Sevgili Okurlar;

Erzincan’ın İliç ilçesinde bulunan Anagold Madencilik Sanayi ve  Ticaret A.Ş.'nin 2010 yılı Aralık ayından beri altın üretimi yaptığı Çöpler Maden Sahasından çıkarılıp istiflenen toprağın kayması sonucu ilk belirlemelere göre 9 işçi kayan toprağın altında kaldı.

Görüntülerden izlemiş olanların hatırlayacağı üzere toprak arazinin eğimi dahilinde adeta bir nehir gibi aktı.

Allahtan kaza siyanür ve sülfürik asidin depolandığı havuzda meydana gelmedi de açık bir çevre felaketi yaşamadık. Ancak bu havuzun bulunduğu yerin bir duvarının dolgu toprakla çevrelenmiş olması böyle bir kazanın orada da yaşanmayacağı anlamına gelmiyor.

Açıkçası bu konunun gündemden düşmemesi hatta daha da dikkatle incelenmesi gerekiyor ama kaza sonrası göz altına alınanlardan birinin de bu tehlikeyi sürekli dile getirmeye çalışan bir vatandaşımızın olduğunu bilmek  tüylerim diken diken yapmıyor değil.

Neyse

Olay akabinde Hükümetimiz ve ilgili bakanlıklar derhal göreve başladılar ve “ Allah’ın takdiri” cümlesini kullanmaktan özenle kaçındılar.

Dini bütün troller “çıplak gezinildiği için verilen bir ceza bu “ diyemediler. Zira o bölgede çıplak gezen yoktu. Başka şehri de Erzincan’a bağlamak mantıksız olduğu için şimdilik suspus oturuyorlar.

Hoş kaza sonrası ilgili bakanlıkların açıklamaları bu kelimelerle ifade edilmemiş ise de aslında bu anlama da gelmiyor değil.

Nasıl mı?

Mesela İçişleri Bakanı Yerlikaya, sabır, anlayış ve dua beklediklerini aktararak, "Çalışmalarımız aralıksız devam edecek. Tek konumuz dokuz canımızın yerlerini bulmak, onlara ulaşmak. İşimiz zor, bunu kabul ediyoruz ama tecrübemiz, azmimiz ve cesaretimizle yılmadan, gece gündüz ve yağmur yaş demeden çalışmayı bırakmayacağız." diye konuştu.

Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar da

"Senede en az iki kere burayı teftiş ediyoruz. Maden kazalarının en az olabileceği dediğimiz bir yer. Yıllardır da emniyetli şekilde işletilmiş. Orada yaptıkları tespitler var ama dün burada yaşanan hadisenin olduğu yerle ilgili herhangi bir tespit yok. Zaten öyle olduğu durumda biz mutlaka o alanla ilgili çalışmayı durduruyoruz. Mesela, ağustostaki teftişte çalışmayı durduğumuz yaklaşık 32 hektarlık alan var ama bu hadisenin meydana geldiği alanla ilgisi yok. 6 ay içerisinde ne oldu, bu hadiseye ne sebebiyet verdi bunu anlamaya çalışıyoruz." Dedi.

Bu açıklamalara bakıldığında zaten denetimlerin gereği gibi yapılmadığı ortaya çıkıyor.

Yani Bakan Bayraktar’ın ifadesi ile olayın olduğu yerde ilgili bir tespit olmaması size de garip gelmiyor mu?

Olay neden olmuş anlamaya çalışıyorlarmış.Denetimler neden yapılıyor o zaman?

Yahu mühendis olmayan ben bile dolu haline getirilmiş ve bir yere yığılmış toprağın gevşek olduğunu, hiçbir yere tutunmadığını ve rüzgarda bile uçuşabileceğini biliyorum. Hatta yağışlar nedeni ile ağırlaşan toprağın kaymaması mucize iken,neredeyse sıvı hale gelmiş bu toprağın kaymasının anlaşılamayan yönü ne bilemedim.   

Dolgu toprağın kayma ihtimali olan yerine çalışanlar için konteynır  konulması ise ayrı bir iş güvenliği faciası.

Açıkçası ben bu beyanların özünü  “Allahın takdiri” diye anladım. Sizi bilmem.

Şimdi hayat bandını biraz geri saralım.

FETÖ’nün hükümetimiz nezdinde “hizmet hareketi” olarak görüldüğü günlerde; uydurma bir düzenleme ile yeterince kıdemi olmayan FETÖ savcılarının Özel Yetkili Savcı adı altında başsavcıların bile üstüne çıkarıldığı dönemlerde, Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner buradaki maden ile ilgili soruşturma yürütürken Ergenekon suçlamaları nedeni ile göz altına alınmış ve yaptığı soruşturma bir rivayete göre yerine gelen başka bir savcı tarafından kapatılmıştı.

13 Şubatta hayatını yitiren emekli Orgeneral Saldıray Berk de bu soruşturma nedeni ile yargılanmış ve sonuçta İlhan Cihaner ile birlikte aynı dosyadan yargılanan tüm sanıklar beraat etmişti.

Ne alaka derseniz.Sadece paranoyakça bir düşünce benimkisi;

Soruşturmanın çok daha derin ve yaygın olarak ve çok yönlü yapılması gerektiğini düşünenlerdenim. Elimde hiçbir bilgi yok ve tamamen önsezi  ile yazıyorum.

Fetö-İlhan Cihaner-Altın Madeni üçlemesi içerisinde yaşananlar dahilinde bu madene halen FETÖ gizli bir ortak olarak devam ediyor olabilir mi? Anagold Maden ile FETÖ’nün ilişkileri var mıdır? Sürmekte midir?

Maden kazası ile Emekli orgeneral Saldıray Berk’in vefatının aynı gün olması tesadüf müdür? Allah’ın takdiri midir? 

Bazı iktidar mensupları ile aktif ya da değil bazı siyasiler bu oluşumun içinde yer almakta olabilirler mi?

2014’te olduğu gibi FETÖ ile iktidar bir güç testi içine mi girdiler? Yoksa işin içinde başka eller mi var?

Olumlu bir gelişme.

TBMM’de tüm partilerin ortaklaşa kararı ile anılan kazanın incelenmesi konusunda bir soruşturma yapılmasına karar verildi. Bu karar çok olumlu bir gelişme olmakla birlikte soruşturmanın ne kadar derine ineceğini, olayın tüm boyutları ile araştırılıp araştırılmayacağını bu soruşturma sonunda göreceğiz.

Ama temizlenmek istiyorsak  tüm konuların detaylı olarak incelenmesi ve kamuoyu ile paylaşılması gerekmektedir.

İlgili bakanlıklar, maden ruhsatını verenler, madenin açılması için başta ÇED olmak üzere tüm raporları düzenleyenler, bu maden sahasını denetleyenler, raporu yazanlar, onaylayanlar, eksikliklere göz yumanlar, ister siyasi, ister hukuki ve isterse özel teşebbüse mensup kişiler olsun; gerektiği gibi incelenmez ise bir sonraki kazaya “Allahın Takdiri “ bahanesini yakıştırmaktan başka çaremiz kalmaz.

İliç madenindeki siyanür bizi – henüz - zehirlemese de bana göre bu olayın tüm nedenleri, sorumluları ve ilişkileri bulunmadan sonuçlandırılması, siyanür havuzunun patlamasından daha tehlikelidir.