Şeytan insanların kafasını karıştırmak istediğinde idealistleri kullanır. (Niccolò Machiavelli)

Karl Marx (1818-1883) din için "Bunlar halk için afyondur
sözü meşhurdur.Karl Marx'ın Hegel'in Hukuk Felsefesinin Eleştirisin'deki bir alıntısının değiştirilmiş halidir. Özetle şu şekilde ifade etmiştir : “Din, akılsız koşulların ruhu olduğu gibi, mazlum mahlûkun iç çekişi, kalpsiz bir dünyanın Aklıdır, halkın afyonudur."

1844 yılında Karl Marx dine yönelik eleştirisini, dinin “halkın afyonu” olduğu ifadesiyle özetlemişti: Din, yalnızca muhtaç insanları uyuşturmak, onları ahirette daha iyi koşullarla teselli etmek ve aynı zamanda, adaletsiz koşullara karşı mücadeleri engellemek için vardır.


Karl Marx'ın dinin Afyon olduğu sözü ne kadar doğru? Sadece Hıristiyanlığa bakarak bunu söylemiş olması garip, ki  örneğin Hıristiyanlığın ünlü Thomas Müntzer ayaklanması var. Birlikte yazdıkları  Komünist Manifesto, mesai arkadaşı olan, Friedrich Engels Müntzer ayaklanması için "Alman Köylü Savaşı" eserin de devrimci Thomas Müntzer'in devrimci yönünü kaleme almıṣtır.

Thomas Müntzer (* 1489-1525) Köylü Savaşı sırasında bir ilahiyatçı, reformcu, matbaacı ve devrimciydi.
Bir rahip olarak Müntzer, başlangıçta Martin Luther'in kararlı bir takipçisi ve hayranıydı. Ancak onun direnişi yalnızca papalığın hakim olduğu ruhani otoriteye değil, aynı zamanda zümrelerin karakterize ettiği laik düzene de karşıydı. Müntzer'in birçok militan metin ve vaazda yansıtılan radikal sosyal-devrimci özlemleri ve maneviyatçı teolojisi nedeniyle Luther, Köylü Savaşı'nın başlangıcında ondan uzaklaştı.

Diğer Ehli Kitap dinlerden olan yahudiliğin  Siyonizm siyasi ayağı olduğu herkesin malumudur, Siyonizm siyasi program olarak Marx'dan sonra gelişmiş olsada, yahudiliğin iç dinamiği de sürekli mevcuttu.

Theodor Herzl (1860 - 1904), Yahudiliğe mensup Avusturya-Macaristanlı bir yazar, yayıncı ve gazeteciydi.Herzl, Yahudilerin bir ulus olduğuna ve antisemitizm, yasal ayrımcılık ve Yahudilerin topluma kazandırılmaması nedeniyle bir Yahudi devletinin kurulması gerektiğine inanıyordu. Onun beyni oldu, bir kitle hareketi örgütledi ve böylece İsrail'in kuruluşunun yolunu açtı. Siyasi Siyonizmin ana kurucusu olarak kabul edilir.

Karl Marx, Siyonizm ve Din motivasyonu ile Köylü ayaklanmaların olduğunu bildiği halde, niye dinin Afyon olduğunu ifade etmiştir? (Allah'ın izni ile, Islamın devrimlerini bir sonraki yazıda kaleme almayı düşünyorum).Sorunun yanıtını bulmak için ,Marx geçmişine bakmamız da fayda var.

Eleştirmenler, Marx'ın misyonunun yeni doğmakta olan sosyalist hareketi benimsemek olduğunu öne sürdüler. Marx tek kelime bile yazmadan önce, Sanayi Devrimi sonrası sosyalist hareket Almanya'da, Fransa'da, Britanya'da ve başka yerlerde zaten mevcuttu. Marxistler sosyalizmi tekelleştirmeye çalıştılar ve Marx'ın teorilerini takip etmedikçe sosyalist olunamayacağı konusunda ısrar ettiler.
Bu bağlamda önemli bir soru şu: “Marx'ın arkasında kim vardı?” Wolfgang Waldner'ın "Prusya Hükümeti Ajanı Karl Marx" adlı kitabı, Marx'ın başlangıçta Prusya rejimi için bir polis casusu olarak çalıştığını öne sürüyor.


Waldner, Marx'ın 1843'te Jenny von Westphalen ile evlendiğinden bahseder. Zengin bir Prusyalı aileden geliyordu. Kardeşi, 1850'den 1858'e kadar Prusya İçişleri Bakanı olan Ferdinand von Westphalen'di. Marx'ın kayınbiraderi Ferdinand "gerici" olarak görülüyordu ve muhalifleri izleyen geniş bir casus ağını yönetiyordu.

Marx 1849'da Londra'ya taşındı. Marx, British Museum'un okuma odasında Kapital'i yazarken, ünlü kuzeni Lionel de Rothschild, uygun bir şekilde Londra Şehri Parlamento Üyesiydi (1847-1868 ve 1869-1874).

Rothschild'ler (Marx'ın üçüncü kuzeni) ve diğer Yahudi finans örgütleri, 19. yüzyılın başlarında toplumu kasıp kavuran "Yahudi özgürleşmesi"nin ve Masonik, liberal ve Protestan fikirlerin desteklenmesinde etkili oldular.


Marx'ın Rothschild'in bir ajanı olduğu fikri, 1869'da onun Birinci Enternasyonal'deki çağdaş rakibi, Marx ve Rothschild'in kuzen olduğunun bile farkında olmayan Mikhail Bakunin tarafından gündeme getirildi. Bakunin ileri görüşlü bir şekilde şunları yazdı: “Bu dünya artık, en azından büyük ölçüde, bir yanda Marx'ın, diğer yanda Rothschild'in emrindedir. Bu garip görünebilir. Sosyalizmin önde gelen bir bankayla ortak noktası ne olabilir? Mesele şu ki, otoriter sosyalizm, Marx'ist komünizm, devletin güçlü bir şekilde merkezileşmesini gerektirir ve devletin merkezileştiği yerde mutlaka bir merkez bankası da bulunmalıdır ve böyle bir bankanın olduğu yerde, halkın emeği üzerine spekülasyon yapan asalak Yahudi milleti bulunacaktır."

Haftalık “Jüdische Allgemeine” gazetesi şöyle yazıyor:

“Marx aynı zamanda Yahudi karşıtı saldırıların da hedefiydi. Rus anarşist Mikhail Bakunin 1873'te Marx'ın 'hırslı ve kibirli, kavgacı, hoşgörüsüz ve mutlak, atalarının Rab Tanrısı Yehova gibi ve onun gibi delilik noktasına kadar intikamcı' olduğunu yazmıştı'Yahudi sermayesi' ile 'Yahudi komünizmi'ni birbirine bağlayan komplo teorilerinin ilk biçimleri de Bakunin'den geliyor: 'Bugün bu Yahudi dünyası büyük ölçüde bir yanda Marx'ın, diğer yanda Rothschild'in emrindedir.Richard Friedenthal'e göre Marx, rakibinin hakaretlerine ilgisizce karşılık verdi. 'Benim bununla hiçbir ilgim yok.'"

" Eminim ki Rothschild'ler bir yandan Marx'ın başarılarını takdir ediyor, diğer yandan Marx'ın Rothschild'lere karşı içgüdüsel bir eğilimi ve büyük saygısı var."

Mihail Bakunin

Karl Marx'ın kişiliğini ve eserlerini detaylı bir şekilde analiz eden “Komünist İdeolojinin Kırmızı Kitabı” ve “Karl Marx'ın Diğer Yüzü” adlı iki esere baktığınızda, Marx'ın liseden itibaren kişisel gelişimi netleşir. Mezuniyet, daha da fazlası, okurken amacı asla insanlığa iyilik yapmak, insan ruhunu yüceltmek ve ona daha fazla özgürlük, onur ve yönelim kazandırmaktı değildi. Şiirleri olsun, oyunları olsun, ekonomik ve politik teorileri olsun, eserlerinin hepsi insanlığı kendisinin komplo kurduğu uçuruma götürme amacını taşıyordu.


Bunların hepsi, onları kendi amaçları için kullanan küçük bir siyasi elitin araçlarıdır. İşçilerin özgürlüğü hiçbir zaman asıl amaç olmadı.Yazıları ve teorileri tüm halkları milyonlarca ölümle ve tarif edilemez acılara sürükledi.

Marx'ın ideolojisini savunan Komunist devletlerin ölüm listesi :

Sovyetler Birliği: 20 milyon
Çin Halk Cumhuriyeti: 65 milyon
Vietnam: 1 milyon
Kuzey Kore: 2 milyon
Kamboçya: 2 milyon
Doğu Avrupa: 1 milyon
Latin Amerika: 150.000
Afrika: 1,7 milyon
Afganistan: 1,5 milyon

Bu tabloya inanacak olursak, geçen yüzyıl da, Marx'ın teorisini benimseyen komünist rejimler, yaklaşık 100 Milyon insanın ölümüne sebep olmuştur.
Birinci ve Ikinci dünya savaşı sırasında yaklaşık 92.Milyon insanın öldüğünü düşünürsek , bu rakamın ne kadar korkunç olduğunu anlarız.Marx'ın teorisini siyasalaştıran Rejimler de belirgin din düşmanlığı vardır. Tanrı'nın yerine kişiyi ve devleti koyması da tesadüf olarak göremeyiz.

Birini ruh dünyasına yaklaşmak  istiyorsanız , kişiyi kendi eserlinden tanımaya çalışın. Biz de Marx'ı kendi şiirlerinden tanımaya çalışalım.

"Ne ne! Bıçaklıyorum, bıçaklıyorum, hatasız
Kan karası kılıcı ruhuna sapla,
Tanrı bunları bilmez, Tanrı sanata saygı duymaz;

Cehennemin sisinden kafanın içine yükselen,
Ta ki beyin delirinceye, kalp değişene kadar:
Onları siyah adamdan canlı olarak aldım.

Benim için tempoyu o atıyor, işaretleri yazıyor;
Ölüm Yürüyüşünü daha dolgun, daha çılgınca resmetmeliyim,
Karanlık oynamalı, ışık oynamalı
ta ki kalbin ip ve yayı kırıncaya kadar."

“Müzisyen”den, Karl Marx

Bu şiirler de dinin yok olduğunu mu yoksa inkarını mı ifade ediyor? İkisi arasında çiddi fark var. Bize anlatılan Marx'sın, dinin olmadığını ve insanların icadı olduğu anlatılır. Halbuki şiirlerin de dinin var olduğunu ama inkar ettiğini yazmıştır.

“Solgun Kız” (1837) adlı şiirinde şöyle yazar: “Demek cenneti kaybettim, bunu kesinlikle biliyorum. Bir zamanlar Tanrı'ya ait olan ruhum artık cehenneme mahkumdur."

Tanrı'ya ait olmayan ruh sizce bu mısraları yazarı olan, Marx'ın ruhu kime ait?

UMUTSUZ DUA (Karl Marx 1837) Bir Tanrı her şeyi benden koparmış, kaderin laneti ve boyunduruğunda yuvarlanmış, O'nun dünyaları - her şeyi - her şeyi özlemişti Bir şey kalmıştı, intikam! Bana kaldı! Kendimle gurur duymak, yukarıda oturan yaratıktan intikam almak istiyorum.

Umutsuz duayı Incilin Yeşaya 14,12 bölümün de olan , şeytanın sözüne ne kadar benzediğin bakalım :

Cennetten nasıl düştün, şafağın oğlu Lucifer(Şeytan) ! Ey ulusların fatihi, nasıl da yerle bir oldun! Ve sen, yüreğinde şöyle dedin: "Göklere yükseleceğim ve tahtımı Tanrı'nın yıldızlarının çok üstüne kuracağım ve en kuzeydeki meclis dağında oturacağım. Yükseklere çıkacağım." bulutlardan ve kendimi Yüceler Yücesi'ne eşit kılacağım." ama siz cehenneme, en derin çukura atılacaksınız.

Oulanem eseri de, onun takipçilerini cehenneme sürüklediğini açık bir şekilde ifade etmiştir.

Tek perdelik “Oulanem” oyunundan alıntı: Daha da fazlasını biliyorum, başkaları da var hâlâ burada, onlar da Oulanem, Oulanem de! Adı ölüm gibi geliyor, aşağılık taşıyıcıda kaybolana kadar ses çıkarmaya devam ediyor. Durmak! Artık elimde! Ruhumdan hava gibi temiz, kemiklerim kadar sağlam yükseliyor, yemini zırhlı gözlerimin önünde duruyor, onu buldum ve bulmasına izin vereceğim!”ama sen, sen kişileşmiş insanlık, benim genç kollarım tarafından kavranıyorsun, sarsılarak göğsüne sarılıyorlar, geceleri uçurum ikimize de esniyor ve sen batıyorsun, gülümseyerek takip ediyorum ve sana fısıldıyorum, aşağı! Benimle gelin yoldaş!

Tanrı'dan intikam arzusu gibi ifadeler  bize Marx'ın ruh dünyasının ne kadar bozuk olduğunu , şeytan ile aynı misyonunu taşıdığını kendi yazılarından okuduk.Yazılanlar ortada, Marx kendini cehennemlik ve Tanrı'yı yerinden etmeyi hedeflediğini şiirlerin de belirtmiştir.


Marx'ın şeytan ve cehennem vurgusu, bize anlatılan din eleştirisini bilime ve akla dayanmadığını gösteriyor.Din afyondur sözünü söylerken, kendisini cehennem de gören birinin söylemesi, bizi şaşırtmıyor.

Araf Suresi, 16. ayet:
Dedi ki: "Madem öyle, beni azdırdığından dolayı onlar(ı insanları saptırmak) için mutlaka Senin dosdoğru yolunda (pusu kurup) oturacağım."


Araf Suresi, 17. ayet:
"Sonra muhakkak önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Onların çoğunu şükredici bulmayacaksın."


Araf Suresi, 18. ayet:
(Allah) Dedi: "Kınanıp alçaltılmış ve kovulmuş olarak oradan çık. Andolsun, onlardan kim seni izlerse, cehennemi sizlerle dolduracağım."