"Adaletsizlik medeniyeti mahveder."

Ibn Haldun

Bu yazı bir öncekinin devamı niteliğindedir.Karl Marx'ın din afyondur sözünü Islami açıdan değerlendirmeye çalışalım.Marx'ı kişisel olarak eleştirmemin sebebi ,sadece Batılıların değil genel olarak Ateistlerin ve Agnostiklerin İslamı ilkel bulup, dini eleştirmek için Marx'ın sözünü referans olarak almalarıdır.Marx'ı tanımayan bile din afyondur sözünü bir yerde işitmiştir.Bununla beraber Dini eleştirenler Din afyondur der ,diğer taraftan dinlerin savaşların sebebi olduğunu anlatırlar.Eğer Din afyon ve milleti sindirmek ,uyuşturmak ve mücadeleri engellemek için var ise, nasıl oluyor da dinler savaşın sebebi oluyor? Burda bir tutarsızlık yok mu?Savaşların nedeni gerçekten din mi? Son 110 yıla bakarsanız durumun böyle olmadığını görürsünüz.

Birinci ve ikinci Dünya savaşı ,tarihin en çok insanın öldüğü savaşlardı. Sebebi dini miydi yoksa siyasi mi?Iki dünya savaşında, savaşa yol açan dinsel değil seküler nedenlerdi.Başka örnekler vermek gerekirse

Irak, Afganistan ve Vietnam'daki savaşlar ile Çin, Kamboçya ve Ruanda'daki iç savaşlar, yakın geçmişteki ve günümüz de Ukrayna,

bize geçen yüzyıldaki savaşların daha dünyevi bir arka plana sahip olduğunu gösteriyor.

İlginç olan, tüm bu seküler (ruhani değil dünyevi )savaşların Aydınlanma çağından sonra gerçekleşmiş olmasıdır.

Aydınlanma Çağı olarak adlandırılan tarihsel dönem, aydınlanma felsefesinin 18. yüzyılda doğup benimsenmeye başladığı dönemdir. Batı toplumunda 17. ve 18. yüzyıllarda gelişen, akılcı düşünceyi eski, geleneksel, değişmez kabul edilen varsayımlardan, önyargılardan ve ideolojilerden özgürleştirmeyi ve yeni bilgiye yönelik kabulü geliştirmeyi amaçlayan düşünsel gelişimi kapsayan dönemi tanımlar.(1)

Burada anlaşılan ve kastedilen geleneksel ve varsayımlar dinlerdir.

Geçmişte ve bugün de olduğu gibi din adına savaşlar yaşandı ve yaşanıyor.

Örnekle göstemek istediğim , dünyevi savaşların dini savaşlardan daha sık meydana geldiğidir.

Analize geçmeden önce Karl Marx'ın sözünü tekrar hatırlatalım:"Din, yalnızca muhtaç insanları uyuşturmak, onları ahirette daha iyi koşullarla teselli etmek ve aynı zamanda, adaletsiz koşullara karşı mücadeleri engellemek için vardır."(2)

Birinci konuya değinelim, Islam muhtaç insanları uyuşturyor mu ? Bu sorunun cevabını bulmak için Islam'ın tek kaynağı olan Kur'an'a bakalım:

Ey inananlar, din bilginlerinin ve din adamlarının çoğu halkın parasını hakketmeden yerler ve ALLAH'ın yolundan saptırırlar. Altın ve gümüşü yığıp ALLAH yolunda harcamayanlara acı bir azap müjdele.

Tevbe/34.Ayet

Ey halk, Rabbinizi dinleyin, babanın çocuğuna yardım edemiyeceği ne de çocuğun babaya yardım edemiyeceği günden korkun. ALLAH'ın sözü gerçektir. Dünya hayatı sizi aldatmasın; kandırıcılar sizi ALLAH ile aldatmasınlar.

Lokman/33.Ayet

Kuran, bizi zenginleşmek için dini saptıran ,yanlış yola sokan sözde alimlere karşı bizi uyarmaktadır. İnsanların din adına aldatılmamaya dikkat etmeleri gerektiğine dikkat çekiyor.Din adına uyuşturulmamayı bize hatırlatıyor.

Islam'da adaletsizliğe ve zulme karşı engelleme var mıdır?

Şüphesiz Allah size emânetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adâletle hükmetmenizi emrediyor. Böylece Allah size ne güzel öğüt veriyor! Doğrusu Allah her şeyi hakkıyla işiten, kemâliyle görendir.

Nisa/58.Ayet

Sizinle savaşanlara karşı siz de Allah yolunda onlarla savaşın. Ama haddi aşmayın. Kuşkusuz Allah, haddi aşanları sevmez.

Onları yakaladığınız yerde öldürün. Onlar sizi nereden çıkardılarsa siz de onları oradan çıkarın. Bilin ki fitne, adam öldürmekten daha beterdir. Onlar sizinle Mescid-i Harâm civarında savaşmadıkça, siz de onlarla orada savaşmayın. Fakat sizinle orada savaşmaya kalkışırlarsa onları öldürün. Kâfirlerin cezası işte budur.

Eğer onlar savaştan vazgeçerlerse şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

Zulüm ve baskı tamâmen ortadan kalkıncaya ve hâkimiyet sadece Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer haksızlıklara son verirlerse, artık zâlimlerden başkasına düşmanlık yoktur.

Bakara/190,191,192,193. Ayet

Bu ayetler genelikle Islam'a karşı menfi bir tutum sergileyenler tarafından sıkça kullanılır.Ayetin başını alıp gerisini okumazlar.Yakaladığınız yerde öldürün ifadesi, ayetin öncesin de devamın da anlaşıldığı gibi savunma savaşı kast edilmektedir.Buna rağmen saldıranlar barışa yanaşyorsa, barışı kabul etmemiz söyleniyor.Dünyadaki her ülke bunu esas alsa ve her saldırıda saldırgana karşı tutum sergilense, mutlaka bu sayede daha az savaş olurdu.

Bununla beraber, savaş dışında Kur'an'ın insan hayatına verdiği önemini nasıl tarif ettiğine bakalım:

Bundan dolayı İsrailoğulları'na yazdık: “Kim, bir cana karşılık olmaksızın veya yeryüzünde bozgunculuk yapmamış birini öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de onu yaşatırsa, sanki bütün insanları yaşatmış gibi olur.” Resullerimiz onlara kanıtlayıcı açık bilgilerle geldiği halde onların çoğu bundan sonra da yeryüzünde israf etmektedirler.

Maide/32.Ayet

Kur'an-ı Kerim bize İsra suresinin 33 ayetinde Allah'ın saygıya layık kıldığı cana kıymayın diye çok net çok açık bir ifadede bulunuyor. Yine benzer ayetlerde de zaten Allah'ın saygıya layık kıldığı cana kıyılmaması ve insanların hayatlarına son verilmemesi ifade ediliyor. Allah'ın insanlara lütfetmiş olduğu  bahşetmiş olduğu en büyük nimettir .Allah'ın verdiği canı Allah tekrar alabilir, var olmak canlı olmak çok mucizevi bir şeydir.Dolayısıyla tarih boyunca gelen tüm vahiyler, tarih boyunca gelen tüm peygamberler insanların yaşam hakkı ve bu haklarını özgür bir şekilde ortaya koyabilme ile ilgili vurgularda bulunmuşlardır.(3)

Kur'an'ın İlkeleri

Kur'an'a göre halkına adaletsiz davranan rejimler veya devlet ideolojileri zalim olarak kabul edilir. Kur'ana göre adalet nasıl yerine gelir?

Kur'an adaleti önerirken ,belirli bir siyasi yönelimi emretmez; temelde bir idealin ilkelerini ortaya koyar.

İnananlar! ALLAH için adaleti gözeterek tanıklık edin. Bir topluluğa olan kininiz sizi adaletli davranmaktan alıkoymasın. Adaletli davranmak daha erdemlidir. ALLAH'ı dinleyin. ALLAH yaptıklarınızı haber alır.

Maide/8.Ayet

Kur'an inanç ibadet ve ahlak konularında doğrudan ve ayrıntılarıyla yer verirken siyasi konulara, evrensel nitelik taşıyan genel ilkelerin dışında herhangi bir belirlemede bulunmuş değildir. Örneğin Hz Peygamber'den sonra halife kim olacak, hangi şartları taşıyacak, devletin yapısı ve yönetim biçimi nasıl olacak gibi kurumsal siyasetin konularla ilgili duymaz ve herhangi bir açıklamada bulunmaz. Siyaset kadar diğer konularda da ilgilendiren bu temel prensipler ,genel olarak , Müslümanların işlerinin kendi aralarında meşveret /danışma yoluyla çözülmesi (3), insanlar arasında adaletle ve hakaniyetle hükmedilmesi(4) ,yetki sahiplerine itaat edilmesi(5), emanetlerin ehline verilmesi (6) , insanlar arasında üstünlüğün takva ile olduğu (7) , şeklindeki prensiplerden oluşmaktadır.

Adaletin hakim olduğu bir toplum, güçlü adalet kurumları ve hukuk devleti oluşturmakla mümkündür. Hukuki ıslahat birkaç yılda yapılacak bir şey değildir. Köklü bir hukuk felsefesine ,toplumun hak ve hukuk bilincinin geliştirilmesine ihtiyaç vardır.

İnsanın ,canını ,malını, aklını, dinini, ırzını ve ailesini korumak olarak bilinen İslam'ın mekâsıdu'ṣ- şeriasını (dini hükmün gayeleri) koruyan ve güçlendiren kural ve kurumlarından yararlanmakta bir beis görmediler. Insanlığın birikiminde mevcut olan güzel örnekleri kullandılar. (8)

İslam ve Dayanışma

Marx'ın dinin adaletsiz koşullara karşı mücadelleği kestiğini ifadesi,  Islam'a uymadığını ayetler ile şahit olduk.Diğer taraftan dinin muhtaç insanlara sinmişliğe alıştırdığını Kur'an ile bağdaştıramayız.

İslam hem pasiflik dini olmadığı gibi sosyal kaygıları gözetmemizi isteğen bir dindir.

"Sevdiğiniz şeylerden ekonomik yardım olarak vermedikçe erdemli bir kişi olamazsınız. Her neyi verirseniz ALLAH mutlaka onu bilir."

Ali Imran/92.Ayet

Islam sadece Batı'da farklı bir şekilde sunulmuyor, ne yazık ki bizim çoğrafyada da yanlış bir algı söz konusu. Bunun bir diğer sebebi dinin yanlış tanıtılması. Islam deyince akla sarıklı ve cübbeli, hocalar tarafından anlatılan hurafeler geliyor. Kur'an'ı biz Müslümanlar örnek bir şekilde yaşarsak belki bu önyargıların yerine, Kur'an'a merak başlar.

"Sizi ALLAH ile aldatmaya çalışanlara kanmayın. Dinin sembolü sarık,sakal, cübbe veya türban değil;

AHLAK, ADALET, AKIL VE İLİMDİR. "

Yaşar Nuri Öztürk

1. Vikipedia

2. Marx, Karl , Hegel'in hukuk felsefesine yönelik eleştiriler

3. Dorman,Emre, Cana kıymayın ile ilgili videosu.https://youtu.be/zhB16mjaBkA?si=Hf2GmQ11cA3iwNPe

4. 42.Şura,38; 3.Ali Imran,159.

5. 4.Nisa,58.

6. 4.Nisa,59.

7. 4.Nisa ,58.

8. 49.Hucurat,13.

9. Kutlu ,Sönmez , Karizmatik Otorite ve Temsil Sorunu: Mehdilik,Dini Temsil Sorunu Sempozyomu-Tebliğler-,28-29 Nisan 2017, s.101-134.