Sevgili okurlar

20 Aralık 2021 pazartesi piyasalar kapandıktan sonra kabine toplantısı bitip Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan kararlar sonrası dövizdeki düşüş başta ihracatçıda olmak üzere vatandaşta mutluluk yarattı.

Kuru aşırı yükselmesi ile fiyatlara gelen bitip tükenmez zamlar üzerine kurdaki düşüş dar gelirli vatandaşı rahatlatırken ithalat ve ihracat rejimi içerisinde yer alan iş sahipleri de bütçe planlarını yapma konusunda ellerini güçlendirdiler.

Ya da öyle sanıyorlar.

Hemen belirteyim dövizdeki mevcut düşüşü manipüle etmeye çalışmıyorum. Bilmeyenleriniz olabilir. Döviz kuru üzerinden manipüle yaratmaya çalışanlar hakkında soruşturma başlatılacakmış.

Çok detaya girmeden şöyle diyelim.

Öncelikle döviz kurlarının kontrol edilemez şekilde yükselmesi ve piyasalarda oluşan aşırı güvensizlik üzerine dün kabine toplantısından çok önemli kararlar çıktı.

Bunlardan en önemlisi ihracatçı/ithalatçıya önceden belirlenen vadeli kur üzerinden döviz sağlamak olacak.

Yani hükümet kendisine o kadar güveniyor ki kurun seyri bundan sonra öngörülebilir şekilde seyredecek ve/veya kurda beklenmedik yükselişler olduğunda hükümet, daha önceden belirlediği ileri vadeli kur bedeli üzerinden aradaki farkı döviz ile çalışmak durumunda  ithalatçı/ihracatçıya ödeyecek.

Diğer önemli karar ise Türk lirasına güveni sağlamak ve dövize olan aşırı talebi kısmak için Türk Lirası vadeli mevduatlara kur artışı garantisi vermek.

Yani diyelim ki 100.000 TL.niz var ve örneğin dolar kuru 10.00 TL. Bu kur üzerinden paranız  10.000 USD’ye karşılık geliyor. Ama siz paranızı %12 faiz ile bir yıl bankaya yatırdığınızda faiz dönemi  sonunda hesabınız faiz ile 112.000 TL oluyor.  Ama USD kuru faiz dönemi sonu 12.00 TL. olursa bu durumda paranızın değeri o gün 120.000 TL. ediyor. Aradaki 8.000 TL farkı devlet hesap sahibine ödüyor.

Kur garantili mevduat faizi. Bunu bir tartışma programında Prof.Dr.Ersan Şen dile getirmişti. Şimdi ise hükümet uygulamaya sokacak.

Ama üzülerek söylemeliyim ki  alelacele alınmış ve henüz detayları açıklanmayan bu uygulamaların nasıl gerçekleştirileceği, kontrol ve denetim altında tutulacağı henüz belli değil.

Ayrıca İthalat/ihracatçıya verilen bu hak yurtiçinde kendi yağı ile dönmeye çalışan diğer ticaret erbabına hiç mi hiç yaramıyor.

Kaldı ki ithalat/ihracatçının devletten aldığı bu kur farkı desteğini yurtiçinde yaptığı satışlara nasıl yansıtacağı belli olmadığı gibi bazı uyanıklara da hayali ihracat/ithalat yapma yolu ile bir nevi dolandırıcılık yapma yolunu da açıyor.

Bildiği kadarı ile İthalat/ihracat yapabilen kayıtlı 75.000 firmanın bulunduğu gözetildiğinde yakın zamanda bu durumu fırsata çevirmek için pıtrak gibi ithalat/ihracat yapama hakkına sahip bir sürü firmanın kurulduğunu göreceğiz. 

Hatta hükümet bu artışı aldığı tedbirler sonucu oluşan başarı olarak da bize yutturmaya çalışacaktır.

Diğer yandan vadeli mevduata verilen garantinin altı bomboş.

Öncelikle yine uygulamanın nasıl olacağı ile ilgili detayları görmek gerekiyor.

Mesela kur garantisi hangi vadeli mevduatları kapsayacak? 1ay ve 3 ay gibi kısa vadeli olarak parasını mevduatta değerlendiren bu haktan yararlanabilecek mi henüz bilmiyoruz.

Özellikle fazla birikimi olmayan, işini  ve yaşantısını da bu birikimin faizi ile idame ettirmeye çalışan kesimin kullanmak zorunda kaldığı kısa vadeli mevduatların kur garantisi dışında tutulmasının hiçbir anlamı olmayacaktır.

Kur garantisinin uzun vadeli olarak faize yatıran kesim ise zaten bankadaki paraya ihtiyacı olmayan paralı kesim olduğundan kur garantisinin uzun vadeli mevduata verilmesi yine zengine yapılmış bir kıyak olarak ortaya çıkacaktır.

Bekleyip göreceğiz ama şunu da hatırlatalım;

Hatırlarsanız pandemi zamanında işyerlerini kapanan işyerlerine ve çalışanlara verilecek destek ve kısa çalışma ödeneği için getirilen şartları işyerleri ve işçilerin önemli bir kısmı sağlayamamıştı. Sağlayanlar ise komik bedeller almıştı. Yani hükümet böyle bir yardımı minimum düzeyde tutmak üzerine kurulu şartlar oluşturmuştu.

Aynı şey vadeli mevduata verilecek garanti için de olacak ve garanti son derece sınırlı tutulacaktır. .

Daha ilgincini şöyle söyleyelim.

Sözde faize karşı olan hükümetimiz TL. cinsinden mevduat faizine kur garantisi vererek adı tam olarak konmamış bir faiz ödemesi yapacak. Üstelik bunu piyasa koşullarında oluşmuş veya oluşması gereken faiz üzerinden yapmayıp yine sadece zengini koruyan bir uygulamayı hayata geçirmiş olacak ve bu da devletin yani bizim kesemizden çıkacak.

Hükümetin doğrudan faiz artırımı yaparak sorunu devleti  sorumluluk altına sokmadan çözmesi mümkünken, Türk Lirası mevduata devlet eliyle  kur garantisi altında faiz vererek bütün vatandaşları borçlandırma yoluna giden aklına da şaşırmamak mümkün değil.

Tüm bunların ötesinde vaatlerin karşılığı hazineden nasıl bulunacak bu soru işareti.

Bir fıkra ile bitirelim.

Gecenin bir vakti müşterisini bırakıp ana caddeye çıkmaya çalışan taksi şoförünün önüne bir apartmandan koşarak çırılçıplak bir kadın çıkmış ve taksinin önüne atlayarak durdurmuş ve arka koltuğa geçip şoföre:

  • Sür…  demiş.

 Şaşkınlık içindeki şoför ne olduğunu anlamadan çıplak kadın ile yola koyulmuş ama bir taraftan da  aynadan çıplak kadına bakıyormuş.

Şoförün bakışlarından rahatsız olan kadın bir süre sonra şoföre:

  • Ne bakıyorsun be… diye çıkışınca şoför gayet kibar bir tavırla cevaplamış :
  • Kusura bakmayın hanımefendi, amacım sizi rahatsız etmek değil. Sadece taksi parasını nereden çıkaracaksınız onu merak ediyorum.

Hakikaten taksi parasını nereden çıkaracağız?

Farkında değiliz ama bataklıkta debeleniyoruz ve battıkça batıyoruz. Karakış öncesi pastırma yazı.