırlar. İşte bu sokak kabadayıları, iktidardan beslenmek için oraya hizmeti kutsal bir iş bilirler. Göze girmek, para kazanmak için muhalefet partilerinin liderlerine veya temsilcilerine karşı saldırılar düzenlerler.

Bu saldırıların en ağırı, en tehlikelisi, CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na karşı düzenlendi. 21 Nisan 2019’da Ankara Çubuk’ta şehit er er Yener Kırıkçı’nın cenaze törenine katılan CHP Lideri önceden kurgulanmış büyük bir saldırıya uğradı. Ölümden güçlükle kurtarıldı.

Çok açıktır ki bu operasyonda mafya elemanları kullanılmıştır. Ve İçişleri Bakanı Soylu bu saldırıyı önemsemez bir tavır içinde olmuş; AKP’liler de saldırganları övmüşlerdir.

***

Muhalif liderleri susturma işinde mafya elemanlarını kullanma operasyonunun son örneğini dün gördük. Arkalarında MHP olduğu havasını veren bu örgütcükler dün Rize’de İyi Parti Lideri Meral Akşener’e saldırdılar. Mafya’nın Rize’deki bindirilmiş kıtaları, Sayın Akşener nereye gittiyse orada boy göstererek terör estirdiler.

Böylece, geçen gün Sayın Akşener’e ağır biçimde hakaret eden AKP Lideri Erdoğan’a “Yanındayız!” mesajı verdiler.

Sadece bunlar da değil.

Kim MHP’yi eleştirdi ise kendisini Ülkücülük kılıfı altında gizleyen mafyacıklar harekete geçiyor; siyasetçileri, gazetecileri dövüyorlar. Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ canını bu siyasi mafyanın elinden zor kurtardı.

Yeniçağ Gazetesi taşlı sopalı saldırıya uğradı, bu gazetenin yazarları dövüldüler… Hiçbir saldırgan ceza almadı… Türkiye suç işleyenin ceza almadığı kanunsuz bir ülke havasına sokuldu.

EKONOMİ ÇÖKER

Bir ülkede eğer hükümet, bir biçimde mafyatik yapılarla dirsek temasına geçmiş ise artık o ülkenin ekonomik olarak ayağa kalkması mümkün değildir.

Çünkü, “yukarıdan aşağıya doğru gelişen mafyatik yapılanma” içinde mutlaka siyasetçiler vardır ve bu siyasetçilerin büyük çoğunluğu iktidar partisinden olur. Siyasi dayanaklarını kullanan mafya poliste, adliyede dayanak noktalı bulur. Basından propaganda elemanı gazetecileri devşirir. Artık suç örgütü liderleri saygın işadamı muamelesi görmeye başlarlar.

Bilinmelidir ki Sedat Peker, Alaattin Çakıcı, Kürşat Yılmaz, Hadi Özcan, Hüseyin Saral, Hüseyin Baybaşin, Nuri Ergin, Fırat Delibaş vb… isimler kendi başlarına ortaya çıkıp polise, adliyeye karşın baba olmadılar; onların arkasında bir biçimde iktidar gücü yer aldı; bu insanlar devlet gücünü kullanarak baba oldular.

Bunları Ankara Cumhuriyet Başsavcısı da biliyor olmalıdır ki muhalefet gık dese fezleke düzenlerken bu ayyuka çıkan rezaleti görmezden geliyor.

Böyle bir ülkeye hangi yabancı işadamı gelir de yatırım yapar? Ekonomideki geriye gidişle Mafya’nın yükselişinin aynı süreçte olması asla rastlantı değildir.

İHALE YASASI 192 KEZ DEĞİŞTİRİLDİ

Mafya’nın siyasi operasyonlarda kullanılabilmesi için bunların beslenmesi gerekir. Bu para da devletin kasasından alınır. Bunun için en çok devlet ihale kanunu ile oynanır. AKP, İhale Yasası’nı 192 kez değiştirdi ise sebebi nedir?

Ayrıca Belediyeler üstünden mafya babalarına ihaleler verilir. Bu ihalelerde onların adı elbette geçmez ama temsilcileri ihaleyi alır; bunlara komisyon verirler.

Bir ülkede ekonomi işlerken devreye mafyatik hortum girerse artık geçmiş olsun. Hazine boşalınca hiçbir şey olmasa bile dolar alır başını gider…

Sonrasını görmek isteyenler, şehirlerin çeperlerinde yaşayan onlarca milyonun haline bir baksın yeter.